Gossip Girl | skz

2: Lee Felix'in Hoşgeldin Partisi

Gossip Girl

Yukarı doğu yakasındaki koşuşturmayı siz de görüyor musunuz? Herkes güzel kıyafetler içinde koşturarak akşamki partiye hazırlanıyor. Ben de dahil. Partinin en güzel köşesinden yaşanacak kaosu izleyecek olacağım.

Aldığım haberlere göre Kim Seungmin ve Han Jisung da orada olacak. Geçen sene yaşanan gizemli olaylardan sonra oluşan sorularımızın cevaplarını belki bugün alırız ha?

Çok uzatmadan sizi hazırlıklarınızla baş başa bırakıyorum. Gece görüşmek üzere :) 

xoxo, gossip girl

***

Felix, partisi için evin içerisinde koşturan çalışanları izliyordu. Annesi az ileride etrafındakilere emirler yağdırıyor, partinin kusursuz olması için azar yağdırıyordu. Bayan Lee Kore'nin en ünlü moda tasarımcısıydı ve itibarı onun için her şeyden önemliydi. Kendi oğlundan bile. Bu sebeptendir ki çok da yakın değillerdi anne oğul. Bayan Lee genelde işi için yurt dışına çıkar, Felix de Dorota ile evlerinde kalırdı. Zaten annesinden çok Dorota'yı görerek büyümüştü. Ama Felix onu da anlıyordu. Bu hayatı yaşayabilmesi için bu kadar çok çalışmalıydı. Kendisi nasıl olsa o olmadan da Dorota ile yaşayabilmişti. O yüzden onu hiç suçlamıyordu.

Giydiği beyaz, belinden aşağısı katlı elbisenin uçlarını düzeltip oturduğu yerde kıpırdandı. Gergindi. O yüzden Dorota elinde sakinleştirici bir çay ile gelmişti. İlerleyen saatlerde alkolün dibine vuracaktı nasıl olsa. 

"Buyurun Felix Bey." Felix fincanı alıp küçük yudumlar almaya başladı. Stresten midesi bulanmaya başlamıştı. Haklı olan tarafın kendisi olduğunu bilmesine rağmen gerilliyordu. En fazla ne olabilirdi ki? İnsanlar Seungmin ve Jisung'un gerçek yüzünü görürdü ve Felix bu yükü artık taşımak zorunda kalmazdı.

Ya da herkes Felix'i en yakın arkadaşı ile aldatılmış ezik biri olarak görür ve okuldaki kraliçeliğini kaybederdi. Ki bu istediği son şeydi. 

Saçlarının önündeki perçemleri düzeltip saç bandını iyice sıkılaştırdı. Overthinkin zamanı değildi. Muhteşem geçirmesi gereken bir partisi vardı. Herkese yıkılmadığını ve güçlü durduğunu göstermesi gerekiyordu.

"Felix," Annesinin sesi ile hemen başını kaldırdı. "Ben gidiyorum. Dorota her şeyle ilgilenecek. Her hangi bir rezalet istemiyorum. Anlaşıldı mı?" Felix derin bir nefes alıp zoraki bir gülümseme ile başıyla onayladı.

Annesi kapıya doğru ilerlemişti hemen. Bir görüşürüz demeden veya veda öpücüğü vermeden. Ama, dediğimiz gibi. Felix için önemli değildi. Felix yavaş yavaş modunun düştüğünü hissediyordu. Normalde her sene en heyecanlı beklediği parti hoşgeldin partisi olurdu fakat artık eksikti. İsteği yoktu.

Parti saatine az kalmışken insanların çoğu artık gelmişti. Felix yanından ayrılmayan kızlara karşı düz ifadesini koruyor, davetlileleri eleştirmelerini dinliyordu. Bir yandan da kapıya bakıyordu. Gelen kişileri görmek için.

"Zeytinli martinin." Yunjin'in kendine uzattığı bardağı alıp yudumlamaya başladı. "Uh, Young-woo'nun giydiği elbise de ne? Çok abartı."

"Erkekleri etkilemek için yapmayacağı şey yok." Diğer kızlardan biri göz devirdi.

"Ah, bakın! Chan oppa burada." Lily sarı saçlarını kulaklarının arkasına atıp hayran gözleriyle içeriye giren çocuğa baktı. Felix bu çocuğu belki de daha önce görmüştü fakat dikkat etmemişti. Boyu ortalamaydı ve vücudu oldukça kaslıydı. Kendisinden büyük olduğunu düşünüyordu çünkü kendisiyle yaşıt olsa kesinlikle yüzüne aşina olurdu. "Bu kadar yakışıklı olup da henüz biriyle çıkmaması çok garip."