𝟐. 𝐛𝐨̈𝐥𝐮̈𝐦

15 1 0
                                    

'neden mi ?....neden mi,ordunun tek ibnesiyle neredeyse 7 saatlik bir yolculuk yaptın sikildiğini hiç anlamadınmı'diye söylenerek masanın üzerindeki plaklarla oynamaya başladı....

'Müzik severmisin?'diye sordu asker kısık bir ses tonuyla beş dakika öncesinden çok değişmişti,alaycı gülümsemsi yerine samimi bir gülümsemesi vardı yüzünde 'bilmem , galiba severim 'dedim aynı ses tonuyla ,asker plaklardan birini kapağından ıkartım baş parmağı ile onu döndürerek plağı bana uzattı
Bu plak the Smith adlı bir grubundu asnırım the queen is dead albümüydu o harika bir albüm herneyse konuyu saptırmayalım, asker Alex'in hakkında söyledikten sonra biraz düşündüm ve aslında umrumda değil bana saydı duyduğu ve bana zarar vermediği sürece gay olup olmamasını sorun etmem 'bunları cidden çalabilirmisin? 'Dedim gitarı göstererek 'tabiiki çalarım nasıl tüm kızların benden hoşlandıgını sanıyorsun 'dedi gülerek, gitarı aldı ve çalmaya başladı

Take me out tonight
Where there's music and there's people
And they're young and alive
Driving in your car
I never, never want to go home
Because I haven't got one
Anymore

Take me out tonight
Because I want to see people
And I want to see life
Driving in your car

Bu sözler beni fazlasıyla etkilemişti sanki bir romanın paragraflarını okur gibiydi ama şarkı halıydi melodisi arasında çok büyük bir fark vardı neşeli bir melodiler intihar dolu sözler vardı. 'Oh, please don't drop me home eee beğendin mi bare 'dedi bana bakarak gitarını yatağa bırakıp 'başka bir akşama leydim'dedi omzuma dokunup odadan çıktı, ya utancımdan yada soğuktan yanaklarım dan yayılan sısı beni kızarttı tam yataktan kalkıcakken Alex girdi aslında askerin adını soracaltım ama yine unutmuştum 'gördüğüme göre adam kurt ile tanışmışsın o iyi bir ama benden galiba nefret ediyor'dedi omzunu kapıya yaslıyarak , ayağa kalkarak 'evet tanıştım aynı senin gibi müzikten anlıyor buarada ben buradamı kalıyorum'dedim esyalarımı yere atarak 'ahh evet aslında bende bu odada kalıyorum üst ranza benim altı Kurt'un ve senin üstün ise Michael'ın , Mike zekidir ama bir o kadarda aptal 'dedi ona doğru yürürken bile kalbin çarpıyordu onunu yanından geçerek 'peki benim buradaki görevim ne'de dimi onun karşısına geçerek, karşısına yaslandım 'görevim tam olarak bende bilmiyorum ama yüzbaşının dediğine göre bu ara fazla ülke dolaşacaksın değişik birisini arıyoruz'dedi olaylar fazla karmaşıktı bu işin sonun da başınında iyi biteceğini sanmıyorum. Alex ile birlikte beni yüzbasının yanına götürdü daha hiç birşey anlamdan sadece yürüyordum , etrafımdakiler öylece ya bana bakıyorlar yada öylece geçiyorlar bu beni fazlasıyla rahatsız etmiş bir anda sana bakarak çarpıyorla ama sen bunu onlar kasten yapıyor gibi düşünüyordum bu insanları birbirinden ayırmıyan bir özellik diye düşünürken alex'e baktığımda etrafımdakileri bukanık görüyordum yine kulağımda o lanet çınlama vardı daha sonra başım dönmeye başladığında alex'in kolunu tutmaya çalışıyordum ki kendimi yine beyaz ışıkta buldum sanırım aynı kısır döngünün içine sıkışmış gibiydim 5 yıl sonra uyanmak ve hiç gerilmeden yaşamaktı şu ankı hayalım belki alex'ın anlattığı gibi bir aşk hayatım olur... Hiç sanmıyorum aşk yorucu bir şey aşk aşk aşk ne işe yarar ki insanlar bunu fazla büyütüyor ama bilmiyorum şu na aşık olmuş bile olabilirim ,bu düşünceleri askıya assak daha iyi olur diye düşünüyorum her neyse konumuza dönelim, ama bu daha farklı bir ışıktı belki şu an ölmüştüm ve tanrı beni çoktan cehennemin kapısına yollamıştı cehennem kapısının böyle olmadığını umarak gözlerimi açmaya çalıştım yine uyumak istemiyordum , etrafımda birkaç hemşire,bana meraklı gözlerle bakan askerler ve ... Alex vardı hemşireler ama bozuk tiner kokulu birşey koklattı o berbat kokuyu duymamak için bir anda ayağa kalktım ama aniden kalkmadın etkisiyle arkamda duranın üstüne düştüm bunu tabii o an bekliyordum kendimden ama o bakışlar daha çok üstüme gelmeye başladığında tekrar başım dönmeye başladı Alex beni ayağa kaldırıp beni revire götürdü, benimle birlikte birkaç kişi daha vardı bir tanesi ağır yaralı gibi görünüyordu diğerleri sadece yatıyordu ölü gibilerdi, yanımda Alex vardı bir kitap okuyordu kitap 1984 idi George Orwell o da harika bir yazardır onun kadar olamasamda ben yazıyorum

𝙎𝙚𝙡𝙖𝙢 𝙮𝙞𝙣𝙚 𝙗𝙚𝙣 𝙗𝙖𝙠𝙞[":
𝘽𝙪 𝙗𝙤̈𝙡𝙪̈𝙢𝙪̈ 𝙗𝙞𝙧 𝙖𝙯 𝙙𝙖𝙝𝙖 𝙪𝙯𝙪𝙣 𝙩𝙪𝙩𝙢𝙖𝙮ı 𝙙𝙪̈𝙨̧𝙪̈𝙣𝙪̈𝙮𝙤𝙧𝙙𝙪𝙢 𝙖𝙢𝙖 𝙨𝙖𝙗𝙖𝙝ı𝙣 9'𝙪𝙣𝙙𝙖 𝙣𝙚 𝙠𝙖𝙙𝙖𝙧 𝙮𝙖𝙯𝙖𝙗𝙞𝙡𝙞𝙧𝙨𝙚𝙣 𝙤 𝙝𝙖𝙡𝙞𝙮𝙡𝙚 𝙗ı𝙧𝙖𝙠𝙩ı𝙢 𝙮𝙖𝙯ı𝙢 𝙝𝙖𝙩𝙖𝙡𝙖𝙧ı 𝙛𝙖𝙯𝙡𝙖𝙨ı𝙮𝙡𝙖 𝙫𝙖𝙧 𝙯𝙖𝙢𝙖𝙣 𝙗𝙪𝙡𝙪𝙣𝙘𝙖 𝙤𝙣𝙡𝙖𝙧ı𝙙𝙖 𝙙𝙪̈𝙯𝙚𝙡𝙩𝙞𝙘𝙚𝙢[":

70lerde ölen biriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin