Çarşamba sabahı
______Aynanın karşısındaki kendimi inceliyordum.
Siyah saçlarım uzamış alnıma düşmüştü,göz altımdaki morlukları da siyah saçlarıma uyum sağlıyordu. Kehribar gözlerimin rengi solmuş gibiydi,sanki koyulaşmış siyaha bürünmüştü.
Annemin gözleri mavi iken neden benim gözlerim o herifin gözleri gibi,neden anneme çekmemişim?
İbretlik olsun diye mi tanrı beni bununla sınıyordu. Her aynaya baktığımda kusmamı mı istiyordu?Düşüncelerimden sıyrılıp açık bıraktığım musluktan akan suya baktım. En sonunda kafamı iki yana sallayıp avuçlarıma su doldurup yüzüme çarptım.
Toparlanmam lazımdı,hayatımı düzeltmem lazımdı. Tabi ne kadar düzelirse.
Telefonumu çıkarıp saate baktım.
08.342 dersim çoktan geçip gitmişti.
Okula zaten düzenli giden biri değildim bu yüzden okulda kaldım ve şuan 12 olmam lazımken 11. Sınıfa tekrar başladım.Bu iyi halimdi aslında geçen sene ölmek için kollarımı parçalıyordum çeşit çeşit ilaç alıp kendimi öldürmek için kendimi ikna etmeye çalışıyordum.
Tabi korktuğun birşeyi yapmak ve yapmak istemek oldukça zor birşeydir.
En sonunda lavabodan çıkıp odama ilerledim, gardırobumu açıp siyah bir kollu t-shirt ve dar olmayan siyah bir pantolon çıkarttım.
Üstümü değiştirirken gözüme çarpan aynanın önündeki parfüm ile duraksadım.Belkide kendime zaman ayırmam lazımdı. Birşeyleri düzeltmek için ufak şeylerden başlamak lazımdı değil mi?
Aynanın önüne geçip parfümü aldım ve boynuma sıktım iki kere.
Ardından bileklerime sıktım ve parfümü eski yerine koydum.
Ağır bir kokusu yoktu, ferah ve boğucu olmayan bir kokuydu.
Hediye gelmişti aslında, bana madde satan kişinin hediyesi.
Beni bu bataklığa iten kişinin hediyesi.Daha fazla düşünmeden kenara attığım çantamı sırtıma alıp dış kapıya ilerledim.
Çanta oldukça hafifti çünkü boştu içi,benden bir bok olmaz mantığı ile derslere katılmıyordum.
sadece diploma almak için gidiyordum.Kapıdan dışarı çıkıp kapıyı kilitledim ve ayakkabılarımı giymeye başladım.
Merdivenlerden ikişer ikişer inerken derince bir nefes verdim ve kendimi apartmandan dışarı attım.
Soğuk tüm vücuduma işlerken yutkundum.
Soğuk olan herşeyi seviyordum, dondurmalar, buzlu içecekler ve yastığımın soğuk kısmı.
Gerçekten benim gibi birinin sevdiği şeylerinin olması tuhaf değil mi?
Bir ailem olsaydı belki bu kadar sefil yaşamazdım,kim bilir.
Çokta uzakta olmayan okula yürüyerek gidiyordum ve bu durum hiçte rahatsız edici değildi.
Kafamı dolduran düşüncelerden sıyrılmamı sağlayan bir kaçış yoluydu.′
′
′
Ulaştığım sınıfın kapısını iki kere tıklattım. Gelen 'gir' sesi ile kapıyı açıp içeri girdim.Benim girmem ile hararetli konuşan sınıf sessizliğe bürünmüştü, bundan nefret ediyordum çünkü şuan herkesin ilgi odağı bendim.
"Geç kaldığım için kusura bakmayın" diyip hocaya göz ucuyla baktım,beni onaylarken bende en arkada olan boş yere ilerledim.
Benim yerimdi.
Ben olsam yada olsam kimse oturmazdı buraya,çünkü benim yerimdi ve kimse bir deliyle aynı sırada oturmak istemezdi yada intihar sicili kalabalık olan birinin yanında oturmak istemezlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyuşturucu |BXB|
Teen FictionÖlüm düşüncesi izliyor beni. Gece gündüz kendimi öldürmeyi düşünüyorum. Bunun belli bir nedeni yok. Yaşansada olur, yaşanmasada. Bir kaygı yalnız. Beni,kendimi öldürmeye iten bir kaygı.