Chapter 24 (Final)

333 23 14
                                    

"Mathis!" Mathis, eviniz ormanlık bölgenin içinde olduğu için uzun ağaçlardan birisinin arkasına saklandı. Nefes bile alamıyordu korkudan.

"Nerede şu küçük velet?" Levi ormana doğru ilerleyerek Mathis'i bulmaya çalıştı. Elini cebine attığında bıçağını bulamayınca duraksadı. "Siktir..." Babanın odasında bırakmıştı bıçağı. Geri dönüp onu almalı ve delil bırakmamalıydı ama bu sürede de Mathis kaçardı.

"Buraya gel Mathis bir şey yapmayacağım." Hâlâ iki eli var, boğarak öldürebilirdi.

~

Elinde tabancayla nereye koştuğunu bilemeden ilerledin. Korku ve adrenalin bütün bedenini sararken tek yaptığın Mathis'e ulaşmak amacıyla koşmaktı.

Bir yandan onu kurtarma amacıyla koşarken diğer yandan da cansız bedeniyle karşılaşmaktan korkuyordun. "Tanrım yardım et..."

Keşkeleri sıralayarak ilerlemeye devam ettin ama son pişmanlığın fayda etmeyeceği ortadaydı.

Mathis'e ait küçük ayak izlerini görmenle rahatladın. Ayak izlerini takip ederek büyük bir ağaca ulaşmıştın. "Mathis?"

Mathis saklandığı ağaç gövdesinden senin sesini duymasıyla hemen çıktı. İkiniz de yüz yüze gelince dayanamayarak ağlamaya başladınız. Mathis'e sıkıca sarılırken sinir boşalması yaşıyordun. Aklına gelen sayısız kötü ihtimalin asılsız çıkması içine su serpmişti.

"Yn abla hepsi Levi'ın suçuydu. Gördüm, önce Bayan Lora'yı merdivenlerden düşürdü sonrada Bay Rothschloud'u öldürdü." Beklemediğin bir yerden gelen bu darbe seni sarsmıştı. Öyleyse babanın söyledikleri de doğruydu. Thomas abinin ölümü... "Mathis, özür dilerim..."

Her an Levi ile karşılaşabilecek olduğunuz gerçeğini tekrar hatırladın ve etrafınıza bakarak ayağa kalktın. İnsanlığın en güçlüsüne karşı bir şansın var mıydı bilmiyordun.

"Mathis bebeğim bana bak, askeri inzibat askerlerinin üssü buraya çok yakın oraya güvenli bir şekilde git. Ablan birazdan yanına gelecek." Mathis korkarak sana sarıldı. "Hayır abla korkuyorum, seni bırakmak istemiyorum."

"Bebeğim bana güven."

"Peki abla..." Mathis elini hiç istemeyerek bıraktı ve dikkatli ama hızlı adımlarla dediğini yapmak için yola koyuldu.

Gecenin karanlığında Levi'ı bulabilmek için etrafına bakındın. Kaybettiklerin aklına geldikçe eki sevginin yerini öfke ve nefret almaya başlıyordu. Sevdiğini sanmıştım...

"Levi! Hangi cehennemdeysen çık ortaya!" Eğer onu kendine çekebilirsen Mathis kaçabilirdi.

~

Levi senin bağırışını duyunca olduğu yerde durdu. Acı dolu sese bakılırsa bazı şeyleri anlamıştın. Levi başını öne eğip sindirmeye çalıştı. Eğer ondan nefret edersen nefes alamazdı.

"Tanrıça'm..." Yalpalayarak sesin geldiği yöne bir iki adım yürüdü. "Yn'm..." Koşarak seni bulmaya çalıştı. Öfke dolu sesin nereden geldiğini çok iyi işitmişti.

O sana doğru koşarken sen neredeyse sinir krizi geçirmek üzereydin. Delicesine ağlamakla cinnet geçirmek arasında kalmıştın. "Levi!" Tekrar boşluğa doğru bağırdın. Sesindeki acı değeri gittikçe artıyordu.

Levi en sonunda seni görebilecek kadar yaklaştıktan sonra durdu. Mathis'i göremeyince lanet etti. Belli ki çoktan kaçıp gitmişti ve onun için epey sorun yaratacaktı. Üstelik Tanrı'sına da işlediği günahları anlatmış ve Tanrı'nın ona sinirlenmesine neden olmuştu.

İkigai (Yandere Levi X yn) *Bitti*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin