%0

50 5 1
                                    

3.Kişi Ağzından
-
8 Yıl Sonra

Minho ve Jisung evlenmişti artık. O kadar mutlulardı ki. Ruh eşi olduklarına inanıyorlardı ve çok iyi anlaşıyorlardı. O güne kadar.

...

"İyi işler bebeğim!" Jisung kocasına şans diledikten sonra kapıyı kapattı ve çatı katına koştu. Orayı temizleyecekti ve fazlalıkları ayıklayacaktı. İlk önce kitapları ayıklamaya karar verdi. İçinde kitap olan iki kocaman sepeti aldı ve kitapları önüne yığdı. Bir sepeti kalacaklar için, öbür sepeti ise verilecekler için kullanacaktı. Son 7-8 kitap kalmıştı. Rastgele birini aldı ve eline sayfaları hala yeni gibi olan bir defter geçti. Jisung merakla defterin ilk sayfasını açtı. Günlük. "Minho'nun günlüğü mü varmış!" Jisung heyecanla okumaya başladı. İlk sayfalar normaldi. Jisung'a olan aşkından ve sevmediği çocukların dedikodularından bahsetmişti. Fakat sayfalar ilerledikçe Jisung şok içinde defteri fırlattı. Tüm arkadaşlarının nasıl öldüğü bir bir yazıyordu. Minho takıntılı bir manyaktı. Minho takıntılı bir sürtüktü. O hem manyak hem de sürtüktü. Jisung ağlayarak çatı katından inmişti ve Minho'yu aramıştı. "MİNHO HEMEN EVE GELİYORSUN!" Jisung bunu demesinin ardından telefonu kapattı.

Minho şaşkınlıkla ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Aceleyle arabasına bindi ve evin yolunu tuttu. Düşünüyordu. Birden dank etti. Jisung sabah çatı katındakileri ayıklayacağını söylemişti. Minho hayatındaki en büyük aptallığı yaparak o günlüğü ordan almamıştı. Korkuyla gaza bastı ve eve olabildiğince hızlı bir şekilde ulaştı. Kapıyı anahtarıyla açtı ve eve girdi. "MİNHO..!" Jisung Minho'ya yaklaştı. "Demek sendin.. Demek arkadaşlarımın sonunu getiren sendin. Beni kendine iyi biri gibi göstermişsin, ama takıntıdan fazlası değilmiş." "Bebeğim.." "BANA BEBEĞİM FALAN DEME!" Minho Jisung'un böyle bağırdığını daha önce hiç görmediği için korkmuştu. Jisung kapının yanındaki çantayı eline aldı. "Nereye..?" Arkadaşıma kalmaya gidiyorum. Beni özleme."
"H-hayır.. Jisung, bebeğim..Terk etme beni.. TERK ETME..!" Minho acıyla yere yığıldı. Onun hassas tarafı buydu işte. Birini kaybetmek, sevdiği birini kaybetmek.

...

"Merak etme Jisung artık seni rahatsız edemez.." Beomgyu'nun söyledikleri Jisung'u biraz da olsa rahatlatmıştı. "Haklısın.." Jisung esneyerek yerinden kalktı ve odasına ilerledi. Telefonunu alıp yatağına uzandı. Tam o anda gizli numaradan biri ona mesaj atmıştı. "Bu da kim?"

Bilinmeyen Numara
Yarın su kulesine gel. Saat sekizde, unutma.

Jisung tedirgin olmuştu. Ama bu kişiyi gerçekten merak ediyordu. Bunun Minho olup olmadığını da düşünmedi değil ama sanmıyordu.

...

"Merak etme gyu, bana bir şey olmaz!" "Sen öyle diyorsan." Jisung bunun üzerine evden çıktı ve su kulesine doğru yürümeye başladı. Yol pek uzun değildi. "M-minho..?" Minho su kulesine çıkmıştı. "Sana son kez veda etmek istedim, beni artık sevmiyorsun biliyorum.. Ama ben seni hala çok seviyorum tatlım. Evet, ben takıntılıyım ama aşığım da. Umarım güzel bir hayatın olur, bensiz ve güzel, Minho'suz ve güzel.." Minho bunun üstüne kuleden atladı. Kanlar içinde yerde yatıyordu. Jisung ağlıyordu. Evet onu artık sevmiyordu fakat onun ölümüne sebep olmuştu. O Jisung'un sevdiği herkesi öldürmüştü fakat pişmandı. Minho onu seviyordu. Takıntılıydı ve seviyordu. Takıntılıydı ama seviyordu. Takıntılıydı, seviyordu. Jisung düşünmeden su kulesine çıktı. Son kez sordu kendine. Onun arkadaşlarını öldüren bir adama neden bu kadar üzülmüştü ki? Bu onun ölümüne sebep olduğu için değil, hala aşık olduğu içindi. Onlar gerçekten de ruh eşleriydi. Cennet ve cehennemdeki ruh eşleri.

-
AAA BITTI VALLA. Çok güzel olduu. Bir sonraki fic mukemmel olucakk. Hoşçakalın, staa olarak kalınn.

Yandere of Him - Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin