"Her şey için çok teşekkür ederim Seungmin." adımları yavaş sayılırdı Jisung'un. Yanındaki adama uyum sağlıyor ve yüzünde güller açıyordu. Cebine ulaşan paranın bolluğu ister istemez mutlu ediyordu onu. En azından bir süre para sıkıntısı hakkında düşünmekten kurtulmuştu.
Geceleri uyuyamıyordu. Düşünmekten delirecek gibi oluyor ama elinden gelmiyordu. Koşup, gülmek istiyordu. Kendini olağanüstü hissediyordu. Düşünmeden uyumak ona rüyadan farksız gibi geliyordu.
"Rica ederim. Senin o hüzünlü yüzünü gördükten sonra böyle gülmen beni mutlu etti." o da içten şekilde gülümsedi, birkaç günlükte olsa arkadaşının omzuna kolunu attı.
Ani hareket karşısında şaşıran Jisung tepki göstermedi. Keyifli yürüşüne devam etti. Elinde olsa karşısındaki adama sıkı sıkı sarılıp teşekkür edecekti. Ama ne yazık ki utancı ona izin vermeyecekti. Kendini aman aman tanımıyordu lâkin bunu biliyordu.
"Daha vaktin var değil mi?" Jisung arkadaşına döndü ve umutla sordu. Biraz daha kalmasını, en azından borcunu biraz da olsun ödemek istiyordu.
"Evet, bir saat kadar vaktim var."
"Hadi bir şeyler yemeye gidelim." omzundan inen elin bileğini tuttu Jisung. Bu temas Seungmin'i gülümsetti. Kendisine karşı önyargılı olmadığını ve arkadaşlığını kabul ettiğini bilmek onu mutlu ediyordu.
Jisung ise yol boyunca onu götüreceği pizzacıyı övmüştü. Onun bu konuşkan halleri Seungmin'in hoşuna gitmişti. Her ne kadar birbirlerini birkaç gündür tanıyor olsalarda iyi uyum sağlamışlardı.
Jisung, Seungmin'i pizzacıya buyur etmiş ve cam kenarındaki bir masaya geçmişlerdi. Seungmin önünde duran menüyü alıp arkadaşına döndü. "Klasik garantidir." diye mırıldandı.
"Seni temin ederim her ne seçersen pişman olmayacaksın."
İkisi de karar verdiğinde garsonu çağırıp siparişlerini almasını istemişlerdi. Keyifli bir yemek olacağı kesindi.
Belki de Jisung o gün Seungmin çantayı unuttuğu için Tanrıya şükretmeliydi. Seungmin ona hem iyi bir arkadaşlık hem de bolca umut vermişti. Pastanenin işlerinin gittikçe iyileşeceğini umuyordu. Eline geçen parayı akıllıca kullanıp pastaneyi büyütecekti.
En büyük hayallerinden biriydi Jisung'un ikinci şube. Fakat maddi sıkıntılar bırakın ikinci şubeyi, birinci şubenin ihtiyaçlarını karşılayacak durumda değildi.
Fakat bu kredi ona ilaç gibi gelmişti.
"Tekrar tekrar teşekkür ederim Seungmin, hakkını nasıl öderim..." ısırdığı lokmayı yutunca hüzünle söylemişti Jisung. Farkında olmasa da sincap yanakları sarkıyordu. Oldukça tatlı ve bir o kadar da yakışıklı görünüyordu.
Tek kelimeyle muhteşemdi bu çocuk.
Seungmin daldığı Jisung'un yanaklarından gözlerini masaya çekti. "İnan bana ödenecek herhangi bir şey yok."
Seungmin'in biraz rengi atmıştı. Bir anda neden bu kadar büyülendiğini anlayamamıştı. Derin bir nefes aldı. "Pastaneyi ne zaman açtın?"
"Bir buçuk yıl kadar önce." kolasını yuttu ve yemeği bir kenara bıraktı. "Elime biraz para geçtiğinde açmıştım."
"Belli ki baristalık eğitimin var." Seungmin ilgiyle onun hikayesine odaklandı.
"Seoul'e üç-dört sene öne geldim. İlk geldiğim de garson olarak burada çalışmaya başladım, sonra baristalık eğitimi alıp başka bir kafede çalıştım, en son kuzenimle şimdiki pastaneyi işletmeye başladık."
"Pizzacı da başlayıp patronluğa ha...? Büyüleyici bir çalışma hikayesine benziyor." ellerini masa da birleştirdi. "Peki oraya neden pastane diyorsunuz, kahve de satıyorsunuz oysa."
"Biz orayı ilk pasta üzerine açtık. Sonra ek gelir olsun diye içecek makinelerini aldık." Jisung aşkla pizzasını yemeye devam ediyordu. Kendi pizzasından bir dilim alıp Seungmin'e uzattı. "Bunun da tadına bak. Eminim favorin olur."
Seungmin birkaç saniye duraksasa da kendisine uzatılan yemeği geri çevirmedi, bir ısırık aldıktan sonra iyice çiğneyip yuttu. "Favorim olacak kadar güzel..." gülümsedi.
Usulca kıkırdadı. "Sevindim."
İkisi de yemeğini bitirince hesap geldi. Aynı anda iki cüzdan da çıktı. "Ben ödeyeceğim." dedi Jisung.
"Ben öderim."
"Kabul etmeyeceğimi biliyorsun." kartını çıkardı.
"Alman usülü yapalım mâdem." Seungmin de ısrarına devam etmekte kararlıydı.
Jisung kartını pos cihazına okuttu. Böylece ikisinin arasındaki bu inatlaşma kısa süreli de olsa son bulmuştu.
Birbirlerine veda ettiklerinde Seungmin aptal aptal sırıtarak bankaya geri dönmüştü.
Bu çocukta bir şey vardı ve insanı kendisine doğru çekiyordu.
Ve o da bundan oldukça mutluydu.
______________________:)
Kendinize iyi bakın <33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çanta | SeungSung
FanficPastane sahibi Han Jisung, cam kenarındaki masalardan birinde içi para dolu bir çanta bulur. Ve çantanın içinde bir kartvizit. Ana Ship: SeungSung Yan Ship(ler): ChanChang, HyunHo, JeongLix Texting+Düz yazı Küfür, argo içerir.