1. -ÇABA-

167 22 7
                                    

"Dışarıdan bakılınca normal insanlarız, oysaki kendi dünyalarımızda bir deli"

Delilik neydi? Ruhunu kaybetmiş insanların yaşadığı evreniydi. Kiminin kurtuluşu kiminin mahkûmiyeti. Peki ya ikisi?

Kurtuluş ve mahkûmiyeti bir arada yaşamak,savaşmak. Var olmak ya da yok olmak. Ruhun derinliklerinde vardı hayata tutunmak, ihanetin en büyüğünü yapmıştı var olan bir ruhu yaşatamayan beden olmak.

Efsun AYAZ güçlü bir kadındı. Hayatı seven, yaşamayı seven biriydi. Her türlü zorluğun üstesinden gelirdi. Bin kere yıkılsa, bin kere toparlanır yine ayağa kalkardı. Sevdiklerine çok değer verirdi ama ona yapılan yanlışları asla affetmezdi. Karşısında ki göz bebeği bile olsa tekde siler atardı. Neşe doluydu, bunu herkes bilmezdi. Herkese göstermezdi o tarafını. İnatçıydı, onu en çok zorlayan tarafı buydu. İnadı tuttumu ucunda ölüm dahi olsa asla vazgeçmez dediğini yapardı. Gözü karaydı, kininin karşısına kimse geçemezdi.

Ve binlerce efsun vardı içinde,
Zamanla öğreniriz o binlercesinide...

DAĞLI RUH VE SİNİR HASTALIKLARI HASTAHANESİ
22 Eylül pazar 2024
🥀

Tavanı seyrediyordum. Saat kaçtı acaba? 'Odanın içi karanlık olduğuna göre sence efsun?' Diyerek iç sesimle bir savaşa girmek üzereydim. Neyse ki fazla uzatmadan onu susturmayı başarmıştım. Yatağımın yanındaki duran saate baktığımda saat tam altıydı. Hava yeni aydınlanmaya başlıyordu ama odanın içi hayla karanlıktı. Yatağımdan kalkıp pencerenin oraya gittim. Üstten açık olan pencereyi tamamen açtım, esen rüzgar yüzüme vurmuştu. Burası benim cehennemimdi.

Bazen bir dört duvardır insanın cehennemi, bazen bir söz, bazen de bir bakıştır. En kötüsüde düşünce cehennemidir. İlk önce her şey normal gelir, ilerleyen zamanlarda bu düşünceler ve sesler seni bitirmeye başlar. Beyinin içinde olan konuşmalar susmazlar. Kafanın içini yiyip yiyip bitirirler. Tek yapacağın şey o sesleri dinlemek olur ve git gide yolun sonuna uçurum kenarına çoktan gelmiş olursun.

Uçurum kenarından dönüş var mıdır? Peki ya sesleri susturmanın imkanı?

İki bin dokuzyüz yirmi bir gündür cehennemi yaşıyordum ve artık cehennemi yaşatma sırası bendeydi. İçimdeki yanan ateşle onları yakacaktım. Bugün buradan kurtulacaktım.

Kafamdaki düşüncelere dalmıştım düşüncelerimi birden dağıtan ise koridordan gelen bağırış sesleriydi. Bu seslere alışmıştım artık. İnsanlar yaşarken ölüyordu. ruhlarını kaybetmişlerin yeriydi burası ama buraya giren hiç bir kimse ruhlarını bulamamıştı.

Hava artık tamamen aydınlanmıştı. Saate baktığımda yediye beş dakika vardı. Dışarıdaki sesler azalmıştı. Koridorda Ne yaşandığını bilsem bile çıkıp bakmak istemiştim ama bunu yapmam imkansızdı kapıları kilitliyorlardı. Bu kural daha yeni gelmişti, iki haftadır uygulanıyordu. Kuralın gelme sebebi ise bir hayli korkunçtu.

2 HAFTA ÖNCE
8 Eylül pazar 2024

Pencerenin karşısında oturmuş yıldızları seyrediyor kafamdaki seslerle boğuşuyordum. Saat gece üç buçuktu kafamdaki sesler çoğalmaya başlayınca artık uyuma vaktimin geldiğini anlıyordum. Yatağıma uzandım, içinde yaşadığım bu cehennemin bir gününü daha geride bırakmak için gözlerimi kapattım.
...

Dehşetle gözlerimi açtığımda koridordan çığlıklar ve boğuşma sesleri geliyordu. Yatağımdan bir hışımla kalktım ve kapının oraya yavaşça yaklaşmaya başladım. Kapıya her bir adım yaklaştığımda sesler daha çok anlaşılır hale gelmişti. Bu bir kadın sesiydi ve resmen acıdan haykırıyordu. Kapıya daha çok yaklaşmıştım. Bedenimi tamamen kapıya yaslamıştım ve gelen sesleri anlamaya çalışıyordum.

RUHİMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin