"farklı Evler Farklı Hayatlar"

144 11 7
                                    

Selamm bu benim ilk ficim çok heyecanlıyım yazım yanlışım varsa lütfen mazur görün iyi okumalar dilerim!

Jisung dün gece yine oyun takıntılığı yüzünden tüm gece uyumamış uzun süre  geçemediği bölümü küfür ede ede sonunda geçmişti  gece saat 4 sularında oyunu geçmenin verdiği gururla ve rahatlamayla uyuya kalmıştı.

Jisung mışıl mışıl uyurken üstünde hissettiği büyük ağırlık ile nefesizlikle uyanmıştı. "LAN NOLUYOR" üstünde tepinen changbine sinirle bakmış üstünden inmesi için omuzlarından itmişti. "İn lan üstümden puşt herif!" changbin Jisung üstünde daha da çıkmış "abilere puşt mu denir serefsiz köpek özür dile lan" jisung sinirle changbinin saçını tutup çekmişti "allahtan 2 yaş büyüksün in üstümden hyung" changbin sinir bozucu bir gülümsemeyle Jisungun yanaklarını sertçe sıkıp kafasını sağa sola çevirmeye başladı "oy oy benim küçük bebeğim büyümüşte  abisine karşı mı gelirmiş seni tokat manyağı ettim günleri unutunmu liseli bebe ne kadar yazık" pis bir kahkaha ile sonunda Jisung ile uğraşmayı bırakmış yataktan kalkmıştı Jisung sinirle  göz devirip yataktan kalktı.

Changbin gülümseyerek Jisungun saçlarını karıştırdı "annem bize harika bir kahvaltı hazırladı daha doğrusu sana sonuçta bir üniversteli olarak sabah ilk dersi iyi anlamam için kahvaltıya ihtiyacım yok hadi gel velet kardesim" diyerek odadan çıkmıştı. Jisung küçük bir küfür savurarak hazırlanıp aşağı indi.

Jisungun annesi güzel bir gülümsemeyle oğlunun yanağına bir öpücük kondurdu "günaydın oğluşum kahvaltı hazır hadi otur bakalım bende çayını getireyim" Jisung başını sallayıp masaya oturmuştu uykusuzluktan şişen gözleriyle gözlerini kapatmıştı. Changbin Jisungun ensesine sert bir tokat geçirmişti Jisung sinirle gözlerini açmıştı. "ya hyung beni sal ya cidden bir sabah ta uğraşma benle uykum var zaten" Jisung ve Changbin annesi gülerek mutfaktan gelmiş oğlu jisungun saçlarını karıştırmıştı "ahh changbin oğluşuma karışma!" jisung sırıtarak annesini öpmüştü. Changbin dudağını büzerek hayal kırıklığıyla annesine bakmıştı. Jisung abisinin bu surat ifadesine küçük bir kahkaha atmıştı kahkahaya annesinde katılmış Jisung saçını okşadıktan sonra annesi changbini öpücüklere boğmuştu "Ah benim üniversiteli koca oğlum" changbin annesininin öpücüklerine
Karşı ufak bir stem etmişti. "annecim tamam bence bu kadar öpücük yeter  ben kocaman oldum artık üniversteliyim nede olsa ben liseli değilim artık liseli oğlulşunu öp" Jisung ağzına aldığı kocaman lokmayı hem çiğniyip hem konuşmaya çalışıyordu bu ne kadar zor da olsa yuttuğu ağzındaki yemek biraz azalınca hızla yutmuş sinirle changbine ölümcül bir bakış atmıştı.

Bu küçük ev her zaman ki gibi kahkahalarla ve sevinçle yıkılırken bu küçük ve mutlu evin aksine bazı  evler içinde hüzün barındırıyor kocaman olan bu evlerde acı verici çığlıklar duyulmuyordu bu evler sessizlikle yıkılıyordu.

Jeongin

Çalan alarım ile huysuzca kıpırdandım alarmı kapatıp uyumaya devam edeceğim sırada aklıma gelen şeyle hızla gözlerimi açmıştım. Doğru ya bu gün ilk kez okula gidecektim! Daha doğrusu yıllar sonra ilk kez gidecektim fazlasıyla heyecanlıydım hızla yataktan kalktım. En son 2.sınıftan sonra okul yüzü görmemiştim annem öldükten sonra başka bir ülkeye taşınmıştık  babam hep iş ile ilgiliydi abim ise 17 yaşına girdikten sonra okulu bırakmış babamın şirketinde işe başlamıştı kimse benimle ilgilenmezdi herşeyi kendim öğrenmeye çalışmıştım.  hep özel öğretmenlerle herşeyi öğrenmiş gittiğimiz ülkenin dilini hiç bilmediğim için arkadaş edinememiştim yıllar sonra koreye dönmüştük  ve abimin kafasını şişirdikten sonra en azından son yılımı okula giderek değerlendirmek istemiştim  abim yalvarmalarıma dayanamamış izin vermişti. Fazla heyecanlıydım hızla yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkayıp üstümü giyip aşağı inmiştim hizmetlerin hazırladığı kahvaltı masasına yaklaşmıştım. Abim her zaman ki gibi sesizce kahvesini içiyor babam ile iş ile ilgili konuşuyordu. Onlar her zaman böyleydi sadece iş konuşurlardı benim geldiğimi görünce abim bana bakıp sıcak bir gülümseme sunmuştu . "günaydın hyung" diyerek masaya oturdum. "günaydın Jeongin nasılsın bakalım?" ona bakıp derin bir nefes aldım. " ee biraz heyecanlı hyung" abim kahvesinden bir yudum aldıktan sonra " anlıyorum Jeongin ama içini heycan yerine korku hissetmen gerek farkındasın değil mi?" dediği şeye anlamsız bir şekilde bakmıştım. Bakışlarımdan anlamadığımı anlayarak sözlerine devam etti. " fazla abartmıyormusun Jeongin hem bu okula gitme hevesi nerden geldi hayla anlamıyorum altı üstü 1 sene hem gittiğin okulda herkes birbirini tanıyor ar-" sözüne devam etmemişti dediği şeyle tüm hevesim kırılmıştı ama cümlesini tam bitirmesini beklerken bitirmedi. "evet hyung herkes birbirini tanıyor?" devam etmesini istediğimi anlamıştı fakat sesiz kalmıştı. "dışlanacağımı mı düşünüyorsun neden dışlanayım  ki hyung" sesimden kırıldığımı fazlasıyla belli etmiştim. Bunu görünce bana bakmıştı "Jeongin öyle demek istemediğimi biliyorsun ben sadece arkadaş edinmen biraz zor olabilir sonuçta sen onlardan farklı ve özel bir çocuksun" minho hyung konuştukca kendimi kötü hissediyordum söylediklerinde haksız sayılmazdı ama keşke söylemeseydi yavaşça ayağa kalktım. "nereye gidiyorsun Jeongin daha kahvaltını yapmadın" babama bakarak çantamı sırtıma taktım. "okula gideceğim baba ilk günden geç kalmak istemiyorum" yaptığım kısa açıklama ile onlara baktım. İkiside birşey demeden iş hakkında konuşmaya başladılar. İç çekerek bıkınlıkla yanlarından ayrılıp dışarıya çıktım. Arabaya binip kafamı cama yasladım çok kısa bir süre sonra arkamdan şöförümüz gelip arabayı çalıştırdı. Sabah ki heycanımdan eser yoktu tek korkum dışlanmaktı. Okul hakkında olup olamayacak bir sürü seneryo kurmuştum arkadaş edinmek için gideceğim okul ya cehenneme dönüşürse korkusuyla kalbim resmen yerinden çıkacaktı. çocukluğum ve ergenliğim hep yalnız geçmişti abimde babamda annem öldükten sonra tüm hayat enerjilerini annem ile birlikte görmüşlerdir peki ya ben? Ben eğlenmek istiyordum arkadaş edinmek hayatımı yaşamak istiyordum 19 yaşındaydım ama anlatacak tek bir anım bile yoktu babam benimle hiç ilgilenmezdi zaten  abim beni çok severdi sert ve agresif olsa bile benim yanımda pamuk gibi bir insandır ama onun istemediği şeyler yaptığımda isteyerek veya istemeyerek böyle bir insana dönüşüyor her seferinde kalbimi fazlasıyla kırıyordu sıkılmıştım gerçekten  araba durduğunda kafamı ağırca kaldırp okula baktım derin bir nefes aldığımda kulaklarımı okulun zil sesi doldurmuştu heyecanla şöföre beklememesini söyleyerek arabadan indim. Birazdan tüm aklımdaki soruların silineceği rahatlaması aynı zamanda birazdan neler olacağını beklemenin heyecanıyla okul bahçesine ilk adımımı attım...

Telefonum biraz fazla kasıyor ve misafirlikte olduğum için pek güzel olmadı gibi yorumlar benim için çok önemli lütfen yorum yapmayı unutmayın! Kendinize iyi bakın seviliyorsunuzzz<333

The meaning of my life //minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin