3|Bad blood

19 3 7
                                    

"Shuhua bu kız neden max iki repliği olan yan karakterler gibi bölüm sonlarında aynı şeyleri tekrarlayıp duruyor" dedi Soyeon.

Miyeon'u koşu pistinde ağlatmamın ertesi günüydü. Kızlara her ayrıntıyı anlattıktan sonra vereceklerı "akılları" dinliyordum.

"Bilmiyorum ama bu sözleri söyledikten sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyor. Baksanıza hala Miyeon'la takılıyor."dedim gerçekten bu durum sinirimi bozuyordu. Umut verip gitmek miydi amacı?

"Bence sen ondan hoşlandığını belli etmesen iyi olucak belki Miyeon'a çalışıyordur?"dedi Yuqi burç yorumcuları gibi.
"Teori konusunda bir numara olan Yuqi Hanım konuştu yine."dedim ve gözlerimi devirdim. Bu ihtimal gerçek dışıydı.

Soojin'im yapmaz.

"Her neyse gelin yemekhaneye gidelim."
...

Yemekhanenin yemeklerini beğeniyordum. Hergün lezzetli yemekler çıkıyordu. Kendime günün menüsü olan tepsiyi alıp kızların oturduğu masaya gittim.

"Yuqi yine azıcık almışsın tabağına aşkım bak yemeğimin yarısını veriyorum yiyeceksin sonra neden bu kadar çabuk hasta oluyorum diyorsun." Soyeon, Yuqi'ye annelik yaparken Yuqi ise küçük çocuklar gibi mızmızlanıyordu.

"Of çok fazla koydun ama göbüşüm çıkacak göreceksin." dedi Yuqi Soyeon'a dik dik bakarak.
"Olsun ben yine de seni severim"

Yuqi'nin yanakları kızarmıştı. Gerçekten sevgili gibiydiler birbirlerinden hoşlandıkları ise çok açıktı ama ikiside ilk adımı atmıyordu. Onları izlerken arkamdan gelen bağırışla o tarafa döndüm.

Miyeon alt sınıflardan bir kıza herkesin ortasında bağırıyordu.
"Bana bak çömez! Ben sana bir daha bu kadar kısa bir etek giymeyeceksin demedim mi? Sen beni takmıyor musun kızım?"
Uzun, düz siyah saçlı kız korkudan bembeyaz kesilmişti. Ellerinde tuttuğu tepsi elleriyle birlikte titriyordu. Tüm yemekhane onları izliyordu. Soojin ve Minnie ise Miyeon'un biraz arkasında ses çıkarmadan duruyorlardı.

Ah, Miyeon tabi ki kendisinden başka birisinin bu okulda dikkat çekici olmasını istemiyordu. Bunun için önüne geleni zorbalıyordu, bu okul buna alışıktı ve muhtemelen izleyecek eğlenceli bir şey olması için bunun olmasını bekliyorlardı.

Kız cevap vermeyince Miyeon öfkeyle kızın ellerindeki tepsiye vurdu, tepsi yere düştü ve içindeki yemekler yere saçıldı.
"Sana diyorum dilini mi yuttun ha?"

İşte onun kendinden küçük yaştaki insanları herkesin içinde rezil edip onlara travmalar kazandırmasına hiç tahammül edemezdim.

Aniden sandalyemden kalktım. Saldalyeden çıkan gıcırtıyla herkes bana döndü, bense hızla Miyeon'a doğru yürürken Soyeon ile Yuqi'nin arkamdan geldiklerini hissettim.

"Miyeon yine mi kendinden küçük alt sınıftakilere zorbalık yaparak egonu tatmin etmeye çalışıyorsun canım?" yerin dibine geçmek ister gibi duran alt sınıf kızın yanında kollarımı bağlayıp Miyeon'un karşısına dikildim. Herkes nefesini tutmuş bizi izliyordu, Miyeon ise gözlerini kısmış bana nefretle bakıyordu.

"Vay vay kahramanımız Bayan Shuhua yine bir eziğe bağırılıp çağırılmasından rahatsız olmuş galiba" alaylı tebessümünü yine dudaklarına yerleştirmişti.

"Bu zavallıcık kız senden daha çok dikkat çektiği için mi bu tantana Miyeon?"dedim aşağılayıcı bir sesle. Miyeon'un arkasındaki Soojin'in bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.

"Evet tatlım. Bu okulda kimse benden daha güzel, çekici ve mükemmel olamaz" üzerime bir kaç adım daha atıp aramızdaki mesafeyi azalttı. "Sen bile"

You Are Mine |SOOSHUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin