Hoş geldin...🤹🏻
İyi okumalar 🕴___________________
Bisikletinin pedallarını çevirirken kendi ülkesinin havasından daha yumuşak olduğu bariz şekilde ortada olan havaya gülümsedi. Dışarıdan bu huzurlu bir gülüş gibi görünebilirdi. Oysaki Tiger, ne kadar daha sıcak olsa da, kendisine ülkesinin rüzgârından daha sert gelen rüzgâra gülüyordu.
Ülkede görülen yumuşaklığın altında bir sertlik olduğunu daha ilk andan anlamalıydı.
İzlanda'ya adım attığından beri var olan huzursuzluk devam etti. Bir hafta olmuştu. Ama bir türlü sevememişti.....
Aktarmalı uçağıyla birlikte kimliğine bürünmüştü ve bu görevini tamamlayana kadar bu huzursuzluğu kaybetmiyordu ve bu sayede dikkati hiç dağılmadan tamamlıyordu Jimin.
Pardon süresi boyunca Haru'ydu.
Bir haftadır yaptığı gibi yine şehrin başka yerini geziyormuş gibi yaptı. Fotoğraf çekiyormuş gibi yapıp bol bol insanlara yüzünü benimsetti. Tuhaf gelmemek için samimiyetten uzak yüzüne samimi bir ifade yerleştirip bazen selam verdi. Bazen yediği tuzlu krakerinden paylaştı. Sokak hayvanlarına mamalar ile kendini tanıtıp, kendini onlara arkadaş edindi.
Çünkü amaç basitti. Birkaç kişi seni tanırsa, tanımamış olan kimse kalmazdı.
Görev süresi 4 aydı ve bu 4 ayda yapabileceği kadar çevre yapıp her şeyi öğrenmesi gerekiyordu.
Viper ve ekibi sadece Norveç'te değil, diğer ülkelerde de oldukça iyi tanınan bir ekipti. Özellikle İsveç istihbaratı tarafından bilinen ve yakından takip edilen bir ekipti. Ancak ekipteki kimsenin kimliği asla açıklanmamıştı İsveç gibi basit bir ülke de ele geçiremiyordu.
Viper bu görev için geride kimseyi bırakmayan birini seçmeliydi...
Yani tigerı..
Görev açıkça belliydi.
Görev: simyacı kimliği gizleyerek, eğitimci kimliğiyle hayat süren ancak elinde Norveç ve İsveç arasında ki savaşın işine gelebilecek olan bomba üreten profesörü bul ve gerekeni yapmaktı.
İsveç'ten önce bombayı al.
Ve böyle alçak bir gücü yok et ki..
tekrar üretilme ihtimali ortadan kalksın.
Tam tiger'e yakışan bir görevdi. Ensesine pençelerini geçirebileceği bir av.
Ve kolaydı.
Diplomatlar ve eğitimciler böbürlenmeyi, övülmeyi fazla seven bir tayfaydı. Kendi isimlerinin, kendileri yerine duyuruluyor oluşu onlar için fazlaca iyiydi.
Haru, bir gazeteciydi. İzlanda'ya geldiği gezi içerisinde böyle eşsiz bir profesörle röportaj yapabiliyor olmak onun için kariyerinin dönüm noktası olacaktı. Ayrıca Haru'nun gazeteci kimliği adını dünyaya duyurmuş olan profesörün daha tanınmasına imkân sağlayacaktı. Yanı profesör bir taşla iki kuş vurmuş olacaktı. O yüzden profesörle konuşana kadar durmayacak olmasının bahanesi hazırdı.
Profesör, nezih ve sessiz bir hayat yaşayan bir bilim adamı olmanın hakkını verecek cinsten birisiydi. Yaşı 58 olmasına rağmen epey sportif bir hayat sürüyordu. İzlanda da yaşayan birçok kişi gibi eğitim verdiği kampüse bisikletle gidip geliyordu. Tiger'in bir haftadır yapmaya alıştığı gibi.
Bugün profesör hazretleriyle sonunda görüşebileceği bugün gelmişti. Birkaç pedal hareketiyle hızlandırdı bisikletini. Evine görüşme için randevu almış ve ilerliyordu. Bir taraftan telefonda Oscar'la konuşuyordu. Profesörün evine bir iki sokak kalmıştı.
''dostum İzlanda kalesine çıktığındaki resmi beğenmedim.'' (İzlanda'ya gittiğinden beri hareketlerini normalleştirmedin.)
Köşeden dönerken gülümsedi. Eğer bir karakter oluşturuluyorsa ona tamamen benimsenirdi ve hatta telefon dinlenme ihtimaline karşı hep gizli dillerinden konuşurlardı.
''açısı güzeldi aslında nasıl beğenemedin?'' ( her şeyi doğru yaptım dikkat çekecek herhangi bir şey yoktu.)
Eve yaklaştığında yavaşlattı bisikletinin hızını.
''sikik herif üç resim çekmişsin, üçünün açısı da aynı ve güneş tam olarak görünmüyor.'' (aynı hareketleri fazla tekrar ettin ve bu dikkat çekici)
''bir daha ki sefer senin için götümü eğeceğim dostum. Tamam mı?''
*bunu çevirmeme gerek var mı?*'' son makalem ne âlemde?'' ( profesörün son durumu?)
'' bu sayıda çıkacak, o yüzden son cümlelerin varsa eklemekte acele etmelisin. Biliyorsun editör sonradan müdahale etmene izin vermiyor. (evde iş için çıkmak üzere.)
Bu dili öyle üç günde öğrenmemişlerdi. Küçük yaşta başlamıştı eğitimleri be bu sayede kimsenin anlayamayacağı bir şekilde anlaşılmaz konuşabiliyorlardı.
''kapatmam gerek önemli bir röportaj için görüşme yapacağım mekâna geldim.'' Dedi rolünün hakkını verecek şekilde.
Yazarlara yakışır şekilde pasif bir görüme bürünmüştü. Bol bir pantolon, sırt siyah çantası ve başına taktığı basit bir kasketle şey görünüyordu basit. .
''tamam, bebeğim, sonra ara beni görüşürüz'' dedi sulu şekilde telefonun ucundaki adam.
''zevzek'' dedi ve telefonunu katlayıp cebine koydu.
Profesörün mütevazı evinin kapısına ulaşmak için uzun bahçe yolunda geçmesi gerekiyordu. Heyecanlıymış gibi ellerini ovuşturdu. İçinden her ne kadar görür görmez böyle bir varlıkla çocukların, kadınların, her şeyden önce canlıların hayatını bu denli tehlikeye atacak bir şey ortaya çıkaran\ üreten birini öldürmekten, hele ki ortaya atılan kendi halkıysa zevkle yapabilirdi. Sadece biraz beklemesi gerekiyordu.
Çok az.
Kapıya ulaştığında içerideki yüksek ses dışarıdan da gayet net duyulacak cinstendi. Kapının aralık olduğunu fark etmesine rağmen yinede bir BEYEFENDİYMİŞ gibi zile bastı. Bir müddet bekledikten sonra bir kez daha bastı. İçerideki şarkı sesinden dolayı duyulmadığında ve iki kere kibarca zile bastığını varsayarak içeri adımını attığında karşısında sırtını dönmüş yerleri silmeye çalıştığı uzun viladanın sapıyla dans eden ve şarkıya eşlik eden genç çocuğu buldu.
... GÖREV TALİMAT GÜNÜ ...
''profesör yalnız yaşayan boş bir adam. Adam bakirliğe yemin etmiş gibi hayatında hiç kimse yok. Sadece yanında avanak bir üniversite öğrencisi var. Evini temizlemeye geliyor haftada bir kez. Okuma programıyla yerleştirilmiş garip kimsesiz biri. 5 yıldır profesörün yanında."
"İsmi Zeha 22 yaşında. Üniversite de konservatuar bölümünde okuyor. Neşeli sevecen. Belirli günlerde arkadaşlarıyla eğlenmeye çıkmak dışında pek bir aktivesi yok. Açlıktan ağzı koksa yer yanı''
Viper'ın gür sesi duyuldu ''Oscar!''
''tamam, efendim'' dedi Oscar utanmışlıkla başını eğdi.
'' zararsız bir şey o yüzden fazla önemsemene gerek yok. Salı ve Perşembe günleri geliyor. Büyük ihtimalle denk gelmeyeceksin bile ama denk gelirsen onu kendine araç kılabilirisin'' dedi viper.
''anlaşıldı efendim.'' Diye onayladı Jimin onun sözlerini.
Şimdi karşılaştıklarına göre onu kendine aracı kılması gerekiyordu, öyle değil mi?
Amaca giden araç bazen iyi olabilirdi..
Yada arac kendi olabilir miydi?_______________
Umarım beğenirsiniz..
Ve
Hey sen...
Seviliyorsun....🕴🕴🕴
![](https://img.wattpad.com/cover/355759153-288-k370332.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TİGER
FanfictionO bir kuzuydu bense onu avlamaya çalışan bir kaplan.. Ve kaplan kuzuya... AV MI OLDU? YOKSA AşIK MI? ___________________ Polisiye hikayedir... Semejim Ukekook