Hemen çocuğun yanına gittim.
"Kimsin sen yaaaa?!?!"dedim, kaşlarımı çatarak.Çocuk alaycı bir bakış attı ve;
"Beni tanımadın mı Yankı?"dedi.
"Tanısaydım 'kimsin sen yaaa?!?!' diye sorarmıydım?"
Çocuk ;
"Ben babanın eski ortağının oğlu Batı."dedi.
"Ne? P-pekii burda ne işin var Batı?" dedim.
Çocuk;
"Annem ve babam İstanbul'a taşınıyoruz. Kendimize uygun bir ev bulana kadar burada , sizin evde kalacağız. Şimdi odamı gösterir misin?"
Ben evde yalnızken daha mutluydum yaaaa. Bizim ev katlı olduğu için çatı katında birkaç tane boş oda var....
Batı valizini alıp benim gösterdiğim odaya yerleşiyordu. Bende onu salak gibi kapının oradan izliyorum. Dudağındaki piercingi , sarı saçları , mavi gözleri , kaslı vücudu....
Yıllar önce tanıdığım Batı değildi. En son onu 9 yaşında görmüştüm. Babamlar ortaklığı ayırdıktan sonra Batılar taşındı ve onları bir daha hiç göremedim.
Şimdi yanii yıllar sonra karşıma çıktığında tıpkı bir yabancı gibi geldi.
Ona dik dik bakmayı sürdürünce bana sinirli bir bakış attı.
"Öyle dik dik bakacağına gel de yardım et!! Şunları kaldırmaktan fıtık olacağım!!!"
dedi hafif bir alayla. Gözlerimi devirerek yanına gittim ve Batı'nın bavulundaki eşyaları düzgünce dolaba yerleştirdim.
Batı boş gözlerle beni izliyordu. Sonunda bakışlarını benden çekip yatağına oturdu. Hafif bir tebessüm edip;
"Bak , o kadar da zor değilmiş."
dedim .
Batı'nın yanında katlanmış ama dolaba koyulmamış bir tişört gördüm onu almak için yatağa doğru yürüdüğüm sırada ayağım takıldı ve Batı'nın üzerine düştüm...
Burunlarımız birbirine değiyordu. Kusursuz bir yüzü vardı. Gökyüzü mavisi gözleri , pembemsi dudakları....
Birden içimden gelen bir dürtüyle Batı'nın suratına hapşırdım.
Batı kendini tutamayıp gülmeye başladı. Bende kıkırdadım. Batı aniden yüzünü buruşturdu.
"Ne oldu?"
dedim.
Batı;
"Dirseğin karnıma girdiiii."
dedi ve inledi.
"Ayyyy ç-çok özür dilerim."
deyip kalktım.
Batı yine kahkaha attı ve yataktan doğruldu.
O sırada odanın kapısı açıldı. İçeri annem girdi.
"Geldin mi Batı? Gelin sofrayı hazırladım. Annenle baban da burda Batıcığım. "
dedi annem.
Annemler ne zaman eve geldiler de sofrayı hazırladılar. Hiç kapı sesi duymadık.
Batı yataktan kalktı ve bana hadi gel diye bir bakış attı. Bende arkasından aşagı indim. Hepimiz yemek sofrasına oturduk.
Batı'nın babası söze başladı.
"Nasılmış gelin kızımız?"
dedi bana bakarak.
Birden öksürmeye başladım. Batı da öküz gibi sırtıma vuruyordu.
Zorla konuştum.
"Suuuuuuuu!!!!"
Batı sırtıma vurmayı bırakıp bana su uzattı. Hemen alıp içtim. Suyu masaya bırakıp deriiiiiin nefesler almaya başladım ve Batı'nın babasına sinirli bir bakış attım.
"Gelin miii?"
diye sordum.
Batı'nın babası;
"Sadece şaka yapmıştım."
dedi, ohhhhhh beee.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ukala çocuk
Romanceİçine kapanık bir kız , onu seven ama bırakıp giden bir çocuk. Peki ya ortaya etkileyici , yakışıklı başka bir çocuk daha çıkarsa ne olur?....... "Sen ağladığında gözyaşlarını sileceğim , yolunu kaybedip ışığını bulamadığında yolunu aydınlatacağım...
