-4 BÖLÜM:KIRMIZI KAR-

19 3 2
                                    

İYİ OKUMLAR :d
___ ___

Güzel bir sarılmanın ardından birbirimizden ayrılıp kapıdan içeri girdik.Gördüğümüz manzara karşısında şaşırıp kaldık.Şu ana kadar geçtiğimiz bütün aşamalara çok zor ve geçilmesi imkansız olarak baktık fakat hepsini teker teker geçtik.Ama son aşama cidden zordu.Etrafıma tekrar bir göz attım.Bura büyük bir arazi gibiydi yada çok büyük bir orman.Ardından bir kadın sesi duydum.Sesin olduğu tarafa doğru döndüm.Yansıtılmış bir görüntüydü.Söze başladı.
"SON AŞAMAYA HOŞGELDİNİZ DENİZ VE KUZEY"
"Adım Deniz değil lanet şey"
"SON AŞAMAYA HAZIR MISINIZ DENİZ VE KUZEY?"
"Adım Deniz değil dedim."
"Derin boşuna uğraşma seni duymaz sadece bir yansıtma"
Evet beni duymuyordu, Kuzey haklıydı.
"Son aşamada yapmanız gerekenleri anlatayım.Küçük ahşap bir kutu bulacaksınız.İçinde anahtar var.Anahtarı alıp kapıyı açıcaksınız.Tabiki anlattığım kadar kolay değil.Ormanın içinde çeşitli maceralar sizi bekliyor.Başarılar dilerim Deniz ve Kuzey"
Hıh Denizmiş. Kuzey ormanın olduğu tarafa doğru yürümeye başladı.O ormanın içinde gezerken bende bir ağacın yanına oturmuş kalmıştım.5 dakika sonra kuzey bağırıp küfürler ederek ormandan çıktı.
"Kooooooş, koş Derin koş."
"Ya Kuzey bi bekle noluya ya neden böyle koşuy- Hass!"
Gördüğüm şey karşısında Kuzey gibi küfürler savurarak koştum.Yaklaşık 10 dakika boyunca koştuğumuzda nihayet peşimizi bırakmışlardı.Bu kadar çok koşunca buranın ne kadar büyük olduğunu düşündüm.Aynı anda yere oturup soluklandık.
Gördüğümüz şey dev bir böcekti.Sanki örümceğe benziyordu.Kim bilir bizi bu ormanda neler bekliyordu.
"Derin?"
"Efendim."
"Bu kadar büyük bir ormanın içinde nasıl bulcaz küçücük kutuyu?"
"Arıcaz Kuzey arıcaz ve bulucaz.Bulmak zorundayız."
Başını sallayıp ayağa kalktı.
"Hadi, öyleyse başlayalım."dedi Kuzey.Bende ayağa kalktım.Kalktığım anda yerle öpüşmem bir oldu.Yer sallanıyordu.Sanki deprem oluyor gibiydi.Kuzey korkulu gözlerle arkasına bakıp "Derin arkana bak!" Dedi.Ağır çekim bir şekilde arkamı döndüm.Arkamda patlamak üzere olan bir yanardağ gördüm.Ve yanardağa bu kadar yakın olduğumuza lanet ettim.Bu sefer ben "Koooooş"diye bağırdım.Ormana doğru koşmaya başladık.Bu arada da yanardağ büyük bir gürültüyle patladı.Bizde kendimizi yere attık.Allahtan Kuzey ve ben önceden okulun atletizm yarışmasında 1.olmuştukta hızlı koşuyorduk.Kuzey "Kurtulduk!"diye bağırıp zıplarken derin bir iç çektim ve yere uzanıp gözlerimi kapattım.10-20 dakika sonra yüzümde bir s oğukluk hissettim.Tekrar tekrar ve tekrar hissettim.Yere düşen parçayı anlamak için elime aldım.Bu bir kar tanesiydi! Bir dakika neler oluyordu, az önce yanardağ patlamamışmıydı.Kuzey'e dönüp,
"Kuzey kar mı yağıyor" dedim.
Sesli bir şekilde yutkunup,
"Derin gö-gözlerini aç istersen" dedi.Neden bu kadar heyecan yaptığını anlamıyordum.Altı üstü bir kar.Kuzey'in dediğini yapıp gözlerimi açtım.
OMG! Kuzey heyecanlanmakta haklıymış.
Filmlerde duyduğum şey gerçek oldu.Vay canına! Kırmızı kar yağıyordu.Ciddi olamazsın KIRMIZI KAR!
"Vay anasını be!"
"Kuzey?"
"Efendim."
"Buradan sağ çıkarsak kırmızı karı falan anlatırız ailelerimize.Sence bize inanırlar mı?"
"Seni bilmiyorum Derin ama bana asla inanmazlar.Arabada telefonla konuştum.Açelya ve Ulaşın kaçırıldığına bile inanmadılar.Kırmızı kara asla inanmazlar"
Ben aile durumuma hep kötü derdim.Ama Kuzey'in ki benimkinden çok daha kötüydü.Annesiyle babası yıllar önce boşanmıştı.Babasının sevgilisi yüzünden.Boşanınca babası sevgilisiyle evlenmiş, birde çocuk yapmıştı.Annesi sürekli yurtdışına çıktığı için üvey anmesinde kalmak zorunda oluyordu.Kuzey'in yerinde ben olsam belki onun kadar güçlü duramazdım.Kesin intihar girişiminde falan bulunurdum herhalde.
"Derinn! Daldın gittin. Ne oldu?"
"Hıı, şey bir şey yok ya anahtarı düşünüyordum"
Kafasını sallayıp yürümeye başladı.Bende arkasından yürüdüm.

"Burada ne kadar kalcağımız belli değil.Su ve yemek bulmamız gerek."

"Tamam, o zaman ayrılalım ve yemek arıyalım.Sonra tekrar buluşalım"

Arkama dönüp yürümeye başladım.Yarım saatir yürüyordum.
İleride bulduğum bir böğürtlen dalına doğru koşmaya başladım.Böğürtlen olduğunu görünce sevinç çığlığı atıp dans etmeye başladım.Hiç bir yan etkisi olmadığını düşünmeden direk ağzıma attım. Tabii salak ben hiçbir yan etkisi olduğunu düşünmem tabii ben.İnsan bir düşünür tabi direk yemez.Zorla da olsa ayağa kalktım.Bir kaç sarsıntıdan sonra dik durmayı başardım.Dengemi kaybettiğimi hissediyordum.Sonra sanki ağaçlar üstüme üstüme geliyo gibi oldu.Sanki dünya etrafımda dönüyor gibiydi yada ben dönüyodum.Tam arkamdan;
"Derinnnnn!" Diye bir ses duydum sanki ses tünelden çıkmışcasına yankılandı tüm ormanda.Arkamı dönmemle şaşırmam bir oldu.Bi yandan gözümden akan yaşları siliyodum bir yandan da Açelya'a doğru koşuyodum.Bu Açelya idi.Teni sanki bir hayalet kadar soluktu.Saçları bakımsızdı ve açık bırakmıştı.Herzamanki gotic makyajı yoktu.Upuzun ayağına kadar gelen bol beyaz bir elbise giymişti.Yüzünde beni gördüğüne göre sevinmiş bir ifade yoktu, tam tersi somurtuyordu.Ben ona büyük bir zevkle koşarken o sadece durup bakıyordu.
"Açekyağğm" dememden konuşmamında bozulduğunu anladım.Gözlerimi kapayıp Açelya'a sarıldım.Kollarım boşluktan geçti. Gözlerimi açıp Açelya'nın olmadığını farkettim.Sonra yine arkamdan;
"Derin! Burdayım-yım-yım!" Sesi geldi yine tüm ormanda yankılandı.
Arkamı döndüm Ulaş'a doğru koşup sarıldım.Açelya gibi kayboldu.Sağ tarafımdan
"Başaramıcaz Derin.Açelya ve Ulaş'ı kurtaramıcaz.Hepimiz öleceğiz-z-zzz" Bu fazla derinden gelen bir ses oldu.
Bu Kuzey di.Dikkatlice bakıp Kuzey'e doğru yürümeye başladım.Olmayan dengem sayesinde düşmekten son anda kurtuldum.Kuzey'in yanına vardığımda yavaşça elimi karnına doğru götürdüm.İçinden geçti ve Kuzey kayboldu.Arkamı döndüm.Kuzey bir nefes arkamdaydı. Sonra sağıma geçti aniden.Solumda Ulaş arkamda da Açelya belirdi.Üç tarafım da çevrelenmişti.
Hıçkırarak;
"Kimsiniz siz? Ne istiyorsunuz" diye var gücümle bağırdım. Yiyecekmiş gibi bakıp kafalarını bir sağa bir sola döndürüyorlardı.Üçüde gözlerini kısmıştı. Ardında hepbir ağızdan "Hepimiz öleceğiz" diye fısıldamaya başladılar.2-3 dakika sonra hepsi kayboldu. Yere çöküp ağlamaya başladım.Ne olursa olsun Açelya ve Ulaş'ı tekrar görmek çok güzeldi.Kuzey koşarak yanıma geldi ve çömeldi. Ona kötü bir bakış attım. Ayağa kalkıp bir kaç adım geriledim.Ne olduğu anlamamış gibi şaşkın bir ifadeyle bakıyordu bana. Ardından kolumu karnına geçirdim.Sert kaslarına çarpınca onun gerçek olduğunu anladım ve sarıldım. Nefes nefese konuşmaya başladı.
"Hadi şurda bir şelale buldum, meyve de var.Biraz dinlendikten sonra kutuyu aramaya çıkarız olur mu? "

Kafamı salladım ve yürümeye başladık.Yürürken ona yaşadıklarımı anlattım.
__ __

Kuzey'in gösterdiği yerden su ve meyve yedik.Ağacın altında biraz dinlendik.
"Kuzey?"
"Hı?"
"Sen yani halisülasyon olan sen başaramıyacağımızı ve hepimizin öleceğini söyledin."
"Saçmalama Derin çok az kaldı. Bu son basamak eminin başarıcağız. Sen ve ben-"
Kuzey'in sözünü kesen gürültülü bir kükremeydi.Nerdeyse yerimizden sıçradık. Kuzeyle aynı anda arkamızı döndük. Gördüğüm manzara' bu ormanda daha kötü ne yaşayabilirim' sorusunun cevabıydı sanki.Bu sefer bundan kurtulabilirmiyiz bilmiyorum...

___ ___

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 29, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin