17 • flashback

1.1K 174 93
                                    

Lise 1,

"Haftasonu sinemaya gidelim mi?" apar topar soyunma odasına daldığında üzerini değiştiren çocuklar söylene söylene içeriden çıktı ve geriye sadece kendisiyle Yeonjun kaldı. Odanın ortasında olan oturma kısmına yerleşti ve Yeonjun'un üzerini değiştirmesini beklemeye başladı.

"Yine başıma bela mı oldun sen?" Yeonjun sinirle Soobin'e baktı. "Ben seninle düşmanım diyorum sen bana sinema diyorsun." azarlanıyor olsa da gülerek dinliyordu. Yeonjun üzerindeki tişörtü çıkardı ve gülmesi sinirini bozduğu için Soobin'in yüzüne fırlattı. "Hangi parfümü kullanıyorsun? Çok iyi kokuyormuş."

Gözlerini devirdi ve dolaptan yeni bir tişört alıp üzerine geçirdi. Ardından şortunu çıkardı ve Soobin gerginlikle başka yerlere bakmaya başladı. "Ne o utandın mı?" dedi Yeonjun alayla. "Senin utanma duygun mu vardı?"
"Sana bakmamdan rahatsız olmuyor musun? Olursun diye bakmadım." dedi hala başka yerleri izliyorken.
"Bende olan sende de var sonuçta."

Cevap vermedi. "Tamam giyindim bakabilirsin." bakışlarını yeniden ona çevirdi ve gülümsedi. Yeonjun ise gülümsemiyordu. Aksine bıkkınlıkla onu izliyordu. Haksız sayılmazdı. Okula gelir gelmez peşine takılan Soobin yüzünden her saniyesini sinir dolu geçiriyordu. Ayrıca gelir gelmez birinciliği elinden alındığı için öfkeliydi de. Ancak bir yandan da komik geliyordu.

Ne kadar kızarsa kızsın Soobin yine bir şekilde yanına geliyor ve dünyanın en saçma tekliflerini ediyordu. Şimdi de yaptığı gibi. "Filme gidiyor muyuz yani?" dedi hevesle. Gözlerindeki parıltı Yeonjun'un her defasında dikkatini çekiyordu.

İşin özünde Soobin onun için çekilmez biriydi. Hakkında iyi olan tek şey güzel gözleri olduğuydu ve ekstra bilgi olarak da sinir bozucu çocuğun tekiydi. Onunla asla bir yere gitmezdi. Asla.

"Olur gidelim."

**

Lise 2,

Salıncağı ayağıyla durdurdu ve hemen yanındaki salıncakta sallanan Soobin'e baktı. Sevimli görünüyordu. Çok fazla. "Bu sefer neden kavga ettiniz?" diye sordu Soobin sallanmaya devam ederken. "Hm?"
"Annenle kavga etmedin mi?" Yeonjun'un gözleri büyüdü. "Nereden biliyorsun?"
"Evden kaçıp yanıma geliyorsun çünkü." gülümsedi. "Ettik ama küçük bir şeydi."

Soobin kafasını salladı. "Her zaman yanındayım biliyorsun değil mi?" salıncağı durdurup Yeonjun'a baktı. "Biliyorum." dedi Yeonjun gülümserken. "Sanırım yağmur yağacak." dedi Soobin endişeyle havaya bakarken. "Yağmurda tek başına yürümek çok eğlenceli oluyor." dedi Yeonjun. "Sanki sadece o zaman yaşadığımı hissediyorum."
"O zaman gideyim mi?"

Şaşkınlıkla Soobin'e baktı. "Nereye?" dedi komik bir yüz ifadesiyle. "Tek olman gerekmiyor mu bunun için?" Yeonjun güldü. "Hayır kal." dedi gülerken. Ardından sallanmaya devam etti. Soobin ise yakalanmamayı umarak onu izledi.

**

Lise 3,

"Yine en sevdiğim renk değişti." masasına kafasını yaslamış uyuyan Yeonjun'un yanına gürültüyle oturdu ve Yeonjun yüzünü buruşturarak Soobin'e baktı. "Sessiz gelemiyor musun sen." dedi azarlayarak. Soobin güldü ve omuz silkti. "Bu sefer hangisi oldu?" diye sordu hemen ardından. Soobin gülerek Yeonjun'un mavi saçlarına baktı. "Mavi." dedi. "Geçen hafta kırmızı değil miydi?" Yeonjun'un sorusuna gülümsedi ve ona belli etmeden mavi saçlarına bakmaya devam etti. "Artık mavi."

Yeonjun'dan cevap gelmedi. Uykusuzluktan tek gözünü bile zor açtığından kafasını salladı ve yeniden uyur pozisyona geçti. "Gece uyuyamadın mı?" dedi Soobin merakla. Yeonjun'un pek sık okulda uyuyan biri olmadığını bildiğinden bu hali bir şeyleri sorgulamasına neden oluyordu. Yeonjun kafasını kaldırmadan iki yana salladı ve Soobin üzüntüyle dudaklarını sarkıttıktan sonra bir eliyle Yeonjun'un saçlarını okşamaya başladı.

back for more • yeonbin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin