Misaki:Nereye? Ders başlayacak.Chiyaki:Heiya birazdan çıkacak, zaten uyumaktan dikkat veremedim bugün. Biraz gezeyim de beynime oksijen girsin.
Ve uzaklaştım.
Misaki:İyi, yarın dinç gel!
Chiyaki:Aynen aynen, görüşürüz!
***
Okul çıkış saati olduğu için burası normalde olduğundan daha kalabalıktı.
Motoru bir ara sokağa bırakıp Heiya'ya mesaj atmak için telefonumu çıkarttım.
Fakat sinyal olmadığı için hiçbir şey yapamadım.
Ara sokaktan çıktım ve etrafıma bakındım.
Chiyaki:Çok saçma.
Kimse yoktu.
Nasıl yani?
Bu kadar insanı birkaç dakika içinde kim buradan gönderebilirdi?
Milletin işi gücü yok muydu?
Ayrıca okul çıkış saatiydi, illa birileri olurdu.
Telefonu cebime koyup biraz gezindim.
***
Uzun bir süre gezinmiştim, hava kararıyordu.
Bu kadarı cidden imkansız.
Arkamdaki yoğun ışıkla beraber duraksadım.
Arkamı döndüm ve ekrana baktım.
Oyun alanı?
Kim bunu yapacak bir güce sahip?
Oyunlar tek başımıza oynanmaz değil mi?
Birileri olmalı ama neredeler?
Bunun cevabını ancak oyun alanı denen yere giderek bulabilirim.
***
Chiyaki:Oyun dedikleri şey futbol falan mıydı?
Diye söylendim kendi kendime elime sehpada duran telefonlardan birini alırken.
Heiya:Chiyaki!
Chiyaki:Abla diyeceksin abl- Heiya!
Somurtmayı kesip hızla Heiya'ya sarıldım.
Sonra ayrılıp ona arkamda kalan sehpadan bir telefon alıp verdim.
Anonslar yapılırken Heiya anlamazca etrafına bakıyordu.
Chiyaki:Şşt, streslendin mi sen?
Heiya:Herkesin bir anda kaybolup bir oyun alanında toplanması çok... Saçma.
Chiyaki:Evet, tam bir aptal işi. Şu aptal oyun mudur, etkinlik midir nedir? Bitsin de kurtulalım hemen.
"OYUN ŞİMDİ BAŞLIYOR."
Yer sallandı gibi oldu.
Chiyaki:Ha?
Heiya:Kimse fark etmedi m-
Chiyaki:Koş!
Heiya'nın elinden tuttum ve koşmaya başladım.
Bana yetişmeye çalışırken arada düşecek gibi oluyordu.
Chiyaki:Bırak şu çantayı!
Çantayı bir kenara fırlatmasına sebep oldum ve onu daha çok çekiştirdim.
Yerin sallanma şiddeti gittikçe artıyordu.
Heiya:Chiyaki, bu işin sonu hiç iyi değil!
Chiyaki:Ne yani? Pes mi edelim!?
Arkadan yıkılma sesleri geliyordu.
Yer çöküyordu.
Bu böyle olmayacak.
Heiya'yı yere iteleyip üstüne kapanmaya yeltendim, birimize zarar gelecekse bana gelsin.
Heiya:Hayır, dur!
Beni kenara itti.
Chiyaki:Aptalsın sen.
***
Kendime gelmeye başladığımda başım çok ağrıyordu.
Gözümü zor da olsa aralayabildiğimde etrafın cehennemden bir farkı yoktu resmen.
Yanımda kalan Heiya'ya baktım.
Bana bir zarar gelmemişti fakat Heiya'nın bacağına demir bir çubuk saplanmıştı.
Beni itmeyecekti...
Chiyaki:Beni itmeyecektin!
Omzundan tuttum ve sarstım.
Gözünü açmıyordu.
Ne yapacağımı bilemedim.
Buradan ancak sakin kalırsam kurtulabilirim.
Kendimi toparlayabildiğimce toparladım.
Demir çubuğa gitti elim.
Çıkartmaya çalıştım fakat Heiya'nın desteği olmadan olacak gibi değildi.
Son kez sarılırmışçasına Heiya'ya sarıldım...
Gerçi zaten son kezdi.
Nabzına baktığımda neredeyse hiç atmıyordu bile.
Heiya için pes etmedim, neler döndüğünü öğrenip intikamımı almalıydım.
Gerçi kardeşim gittikten sonra intikam alsam ne fayda?
Hem de bunları yapacak bir güçten.
Yine de boş duracak hâlim yok ya.
Şimdilik bu kadardı... Umarım beğenirsiniz. Bir yazım yanlışım varsa lütfen kusuruma bakmayın, söyleyin düzeltirim. İyi okumalar, iyi günler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4:00𝐀.𝐌. // ⍟𝐒𝐇𝐔𝐍𝐓𝐀𝐑𝐎 𝐂𝐇𝐈𝐒𝐇𝐈𝐘𝐀⍟
FanficUmarım beğenirsiniz, iyi okumalar dilerim şimdiden...