Aphrodite 'YuJae

8

Jaehyun, Yuta'nın dar kotunun sevimli kalçasını kendisine karşı dayanılmaz gösterdiğinden şikayetçi halde mutfağa girmişken, Omega'nın kıçını tokatlamaya kelimenin tam anlamıyla saniyeler kalmıştı.

"Otur." Yuta, Jaehyun'a sanki kendisi de küçük çocuğuymuş gibi eşlik etti.

Jaehyun masaya oturdu, hem utanmıştı hem de Yuta'nın doğal olarak ona nazik bir tavırla davranması karşısında garip hissediyordu.

Yuta, bebeği mama sandalyesine oturttu ve çocuğu eğlendirmek için küçük bir şarkı söyledi. Haechan oturduktan sonra Yuta dolaba gitti ve üç tabak çıkardı. iki yetişkin tabak ve bir minicik tabak.

Daha sonra fırından büyük bir tava dolusu ağız sulandıran peynirli lazanya çıkardı; Jaehyun, Yuta'nın kendisine bu mükemmelliğin bir kısmını sunduğu için minnettardı.

Yuta, bebeğin tabağına küçük bir porsiyon lazanya yerleştidiğinde, hemen önüne koydu ve yanağından bir öpücük verdi. Bebek yemek yemek için bebek çatalını kullanmaya başladığında ortalığı karıştırıyordu.

Yuta daha sonra Jaehyun'a getirmeden önce yetişkin tabaklarından birine çok daha büyük bir porsiyon koydu.

Alfa, Yuta'nın vadideki zambak kokusu onu sarmadan önce, yumuşak pembe dudaklar yanağına bastırıldı. Yuta onu öpmüştü. Jaehyun buna pek inanamadı; Yuta'ya o kadar kısa bir süredir yakındı ki sanki kasıtlı bir sataşma gibi gelmişti.

Omega ne yaptığını anlayınca nefesini tuttu, "Jaehyun! Ben çok üzgünüm bu bir alışkanlık! Bebeğime yemek verdiğimde daima onu öperim." Yuta ne kadar üzgün olduğunu vurgulamak için birkaç kez eliyle kafasına vurdu ve Jaehyun kaşlarını çattı. Yuta'nın gözlerinde haylazlık parlıyordu, bu tamamen bir kaza değildi.

"Umursamıyorum. Beni istediğin zaman öpebilirsin." Yuta ona yukarıdan aşağıya bakarken Jaehyun lazanyasını yemeye başladı ve oturmadan önce kendine bir porsiyon verdi.

Ayağa kalkıp Haechan'a yemeğini yemesinde yardım etmeye gittiğinde Yuta'nın yüzüne çekingen bir sırıtış vardı.

"Bugün işler nasıldı?" Jaehyun, Yuta'ya sanki yemek masasında bir aileymiş gibi sordu. Yuta tüm bunların verdiği duyguya gülümsedi.

"Güzeldi, herkes bebeğimle tanışmak istediğini söyledi." Yuta, bebeğin yanağını sıktı ve oğlanın küçük kaşları çatıldı, "ama onu işe götüremem yoksa sıkılır."

"Neden? İşin gerçekten bu kadar sıkıcı mı?" Alfa ağzına bir çatal dolusu lezzetli peynirli lazanya koyarken şakalaştı. Jaehyun'un müzik yapımcısı olarak işi her zaman heyecan verici değildi ama kesinlikle uyuşturacak kadar sıkıcı da değildi. Bir bebek için bu kadar sıkıcı bir ortam olmazdı.

"Ben muhasebeciyim. Dünyanın en sıkıcı işi."

"İş arkadaşların onu severdi çok tatlı."

"Eh, bu tamamen yanlış değil ama bazen düşünüyorum ki diğer insanlar-" Yuta, bebeğin ağzına bir kaşık dolusu lazanya koydu, "özellikle alfalar bize... başka bir şey tarafından çekilebilir."

Yuta yemeğini yerken ve oğlunu mutlulukla beslerken Jaehyun ağzındaki yemekten boğuldu.

"Uh," Jaehyun konuyu değiştirmeye çalıştı, "Bu lazanyanın birazını eve götürebilir miyim?"

"Tabi ki yapabilirsin!" Yuta adeta sandalyesinden atladı, hem kendisinin hem de bebeğin boş tabağını aldı, aynı zamanda bebek ona el sallayıp yanına oturması için yalvarırken onu da susturdu. Yuta bir dolabı açtı, plastik bir kase çıkardı ve içine biraz lazanya koymaya başladı.

Yuta alfanın tam olarak ne istediğini görüyordu ve bunu yapamazdı. Omega rastgele bir alfanın yatağına girmesine izin verecek tipte değildi, özellikle de henüz bu kadar küçük bir oğlu varken.

Jaehyun'un sıcak ellerinin vücudunda gezindiğini hissetmek istiyordu ve parmaklarını alfanın kafasındaki baştan çıkarıcı yumuşak saçların arasında gezdirmek istiyordu ama pes etmek henüz... akıllıca değildi. Jaehyun kötü bir adam gibi görünmüyordu, sadece şimdilik tetikte kalması gerekiyordu. Alfaları asla bilemezsiniz.