Günlerden bir gün,Rose Paris'te enstruman almaya çıkmıştır,Rose tam bir ensturan hayranıydı insanları her zaman mutlu etmek için dışarıda enstruman çalırdı ama gitar'a ayrı bir tutkusu vardı.Jennie Paris'te yürüyüş'e çıkmak ister ve Rosenin enstruman çaldığı yerden geçti,Jennie Rose'ye tutulmuştu.İlk görüşte aşık olmuştu,Dayanamayıp Rosenin yanına gitti.Rose Jennie'yi gördü galiba oda Jennie'den hoşlandığını fark etti,Jennie ile Rose artık arkadaş olmaya başlamıştı.Rose her zamanki gibi dışarıda insanları mutlu etmek için gitar çalar.Jennie'nin gelmediğini görünce çok üzülmüştü,Rose üzgün bir şekilde evine giderken kapısında postacı görür bir an karşısına çıktığı için korkudan bayılır.Postacı Roseyi kafası duvara sürtmesin diye kafasını tutup belinden çeker,Rose bir anda uyanır postacı o kadar yakışıklıydı ki,Rose gerçekten aşık olmuştu,Postacıda ona olmuştu,Rose postacını elindeki çiçeği görür ve mutlu olur,O çiçekleri jennie ona verdiğinde güzünde tebessüm oluşmuştu,Rose hiç uyuyamıyordu.Çünkü postacının onu tutuşu,bakışları aklına geliyordu.
Postacının yüzü böyleydiOna aşık olmamak mümkün değildi rose çiçeklerle ona açılmak istedi.Fakat Rose karşısında gördüklerine inanamazken,oradan hemen kaçar postacının sevgilisi olduğunu öğrendiğinde üzülmüştü.Kapı çaldı ve Rose kapıyı açmaya gitti,Karşısında jennie'yi gördü.Ağlayarak Jennie'ye sarıldı.Jennie'nin içinde kelebekler uçuyordu.Rose Jennie'den hoşlandığını söyledi,Jennie'de Rose'den hoşlandığını söyledi.İkisi mutlu şekilde ilişki içindelerdi,
-Sayfa 5-