Sonbahar renkleriyle harmanlanmış bir ormandayım.Turuncu-kırmızı renklerinin hüküm sürdüğü bu gizemli ormanda tek başımayım-en azından şimdilik-ve yavaşça adımlıyorum.Sonbahar en sevdiğim mevsim olmuştur bu yüzden ormanı inceliyorum.Yaprakları hışırdatarak yürürken bir meşe ağacına-emin değilim ama öyle hatırlıyorum-rastlıyorum.Ağacın bir dalına dokunduğumda dal yere düşüyor ve panikliyorum.Ardından adım sesleri duyuyorum.Biri beni kovalıyor, kim olduğunu gram hatırlamıyorum.Ondan kaçarken bir uçurumun kenarına geliyorum.Arkamdaki kişi ya da cisim bana yaklaşıyor.Bende yanlışlıkla uçurumdan düşüyorum.
Uçurumdan şansıma bi at arabasının içine düşüyorum-bilinçaltı oyunu işte-ve şaşırıyorum.At arabasında köylü bir aile var.Ön tarafta ailenin babası olarak düşündüğüm kişi atı sürüyor.Arkada ailenin annesi kucağında minik bir bebek tutuyor.Etrafta da farklı yaşlarda birkaç tane çocuk var.Sanırsam onlarda da bu ailenin çocukları.Ben şaşkın bir şekilde etrafı incelerken kadın bir şey söyleyecek gibi oluyor ama maalesef ne dediğini duyamadan uyanıyorum.
Bu rüyamı göreli 1 yıl oldu sanırım ama hâlâ unutmadığım nadir şeylerden.Bende bir iz bırakmış ama ne olduğunu anlamlandıramadım.
Okuduğunuz için teşekkürler!Eğer daha fazla yazmamı-ki ben istiyorum- isterseniz oylamayı ve yorumlarda belirtmeyi unutmayınız.Teşekkürler!♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyalarımı yazıyorum
SonstigesSosyal medyada "rüyalarımı çiziyorum" adlı bir videoya denk geldim ve bende neden rüyalarımı yazmıyorum dedim(kesinlikle çizimimin kötü olduğundan değil) herneyse rüyaları anımsamak biraz zor o yüzden tam olarak anlatamayabilirim ama yazdıkça hatırl...