11

337 35 43
                                    

***
Seungmin arkasını yavaşça döndü. Gözlerinden ateş püskürten Minho'yu bekliyordu zaten ama şeytani sırıtışı tabiki de beklemiyordu .(götü kolla seung)

"Demek öyle Kim Seungmin piç demek okul birincisne yakışıyor mu hiç piç kelimesi hemde bunu tarih öğretmenine söylemek tsch tsch ahh cidden çok komiksin Seungmin " deyip sanki çok komik bir şeye gülüyor gibi gülmeye başladı Minho.
Seungmin ve Felix birbirlerine korkak bakışlar attı ve yutkundular.
Minho kahkahayı kesip seungmin'in gözlerinin içine baktı ve "Benimle geliyorsun Kim Seungmin". Seungmin o anda cidden sıçtığını hissediyordu. Okul birincisiydi ve son senesiydi disiplin yerse her şey bitti demekti hele ki ailesinin kulağına giderse kesin bitmişti.

Seungmin hemen "Özür dilerim bay lee lütfen affedin o anki sinirle söyledi-"
Minho gözlerini seungmin'in gözlerine dikmişti ve "kes sesini " diye kükredi bütün sınıf onlara bakıyordu artık. Seungmin ve Felix ani sesle yerlerinden sıçradılar.
Seungmin artık gerçekten korkuyordu.

"Kalk ayağa!" Diye tekrar bağırdı Minho.(paşama bak bağırıyor bide)

Seungmin korkudan hemen ayağa kalktı "yürü benimle geliyorsun "dedi tükürmüşçesine. "Bay Lee lütfen affedin gerçekten bir daha olmaz." Minho bakışlarını tekrar Seungmin'in gözlerine dikti. "Biraz daha konuşmaya devam edersen hiç iyi şeyler olmayacak duydun mu beni?" Dedi o boğuk bir sesle .
Seungmin kafasını önüne eğdi hemen .

Felix aniden gelen cesaretle "Bay Lee lütfen affedin onu bir daha yapmayacak onun adına özür dilerim lütfen" dedi yumuşak ve korku dolu bir sesle Felix. Minho bu sefer o delici bakışlarını Felix'e gönderdi. "Sende mi gelmek istiyorsun Felix?" Felix hemen kafasını sağa sola salladı. "O zaman otur yerine " dedi bir anda Minho.

Felix hemen oturdu arada arkadaşına bakıyordu. Kolay kolay ağlamayan Seungmin'in gözleri dolmuştu ve o hiçbir şey yapamıyordu kendi kendine sinirlendi Felix. İçinden dua ediyordu arkadaşı kurtulsun diye.

Seungmin hiç bir şeyin fayda etmeyeceğini anladığı için yürümeye başladı.

Minho adımlarını hızlandırıp önün önünden yürümeye başladı tam sınıftan çıkarlarken derse giren Chan ile karşılaştılar. Chan eşsiz gülümsemesi ile Minho'ya "hey senin derste olman gerekmiyor muydu ne işin var burada?" Minho bakışlarını Chan'a çıkartınca Chan'ın gülümsemesi soldu bir anda ardından seungmin'e bakınca bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. "Sorun ne?" Dedi meraklı bir sesle Minho 'ya "hmmm ne mi oldu hemen söyleyeyim şu yanımda gördüğün sözde okul birincisi bana piç dedi" ve kahkaha atmaya başladı Minho"ahhh gerçekten çok komik değil mi olul birincisi'nin ahlaktan yoksun bir zavallı olması " tekrar gülmeye başladı.(şizofren misin aq kendine gel)

Chan gözlerini pörtletmiş Seungmin'e bakıyordu. "Seungmin bu doğru mu sen nasıl böyle bir şey söyleyebilirsin?"

Seungmin yanaklarının daha yandığını hissediyordu . "Ben gerçekten çok üzgünüm gerçekten bir daha olmayacak "dedi titreyen sesiyle. Minho "kes sesini ve düş önüme Kim Seungmin"diye bağırdı.
Chan da dahil bütün sınıf korku içindeydi. Minho'nun soğuk ve sert biri olduğunu herkes biliyordu fakat sinirlenince bu kadar korkunç olduğunu kimse tahmin etmiyordu.

Seungmin sıçrayarak kafa salladı Chan hâlâ kapının önünde bekliyor çekilmiyordu .
Minho "çekil de geçelim Chan" dedi soğuk sesiyle Chan seungmin'e baktı tekrardan ve " şimdi sözlü yapacağım onları sözlü olduktan sonra gelsin Seungmin"
Chan'ın amacı biraz da olsun Minho'nun öfkesinin geçmesini istemesiydi çünkü bu öfkeyle Seungmin'e pek de iyi şeyler olacağını düşünmüyordu.

Minho sert bakışlarını Chan'ın gözlerine dikti. "Olmaz sonra yap şimdi benimle gelecek yürü Seungmin "

"Hayır sözlü olacak dedim ders benim izin vermiyorum sözlü olduktan sonra gelecek Seungmin "dedi Chan. Seungmin kendini arada kalmış hissediyordu. Minho bir nebze de olsa Chan'ın dersinden ondan izin almadan öğrenci almayı uygun bulmuyordu ve "pekâlâ öyle olsun teneffüste BENİM odama geliyorsun Kim Seungmin" dedi yan bir sırıtışla. Seungmin hemen kafasını salladı ve hızlı adımlarla sırasına oturdu. Minho son kez ona bakıp sınıftan çıktı.

Felix hemen arkadaşına sarıldı "sakin ol Seungmin" dedi ona destek olmaga çalışarak.

Chan "az önceki olayı unutup derse geçelim çocuklar"dedi Seungmin'e bakarak. Seungmin'in haksız olduğunu bilse bile yine de onu bu şekilde durgun görmek onu kötü hissettirmişti.(baba gibi baba işte)

***
Dersin bitimine iki dakika kalmıştı. Ve Chan sözlü yapmamış konu anlatmıştı zaten sözlü yapacağım demesinin sebebi Minho'nun gitmesiydi.

Ders boyunca tek kelime etmeyen Seungmin zilin sesi ile yerinden sıçradı ve Felix'e döndü. "Felix ben ne yapacağım en üst kata çıkıp atlasam ne olur ki kurulmam lazım benim "dedi elini alnına vurarak. Felix arkadaşının ensesine vurarak "sikik sokuk şeyler söylemeyi bırak ve in aşağı zaten okul birincisisin Seungmin en fazla ne yapabilir ki?" (Lix aşkım oralara girme lütfen)

Seungmin içinden haklı en fazla ne olabilir ki deyip ayağa kalktı sonuçta kaçmanın bir anlamı yoktu. Felix de onunla beraber kalkıp "bende geliyorum"dedj Seungmin "tamam" deyip aşağı inmek için sınıftan çıktılar.

Sonunda Minho'nun odasının kapısının önüne gelince Seungmin korkuyu tekrar iliklerine kadar hissetmişti. Felix Seungmin'e dönüp "Ben kapıyı çalıyorum ve sende içeri giriyorsun tamam mı?" Seungmin kafa salladı.

Felix kapıyı iki kez tıklatıp geri çekildi. Seungmin titreyen elleri ile kapıyı açtı ve yavaşça içeri girdi. Minho yan sırıtışla "Demek geldin Kim Seungmin"
.

.

.
*** Diğer bölümde red lights dinleyeyim de gözümüz gönlümüz şenlensin

daddy | 2min Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin