06/18/2006
Melek AKTAN;
Acıları Kızı Melek AKTAN
10:34
Sırtını duvara yaslayarak bacaklarını kendine çekmiş yatakta halsizce uyuyan kardeşini izliyordu.
sakince adımlarını küçük Helin'in yanına adım attı ve yatağın köşesine oturdu, elinin tersini alnına yerleştirdi
Ateşi yoktu.
Rahat bir nefes verdi ayaklarının yanındaki su dolu kovanın içine nemli bezi attı ve kovayı yataktan biraz uzağa koydu.
Yatakta uzanan küçük Helin'e kaydı bakışları,parmakları terlediği için nemli olan saçlarına atıldı, parmakları kahve tutamlarının arasında gezinirken düşünceleriyle boğuşuyordu.
Bugün her şey bitecekti...
bakışlarını duvarda asılan bembeyaz elbiseye döndürdü derince yutkundu, içi sıkıntısıyla dolmaya başladı.
Elinin altındaki kipırtıyla bakışlarını, gözleri genişçe açılmış kahve gözleri odada gezinen küçük Helin'e şefkatle baktı.
Yatakta yavaşça oturma pozisyonuna getirdi vicudunu, ince kollarını ablasının boynuna doladı
Melek boynuna dolanan ince kollarla hızla kollarını beline doladı "İyi misin Gün ışığım" diye kulağına fısıldadı
"iyiyim" mırıldanarak söyledi küçük kız.
Kardeşinin hafif bedenini dizlerine oturttu, daha sıkı sarıldı küçük bedene "Önemli bir konu konuşmamız lazım Gün ışığım" zorla konuşmuştu "ben artık yanında olamaya bilirim" titreyen sesini kontrol edemedi "neden ki" diye sordu küçük kız "büyüyünce anlayacaksın"
"şimdi senden bir şey isteyebilir misiniz" diye sordu, küçük kız başını salladı "ben bu evden gittiğimde geç olmadan kaçmanı istiyorum" küçük kız tam konuşacakken sözünü kesti
"Sana yalan söyledim babamız Harun Aktan iyi birisi değil" sözlerine devam etti "eğer bu evden kaçamazsan onunla oyun oynama yok, söz mü?" Küçük kız fisiltiyla konuştu "söz" ardından "abla, uyumak istiyorum" diye fısıldadı "tamam, uyuyalım" dizlerinin üzerindeki küçük bedeni indirdi yatağına uzandı, göğsünün üzerine uzanan kardeşine kollarını sarmaladı ve bedenini saran derin uykuya kendini bıraktı.
17:54
Üzerindeki eski bembeyaz elbisede gezdirdi gözü dolu genç kız sarı saçlarını okşadı
Hep çekilirdi bu saçlar
Derince yutkundu genç kız dolan gözünü sımsıkı yumdu
Şu anda ağlayamazdı
Bakışlarını yatakta dalgınca oturan kardeşine çevirdi "nasıl olmuşum Günışığı" diye sordu. Helin yataktan kalkarak yavaş adımlarla ablasının yanında adımladı kollarını beline sardı "çok güzelolmuşsun ablacım" dedi gülümseyerek
Beline sarılan kollara karşılık vererek kollarını kardeşlerinin omuzlarına doladı titreyen parmaklarını kumral saçlarda gezdirdi dolu gözlerini kırpıştırdı derin nefesler bir verdi
dizlerinin üstünde çöküp dadakları ila alnını öptü kardeşinin "abla" titreyen sesiyle "gitmesen olmaz mı? Ben sen olmayınca çok özgür" dedi Helin
"Özür dilerim" dedi çaresizlik ile "çok özür dilerim Günaydın"
Tam o sırada kırmızı ışıklı geçiş kapısı açıldı gri takım elbiseli Harun Aktan gözüktü "zaman geldi küçük saatler" son defa öpücük kondurdu genç kız kardeşinin saçlarına yavaşça ayağa kalktı ve kapıya yürüdü
Titreyen bacakları ile yavaş adımlarla eskiden ikiziyle birlikte oynadığı oturma odasına çevrildi, kapıdan içeri girdi ikili koltukta oturan adamlar ile duraksadı
Adamlardan biri "fotoğraflardan daha güzelmiş kızın" diye pişkince konuştu yüzünde pis bir sırıtış vardı
Melek bu sırıtışı çok iyi tanıyordu
"Teşekkürler beyim" diyerek konuştu Harun Melek Harun'un tepkisine şaşırmadı o kadar para göz adamdı ki Harun Aktan kızını bile satardı
Satıcaktı zaten
Evet 06/18/2016 tarihinde Melek Aktan babası Harun Aktan tarafından Vedat Saygın'a on bin dolara satılıyordu..
Vedat yanında olan siyah valiz çantayı aldı beyaz kare masanın üzerine koydu fermuarını açtı içinde olan dolarları gösterdi "anlaştığımız gibi tam on bin dolar" yanındaki takım elbiseli adam çantasıdaki mavi kapaklı dosyayı çıkardı Vedat'a uzattı ardından siyah tükenmez kalemi uzattı
Dosyanın kapağını açtı sonra kalem ile bir şeyleri imzaladı "kızın imzasını nasıl halledeceksin"diye sordu "Kardeşim Helin Aktan'ın imzası ile yapabiliriz efendim" diyerek öneri sundu babası
Melek duyduğu sözler ile etrafta gezdirdigi ruhsuz gözleri kısa bir an duraksadı duyduğu sözler kulaklarında çınlamasına sebep oldu
Melek Aktan on üç yaşında annesinin sahte imzası ile zorla evlendiriliyordu...
Küçükken haberlerde duyduğu çocuk gelin olacaktı.
Kısa bir kafa hareketiyle onayladı Vedat ve genç kıza döndü rahatsız edici bir şekilde süzdü "gidiyoruz, kızı alın" hangi ara iki kolundan sıkıca tutulup dışarıya süruklendi sesini çıkarmak istedi genç kız
Çıkaramadı.
Simsiyah olan arabanın önünde adamlar durdu genç kızın sımsıkı tuttukları kollarını bıraktılar biri sürücü koltuğuna yerleşirken diğeri genç kızın kapısını açtı, oturmasını bekledi ve kapıyı kapattı
Genç kız bakışlarını cama çevirdi ve yıllarca hasret kaldığı manzarayı seyretmeye başladı
Arka koltukta yanına yayılan adama gözünü bile değdirmedi camdan dışarıyı izlemeye devam ederek yolun bitmesini izledi.
Araba durduğunda geldikleri yere baktı
fazlasıyls büyük bir konağa gelmişlerdi.
Önünde oturan koruma kapısını açtı, yavaşça indi arabadan indi bakışlarını yeni evine çevirdiPardon
Yeni cehennemine.
Mine
Bu bölümü yazmak benim için gerçekten zordu
Lütfen böyle bir konu hakkında bir bölüm yazdığım için bana kızmayın
Günümüzde malesef Melek Aktan'ın kaderini yaşayan bir sürü çocuk var bu dünyada ve ben bu yüzden bu bölümü onları bir kere olsun hatırlayalım diyerek anmak istiyorum.
İyi günler..