1.Bölüm:Kömür Karası

33 3 4
                                    

"Tanrı seni kahretsin! "
"Asıl seni kahretsin! "

İlahi Bakış Açısı

    Lisede sınıf üçe ayrılır:Üst kademe zorbalar, zorbalar ve omegalar yani ezikler. Ezik kesim zorbalar tarafından eziklenir,hor görülür. Üst kademe zorbalar ise sınıfın yönetici mölekülüdür bir bakıma;onlar ne isterse yapılır, omegalar onlara hizmet eder, zorbalar onlar gibi olmaya çalışır fakat onlardan korkarlar. Üst kademe zorbalar genellikle erkektir.

     Aralık ayının ilk günleriydi. Kar henüz yağmamıştı, hava ise oldukça soğuktu. Kediler bina aralarında birbirlerine sokulup ısınmaya çalışıyor, güneş görünmemekte ısrar ediyordu. Siyah giyimli, ağırbaşlı ergen liseliler okullarına gitmekte idi. Kaldırımın bir köşesinde bir grup kavga etmekte, diğer bir köşesinde iki genç sıcak anlar yaşamaktaydı. Üst kademe zorbalar bir grup halinde okul bahçesine geçiyorlardı.

    Ders zilinin çalması beklenirken alelacele bir çocuk girdi bahçeye. Kömür karası saçları özensizce bağlanmıştı. Görünüm olarak üst kademe zorbalardandı;fakat kendi içinde henüz zorba bile olamamış bir omegaydı. Giydiği deri pantolon ve deri ceket, vücut hatlarını bir güzel ortaya çıkarıyor, herkesi kendine hayran bırakıyordu. Soğuktan olsa gerek, elleri kızarmıştı. Saçları gibi kömür karası olan gözleri, bir şey arıyormuşcasına etrafta dolaşıyordu. Büyük ihtimalle sınıfını arıyordu.

Zil çalınca öğrenciler sınıflarına gitti. Kömür gözlü çocuk, öğretmenlerden birinin yanına gidip sınıfını öğrendi. Kısa bir arayıştan sonra buldu. Gözleri boş sıra aradı. Şuan kimse onu önemsemiyordu, hatta bazıları fark etmemişti bile onu. Gördüğü ilk boş yere gidip oturdu. Biraz arkalardaydı fakat önceki sınıfında da arkada olduğu için sorun etmedi. Kiminle aynı sırayı paylaştığını merak etti. Yanındaki çocuğa baktı. Önündeki kağıtlarla uğraşıyordu. Ona sordu:

"Selam, ismini öğrenebilir miyim? "

Sesinde neşeli bir hava vardı. Çocuk, önündeki kağıtları bıraktı ve ona bakmadan:

"Ne cüretle benimle oturursun, kim olduğumu biliyor musun? "

"H-hayır sadece tanışmak istedim. Ben Jeon Jungkook, siz? "

Çocuk derin bir nefes aldı. Yavaşça gözlerini çocuğun üzerinde gezdirdi. Üst kademe zorbalardan olduğuna kanaat getirdi. Görünüş olarak öyleydi. Yine de sormak istedi:

"Taehyung. Hangi kademesin? "

"Ne? "

"Hangi kademesin diyorum;zorba, üst kademe? Omega değilsindir diye düşünüyorum? "

      Kömür karası çocuk ne diyeceğini bilemedi. Önceki okulunda yoktu bu tarz şeyler. Fakat izlediği dizilerde, okuduğu kitaplarda içten içe hep zorbalara hayran kalırdı, zorbalık gözüne kolay gibi gelirdi. Bunun için önce "Zorbayım." demeyi düşündü, fakat "Üst kademeyim. " dedi. Kulağa daha hoş geliyordu. Tae de üst kademelerdendi. Bu sebeple ona kötü davranmamaya karar verdi. Zaten yalan söylüyorsa er ya da geç ortaya çıkardı ve o da cezasını alırdı.

   Öğretmen sınıfa geldi. Jungkook'a kendini tanıtmasını söyledi. O kendini tanıttığında sınıfta bir sessizlik oldu. Kim olduğu, nerden geldiği önemli değildi. Asıl önemli olan;omega mıydı, zorba mıydı yoksa üst kademe mi?

Saçının bağlı olmasına ne demeliydi?

Kim oluyordu bu çocuk?

***

    İlk ders sona ermişti. Kömür karası çocuk, bir kenarda öylece sınıfa bakıyordu. Kendini yabancı hissetmese de zorbalar, üst kademeler, omegalar... Bunlar hiç ona göre şeyler değildi. Kiminle arkadaş olmalıydı? Tae desen sınıfta değildi. O hangi kademedendi peki? Ona zorbalık yapar mıydı? Böyle böyle bu düşüncelerle bütün dersler geçti.

***

"Oğlum! Nasılsın? Okul nasıl geçti? "

Kapıdan içeri girer girmez soru yağmuruna tutulmak hoş gelmemişti kömür karası çocuğa. İliklerine kadar işleyen soğuk sıcakla buluşunca yorgunluk hissi uyandırmıştı onda. Odasına gitti ve deri kıyafetlerini çıkardı. Bol, gri bir tişört ve siyah bir eşofman giyip annesinin yanına geçti.

Ona hak veriyordu. O da an neydi sonuçta, merak ederdi oğlunu. Oğlu ne kadar nefret etse de.

"İyi geçti anne. "

"Sıra arkadaşın kim? İyi bir çocuk mu? Veya tek mi oturuyorsun? Tanrım çok merak ediyorum! "

Çocuk güldü. Bir tane sandalye çekti ve oturdu. Derin bir nefes aldı.

"Sakin ol anne, anlatacağım. Taehyung diye birisi ve daha yeni tanıştığımız için pek bir şey bilmiyorum. Yabancıyım sonuçta. O da fazla konuşkan değil. Neyse biraz bir şeyler yiyip dinleneceğim. Okul bayağı uzaktaymış. Çok yoruldum. Biraz dinlensem iyi olacak. Sorularını sonraya saklasan?"

"Tamam annesinin gülü. Ama sonra sorarım yine. "

Çocuk buna karşılık güldü. Annesinin önüne koyduğu yiyeceklerden birkaç parça atıştırdı. Daha sonrasında ise ödevlerini hızla yapıp bitirdi. Ardından yatağına geçti. Sabahtan beri kafasını kurcalayan "omega, üst kademe zorba, zorba" sözcüklerinin anlamlarına baktı. Pek bir şey anlamadı ama omegaların ezikler olduğunu anlamıştı.

    Önceki okulu geldi yine aklına, karşılaştırdı şimdiki okuluyla. Aslında önceki okulu daha iyiydi. Ta ki bir kız yüzünden başına darbe alana kadar. Oradan nefret ediyordu artık.

Tae'yi düşünmeye başladı sonra. Neden ona kim olduğumu biliyor musun demişti? Neden yanında durmuyordu? Kafası çok karışmıştı.

Yorgundu. Vücudu dayanma kabiliyetini yitiriyordu yavaş yavaş. Uyku vücudunu ele geçiriyordu. Aklına gelen şey ile sıcacık yatağından kalktı. Çantasını aldı ve geri döndü. Soğukluk vücudunu ürpertmişti. Kapıdan baktı. Annesi yoktu. İçini bir mutluluk kapladı. Elini attı çantaya. Yerini yokladı. Hala oradaydı. Rahat bir nefes aldı. Ardından çantayı kapatıp tekrar yere koydu.

Komodinin üzerindeki kulaklığını aldı. Saçlarındaki tokayı saatler sonra çıkardı. Siyah saçlarında gezdirdi elini. Telefonu aldı ardından. Işıklar kapalıydı ne de olsa, tekrar yataktan kalkmayacağı için sevindi. Spotify'ı açtı. Rastgele bir çalma listesini açtı ve telefonu yanına koydu. Aklındab çıkmayan bir diğer şeyi hatırladı: Tae'ye üst kademeyim demişti. Peki üst kademeler ne yapardı? Amaçları neydi? Kendisinin hiçbir deneyimi yoktu. Ya ona bir şey yaparlarsa? Korkuyordu.

Peki şimdi ne yapmalıydı? İnsanları zorbalamak istemiyordu. Fakat alt kademelere düşmek de istemiyordu. Tae'den elektrik almıştı. Onun tarafından hor görülmeyi istemezdi. Kim olduğunu dahi bilmediği bu çocuk ona güven veriyordu. Sanki arkasına saklanabilecekmiş, o ona gelecek zararlara karşı bir kalkan görevi yapacakmış gibi hissediyordu. Belki de hisleri doğruydu. Şimdilik Tae ile aynı kademede kalmayı tercih etti. Hem belki daha da ileri götürürdü bu işi. Bir anda bundan vazgeçti. Hayır, o kötü biri değildi. Bile isteye de olamazdı.

Bu düşünceler ve müzik eşliğinde uykuya daldı.

Sessizlik...

Evet, yeni fice başladım.

Aslında güzel oldu gibi. İlk bölüm biraz kısa oldu ama olsun sjsjsj.

Rüya gibiydi ficinin adını değiştirmek zorunda kaldım(bazı mahluklar yüzünden) fakat bir kaç haftaya eski haline döndürürüm. O da bitti aslında ama bölümleri yayınlamıyorum çünkü neden olmasın sjsjsj.

Yarın ya da haftasonu bir bölüm daha atarım. Yazım yanlışı varsa kusura bakmayın sjsjsj. İyi akşamlar miniverselerim 🌌✨

Annem Eteğimi Vermedi/TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin