bu bolumun civil civilligi: ⭐️🎀🦄✨️🫧🐈💗🌷💮🧸🪷
-
jeongguk's pov🌟
Hiçbir zaman pek sevilen biri olmadım.
Bu oldukça 'tuhaf' olmamdan mı kaynaklandı, yoksa bu yüzden mi 'tuhaftım' bilmiyorum ama insanlar tarafından tercih edilmeyen biri olduğum su götürmez bir gerçekti.
Annemin anlattığına göre 1. doğum günümde ilk defa o kadar büyük bir ortama girmenin etkisiyle olsa gerek, bayağı ağlamışım. Tabii bu büyük ortam korkusu 21 yaşına gelene kadar da aynı şekilde devam etti.
Birinci sınıfta okuma bayramında 1-2 kişi dışında hiçbir sınıf arkadaşım beni alkışlamadığında da, ikinci sınıfta yaptığımız kermeste kimse heyecanla götürdüğüm çilekli turtayı yemek için yanıma gelmediğinde de, teneffüslerde oyunlara öğretmenlerin zorlamasıyla dahil olduğumda da, ortaokulda sırada tek oturduğumda da, lisede duymayayım diye sessizce hakkımda 'dili mi yok?' diye konuşulurken de, üniversitenin başında bir konuşma grubu olduğunu tesadüfen öğrendiğimde de, ben o tuhaf çocuktum.
İnsanlardan oldum olası çekinmiştim, oldum olası sadece kendimle çevrili bir kabuğum vardı ama kimse de beni burdan çıkarmaya tenezzül etmeyince, gerçekten ait olduğum yerin orası olduğunu düşünmüştüm.
Ama üniversitenin ikinci senesinde Mingyu ile tanışmak bu düşüncelerden biraz da olsa kurtulmama yardımcı olmuştu. Daha fazlası ise bildiğiniz yerden başlıyor, yeni evime taşınmamdan.
Gereğinden fazla arkadaş canlısı komşum hayatıma gerçekten de hiç beklemediğim bir anda girmişti ve o zamandan beri de hayatımın merkezindeydi.
Sabah kalktığımda her zaman mesaj atmış olurdu mesela; Günaydın Jeongguk, nasılsın? Bugün şöyle oldu... Şuraya gidelim mi? Napıyorsun? Biliyor musun...
Başlarda bana korkunç bir kabusun içindeymişim gibi hissettiren bu sorular kısa sürede beni telefonumu kontrol edecek ve eğer mesaj yoksa garip hissettirecek kıvama getirmişti. Ve bundan o kadar da rahatsız olmuyordum.
Aksine, mutluydum.
Hayatım boyunca göremediğim ilgi ve sevginin şimdi beni boğacak kadar fazlalaşmasıyla afallamış olsam da, onlarsız bir hayat düşünemeyecek hâle gelmiştim.
Peki, 'Ben senin günlüğünü okumak için mi buradayım?" diyecek olursanız, haklısınız.
Sizi biraz da şimdiki zamana götüreyim.
-
"Ya aptal mısın Jimin?!"
Jennie ellerini alnına bastırarak isyan ediyor, Jimin eline aldığı bir bowling topunu yumrukluyor, Taehyung ise yanıma oturmuş kahkahalarla gülüyordu.
"Nasıl hepsini devirmezsin geri zekalı? Seni boşuna mı attım ben?" Evet, topla konuşuyordu.
Taehyung ayağa kalktı, "Sakin, gerilmeye gerek yok. Benden öğrenirsiniz bir şeyler." Jennie Taehyung'a bakarak göz devirince gülme isteğimi bastıramadım, bu sefer aynı şeyi bana yaptı.
Anlayacağınız bowling oynuyorduk ve Jennie ile Jimin aynı takımdaydı. Jimin bowling oynamakta o kadar kötüydü ki bazen bilerek yaptığını falan düşünüyordum. Taehyung ve ben sayı aldıkça Jimin sayı kaybediyor, sadece Jennie'nin aldığı sayıların da hiçbir anlamı kalmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
back to life
Fanfictionkapalı kutu jeongguk ve onu hiç rahat bırakmayan komşusu taehyung [05.10.23]