Sabah ve gece, geceyi her zaman daha çok sevmişimdir. Korkutucu ve karanlık olsa bile. O sessizlik ve huzur, çok hoşuma gidiyor. Geceleyin hep sahildeki kayalıklara gider ve orada şarkı dinleyip günlüğümü yazarım. Sabah, sabah güneş yüzümü yakar. Erkenden kalkıp okula giderim hep. Okulda çok sıkıcı. Hep ders hep ders. Başka bir şey yok.
Liseye daha yeni başladım. Adım Nilay. İsmimi seviyorum. İlkokulda bir arkadaş edinmiştim. Onunla çok iyi anlaşıyoruz. Tanıştığımızdan beri hep aynı sınıfta olduk. Ne şans ama demi. Onun adı Deniz. Katlı bir saç kesimi, siyah bir de gözlüğü var. Saçları çok yumuşak. Bana pamuk şekeri hatırlatıyor.
Derken uyandım. Okul zamanı. Saat altı. Okul sekizde başlıyor. Altıma siyah eşofmanımı giydim üstüne de okul formamı. Deniz'le beraber aldığımız arkadaşlık kolyesini de taktım. Saçımı taradım tuvalete gittim falan filan işte. Kendime sucuklu tost yaptım. Onu yerkende en sevdiğim diziyi izliyordum. Yemeyi bitirdiğimde oturup telefon bakarken Deniz zilimi çaldı.
Her zaman böyle yaparız; okulun başlamasına 1 saat falan kala Deniz zilimi çalar ve aşağıdaki parka gidip orda oyalanırız. Yarım saat oyalandıktan sonra beraber okula yürümeye başladık. Her zamanki gibi elim onun kafasındaydı. Yumuşak saçları var onun.(Deniz kız bu arada.)
-Deniz: Bu hocalar çok mu salak yoksa bana mı öyle geliyo Nilay.
-Nilay: Yoo bencede öyleler.
-Deniz: Ha bide dünkü ödevi yaptın mı sen.
-Nilay: Dün ödev mi vardı.
-Deniz: Onu bile bilmiyo gerizekalı huhaha.
-Nilay: Bi çakarım debelenirsin şurda.
-Deniz: Tamam ablam benim.
Okula vardık. Çantamı sırama koyup tuvalete gittim. Bi tuvalete geçip duvarda yazılanları okudum. Herkes birileri hakkında duygularını yazmıştı ve salak saçma resimler çizmişti. Zil çaldı tuvaletten çıkıp sınıfa doğru yürüyordum. Kapıyı açtım ve bütün sınıf çok kuduruktu. Çoğu kişi bağırıp çağırıyordu. Bundan nefret ediyorum. Liseye geçmişler ama hala olgunlaşamamışlar.
Ders başladı. İlk ders matematik. Ders çok sıkıcı. Masama bi not geldi. Deniz'den geldi galiba. Notta hocanın ayağına bak yazıyodu. Hocanın ayağına baktım ve.. O neydi, hocanın ayağında hamamböceği vardı.
-Nilay: Hocam ayağınızda hamamböceği var (ah, konuyu böldüm şimdi sözlü notum çok boktan olacak)
-Hoca: Ne!? Hani nerde!?
Bütün sınıf gülmeye başladı. O kadarda komik değildi aslında, hocanın duygularını anlayabiliyorum... Duygu çok değişik bişey, değil mi? O sırada sıra arkadaşım Yankı beni dürttü ve kulağıma bişeyler fısıldadı.
-Yankı: Onu nası farkettin be kızım
-Nilay: Kızım mı
-Yankı: Evet, kızım.
Yankı okulun popüler erkeklerinden biriydi. Bütün kızlar onu kesiyor ve ona yakınlaşmaya çalışıyordu. Bence o kadar da yakışıklı değil. Benim tipim esmer, bol kıyafetler giyen, samimi ve komik erkekler. Bana çekici geliyorlar. Dersin bitmesine son 5 dakika kaldı ama şu an uyumak istiyorum. Sabah sabah matematik dersi mi olur ya. Çok zahmetli. Teneffüs zili çaldığında Deniz yanıma oturdu ve yanaklarımı çekiştirmeye başladı.
-Nilay: Ah, deniz yanağımı kopardın resmen.
-Deniz: Tamam, tamam o kadar sert çekiştirmem
-Nilay: Sen hiç çekiştirme gerizekalı.
Yankı ve arkadaşları sınıftan içeriye girdi ve Deniz'i yanımda görünce çığırmaya başladı.
-Yankı: Bu kız neden benim sıramda oturuyo be.
-Nilay: Sadece senin sıran değil hatırlatırım.
Deniz gülmeye başladı. Beni dürttü ve "Bu çocuğa nası aşık oluyorlar dedi" Tabi Yankı bunu duymaz mı. Hemen Deniz'in yakasından tuttu ve onu tehdit etmeye başladı. Yankının elini yumrukladım ve hemen inlemeye başladı.
-Nilay: Salak çocuk. Kendini beğenmiş köpek ya.
BÖLÜM BİTTİ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
「 ✦Sabah ve Gece✦ 」
Teen FictionNilay adında liseli bir kızın hayatı. En yakın arkadaşıyla yaşadıkları şeyler, sabah ve gecenin olayları.