3.-KURTULUŞUN İLK ADIMI-

41 6 2
                                    

~Şarkı~
Cem Adrian- Zincir

~
Yağmur ne için yağardı? 
Gökyüzünün göz yaşlarımıydı yoksa bu pis dünyayı temizlemek için mi?
Dünya pislikten temizlenmezdi, gökyüzü bunu bilirdi ve gözyaşları bunun içindi.

8 SENE ÖNCESİ
1 OCAK YIL BAŞI 2016
Kafamda ki bitişim başlamıştı, bir insan nefessiz kalınca ne yapmalıydı? Nefes alamıyordum. Hayır, bu bir rüya değildi ben uyumuyordum. Çığlık atıyordum ama sesimi duyamıyordum. Ağlıyordum göz yaşlarım gözümden değil kalbimden akıyordu. Canım acıyordu ama sadece ruhum hissediyordu. Dizlerim ağrıyordu, taşıyamıyordum bedenimi. Yüküm ağırdı, onun gidişi omuzlarımdaydı.

6 SAAT ÖNCESİ
Yağan karlar saçlarıma düşüyordu. Şehir beyaza bürünmüştü o kadar güzel görünüyorduki  gözlerimi alamıyordum.
Bugün yıl başıydı, bir yıla daha veda etmiştik. Her yıl başında ailecek evimizde küçük kutlamalar yapardık. Şarkılar açıp dans ederdik, en çokta bunu severdim.

Bütün bunları düşünürken Yolumu yarılamıştım, bir ses durdurmuştu beni, bu bir yavru kedi sesiydi. Sesin nereden geldiğini anlamaya çalışıyordum. Etrafımda 3 tur döndükten sonra nihayet sesin nereden geldiğini bulmuştum. Kaldırım kenarında bir anne kedi ve 3 tane yavrusu köşeye kıvrılmış duruyorlardı. Hava soğuk olduğundan dolayı annelerine sokulmuş ısınmaya çalışıyorlardı. Yanlarına yaklaştığında annesinin hareket etmediğini fark etmiştim. Karlar üzerilerini örtmüştü, görünmeyecek hâle gelmişlerdi. Ellerimle anne kedinin üzerindeki karları itelediğimde nefes almadığını görmüştüm. Kontrol etmek için Yüzüne dokunduğumda   Yüzü buz gibiydi, soğuktan donmuş olmalıydı ama yavruları yaşıyordu, annesinin sıcaklığı onları ısıtmıştı.

Boynumdaki atkımı çıkartıp üç yavruya sarmıştım. Küçücüklerdi, biri bembeyazdı, tıpkı yağan kar gibi. Diğeri sarıydı, çenesinde küçük bir beyazlık vardı. En sonuncusunda ise üç renk vardı beyaz ,sarı ve siyah. Atkıyı iyicene sarıp kedileri ısıtmaya çalışıyordum. Karın şiddeti artmıştı. Bügün yıl başı olduğu için her yer kapalıydı, açık veteriner bulamazdım ama onlarıda burada ölümle baş başa bırakamazdım.

Yoluma devam etmiştim, tek değildim kedileride kendimle götürmeye karar vermiştim. Hem Poyraz görünce çok sevinecekti, belkide hep bizimle kalırlardı. Kediler Sokakta yaşayamayacakları kadar küçüklerdi. Annelerine ihtiyaçları vardı ama artık annesizlerdi...

Adımlarımı hızlandırmıştım. Kar hızını kesmişti ama yerini rüzgar almıştı. Öyle kuvvetli esiyorduki yürümekte zorlanıyordum. Nihayet eve varabilmiştim. Çantamdan evin anahtarını çıkartıp kapıya taktım, anahtarı çevirip kapıyı açtığımda kapının kilitli olmadığını fark ettim. Genelde evde birisi olsa bile kapı kitlenirdi, fazla bu durumu üstelemeyip içeri girdim.

Işıklar kapalıydı, endişelenmek istemiyordum ama düşüncelerimede hakim olamıyordum. Sırtımdaki çantamı çıkarıp yere koydum ve kapıyı kapattım. Işıklar hâlâ kapalıydı. Sağımda kalan düğmeye bastığımda salonun bütün ışıkları açılmıştı. Hiç bir eşya yerinden oynamamıştı her şey yerli yerindeydi. İçimi saran korku nefes almamı zorlaştırmaya başlamıştı. Evde tek benim ve kedilerin sesi vardı.

"Ben geldimm, anneee, Poyrazz" 

Ses yoktu.

"Nerdesiniz? Baba"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 27 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

RUHİMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin