1 BÖLÜM • Saklı gerçekler

107 4 19
                                    

              Bazı hikayalerin hiç
          bilinmeyen sonları vardır,
       ve ya hiç tahmin edilemeyen.
    Bir insan ne kadar sarsıla bilir?   Bir insan ne kadar acı çeke bilir ki?

     
                       Belki de,

Belki de bazı sonlar hiç gelmemeli,
hiç yaşanmamalıydı....

Belki de her zaman sonlar mutlu olmazdı ....

Belki de insan çok acı çekip,çok sarsılmalıydı. Çünkü buydu, yaşam dediğimiz şey.

                               ~
                          ----------
                     V I N C E N T
                      ------------------
                              ~

        BÖLÜM 1 • Saklı gerçekler

Sorgu odasında her zaman kasvetli bir hava olurdu. Bu hava insanın beynine, kalbine bedenine dolar ve onu kendine mahkum bırakırdı. Yüzlerce, binlerce insan oturdu bu masaya. Sorgu masasına. Hatta bazılarına insan demek makul değil. Onlar görünmeyen canavarlar. Kimileri suçludur, kimileri tanıktır, kimileri masumdur. Kimilerini bilmem ama biz adalet için çalışıyorduk.O canavarı bulup hakk için, haketdiği için cezalandırıyorduk. Ben ise işte yıllardır o masadaydım. Sorgu ve ya bilinen diğer bir adıyla 'adalet' masasındaydım.

"NEDEN!" Diye bir bağırma sesi geldi camların arkasından.
Allen ve ben ise olanları apaçık görüyorduk.Bağıran iş arkadaşım dedektif Sofiaydı.Ekibimize yeni katıldığı için uyum sağlamağa çalışarak ters pisikoloji uyguluyordu ama pek başarılı olduğu söylenemezdi.

"Adelina? Araya girmeyi düşünüyormusun?" Allen Sofianın sorgu işinde pek iyi olmadığını düşünüyordu. "Dur bakalım, daha yeni başladı. Arkadaşımızın hünerlerini görelim bir." Diyerek Allene doğru hafifçe gülümsedim.

Sorgulanan zanlı sinirden kulaklarına kadar kırmızıya dönmüştü. Sebebi ise büyük ihtimal Sofianın ona bağırması ve sabrının tükenmesiydi.

"Ben YAPMADIM" Bir erkekti cinayet işleme oranı yüze elliydi çünkü ölen insanın abisiydi. Yani, ya çok iyi rol yapacaktı, ya da kardeşini gerçekten çok seviyordu. "Kanıtın varmı ? Abiniz 02:30 civarı öldürülmüş. O sırada neredeydiniz ve ne yapıyordunuz?" Adam genç gözüküyordu. Neredeyse 25-26 yaşlarında olurdu."S-saat akşam 7 de arkadaşlarıma gitmiştim. Birlikte sabahlamıştık o gün. Abimin evden bir daha çıkpta... asla gelmeyeceğini bilmiyordum.. Bulun nolur o katili. BULUN ABİMIN KATİLİNİ !" Adam aniden kalktığında Sofianın gözlerine korku çökmüştü.

"Tamam.Ben giriyorum" Daha fazla beklemeyerek hemen önümde olan odaya girdim.
Sofiyaya doğru kafamı sallayarak çıkmasını işaret ettim. Genç adam abisini seviyormuşa benziyor ağlamasına bakarsak. Ama pek bilinmez. Kim bilir belkide içinde her kesten sakladığı görünmez canavar vardır? Sofia çıktıktan sonra ben sandalyeyi çekerek oturdum. "Adınız nedir?"Diye gülümsedim. "Noven" Kaşları çatılmış, gözlerindeki ifade değişmişti.
"Seni anlıyorum. Abin nasıl biriydi peki Noven?" Sorduğum yumşak sorularla önce kalbini kazanmayı düşünüyordum. "Abim. O çok iyi birisidi.Biliyor musunuz? Beraber hep sahilde oturup uzun-uzun konuşmayı severdik, hep o benim dertlerimi dinlerdi. Yardım ederdi.O...o benim abimdi. Kim böyle bir şeyi yapa bilir? Kim?"Eski anısını anlatırken yüzünde bir gülümseme belirmişti. Fark etmediği bir gülümseme.
"Çok iyi bir abin varmış."Genelde bu odadan hızlı çıkmanın en iyi yolu budur. Duygular. Evet, insan çok şey saklaya bilir yüzünde, gülüşünde, gözlerinde...ama duygular insanı ele veren tek şeydir özellikle bu odada. Hatırlıyorum bunun için hatta psikolojik eğitimden bile geçmiştik.

VİNCENTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin