YİRMİ KASIM 2023
Arıyorum.
Uzun zamandır zihnimde yankılanan o kelime:
Arıyorum.
Dün gece geç saatlere kadar uyumadım. Uyku düzenim bozulduğunda hayatım, duygularım, ilişkilerim de tepetaklak olduğunu sadece beş ay önce fark ettim. Eğer bir şeyler dağılacaksa ve o tanıdık çukura düşeceksem ilk önce odamın dağıldığını hatta bu dağınıklığı toparlamazsam o çukura düşmem için son adımın da uyku düzenimin bozulması olduğunu yeni fark ettim. Oysa bu çukuru yakından tanıyorum. Bazen düştüğüm yerde uzun uzun kalıyorum. Uzun yıllar boyunca oradan çıkmak istemediğim zamanları hatırlıyorum.
O zamanlar uyandığımda konuşmaya ihtiyacım olurdu. Geceden kalma düşüncelerime rüyalarımı da ekleyerek içimden kendimle dakikalarca konuşurdum. Eğer o günü yaşamak zorunda kalmasam saatlerce konuşabilirdim. Yaşadıklarımı tekrar tekrar tekrar süzgeçten geçirir yeni senaryolar üretirdim. Bunlar beni rahatlatmazdı hatta daha çok öfkelendirir ve kendime kızmama sebep olurdu. Neden hissettiğim gibi yaşamadım ki. Neden dış görünüşüm için düşüncesini belirten o misafire haddini bildirmedim. Ona sadece seni ilgilendirmez benim tercihim diyebilirken kalbim hızlı attı ve annemin, babamın, ablalarımın yüzlerine bakıp destek dilendim. Sesim titredi, gözlerim doldu ve mutlu olduğumu söyleme ihtiyacı duydum. Neden mutlu olduğumu kanıtlamaya çalışıyorum. Bir keresinde de kuzenim benimle ilgili çeşitli ithamlarda bulunmuştu. Sizin gibiler böyle düşünür böyle yerlere gider ve böyle yaparlar gibi kalıplara sokmuştu. Ben o sabahlar herkes gibi olmak istemediğimden başka bir şey bilmeme rağmen kendimle gurur duymadım hep ama hep yetersiz hissettim. Arkadaşlık ilişkilerimde yetersizdim. Ailemle olan ilişkimde yetersizdim, Allahla olan ilişkimde yetersizdim. Hem öfkeli hem yetersiz hem de saygısız olmuştum. Aradığım desteği bulamadığım her an öfkem artarken belki de kendimi yeni günün getirdiklerine hazırlamam içindi sabahları kimseyle konuşmayıp dakikalarca bir boşluğu izleyişim.
Dün gece geç saatlere kadar uyumadım o çukura düşeceğimi biliyordum. Sadece kendi içime sorduğumda uyumamak ve o çukura düşmekten korkmamak istediğini anladım.
Bu sabah uyandığım anda düşünmeye başladığımı ellerimi düşüncelerim yüzünden sıktığım için acıttığımda fark ettim. İhtiyacım olan şey buydu güne başladığımda sadece durmak. Bir yere yetişmek zorunda değilim. Bu rahatlatıcı. Parmaklarımı acıtan düşüncelerimi fark ettiğim ilk an işte o eski yıllarımı hatırladım. Yıllar sonra yine aynı durumda olmak beni rahatlattı. Ben seviyorum, durmayı.
Ellerimi birbirinden ayırdım düşüncelerimi yönlendirdim. Kendim olduğum ve var olduğum için şükrettim. Sadece rahatlamaya ihtiyacım var. O çukurda birazcık uzanıp güneşin tadını çıkarmaya. Üstümden atlayan insanlara güneşli günlerin olsun demeye ihtiyacım var. Şimdilerde içimdeki öfkeyi seviyorum. Bana doğrunun ne olduğunu öğretiyor. Artık destek için kimsenin gözlerine bakmıyorum öfkemi kendi gözlerimde tutuyorum. İçimde kalan cümleleri sahiplerine teslim etmeyi öğrendim. Bazen kırıp dökerek yaptım bunu bazen sessizce yine de içimde yük olan bir cümle kaldıysa onu kalbimden kaldırmam için tüm gücümü kullanarak zihnime koymaya çalışıyorum sonrasında düşüyorlar dilime. Oradan da bazen boşluğa bazen sahibine. Ellerime düşen cümleleri yazarak kurtarmaya çalışıyorum ayaklarıma düşenleri yürüyerek. Yine de kurtulamazsam elimden gelen her şeyi yapsam bile yine de kurtulamazsam işte o zaman rahatlıyorum. Bu düşüncenin zamanı olduğunu anlıyorum. İçime yük olmasına rağmen biliyorum ki beni üstümden atlayan insanlara güneşli günler dileyebilecek bir insana dönüştürecek. Bu rahatlatıcı. Bu yazgı. Bu sabah düşünmemi sağlayan herkesi ve her şeyi yaratan Rabbime beni dönüştüren Rabbime beni yaratan Rabbime şükürler olsun.