Kötü hissediyorum oysa psikoloğum kötü kelimesinin bir his olmadığını söylemişti.
Duruyorum düşünüyorum beni kötü hissettiren asıl duygu ne diye.
Günün sonunda sivas ellerinde türküsü ile başlayan elfida ile biten türküler çalarken önümde saatlerdir kırdığım fındığı annemle ayıklamaya çalışırken birden ağlamaya başlıyorum. Anneme fark ettirmiyorum o da üstelemiyor zaten. Önceden üstelesin isterdim şimdi o kadar yoğun hissediyorum ki o duyguyu konuşmak istemiyorum. Sessizce ağlamak o kadar huzur veriyor ki. Huzur buluyorum çünkü buluyorum o kötü hissi enseliyorum resmen.
Birden zihnimden hiç geçirmediğim bir cümle dökülüyor dudaklarımdan
- Ramazan ayının sonunda düğünü olacakmış ona demedim ama gidemem ki anne nasıl gideyim, nişanına da gidemedim zaten.
İçim burkuluyor birden. Bunu hiç düşünmemiştim. Bazı cümlelerin nasip olduğunu yeniden fark ediyorum.
Sonra ağlamaya başlıyorum zaten. En yakın arkadaşımın en özel günlerinde yanında olamayışımla başlayıp uzaklığıma ağlıyorum.
Elimden kayıp gitmesinden korktuğum ilişkilerim var benim.
Ama çok çabaladığım ama çok emek verdiğim ama çok huzurlu hissettiğim ilişkilerim.
Biliyorum insanın ömrü olduğu gibi ilişkilerin de ömrü var.
En yakın arkadaşımla aramın kötü olacağını ve ilişkimizin biteceğini söylemiyorum.
İnsanın daima uzak olmasından bahsediyorum. Uzak doğru kelimemi bilmiyorum belki eksik desek daha doğru olur. Hiç kimsenin hiçbir ilişkinin hiçbir zaman tam olarak tatmin etmeyeceğini biliyorum.
Ama şimdi soruyorum sana tam olmak gerekiyor mu?
Ben bugün döverek yürüdüğüm şehri uzun zaman sonra ilk kez severek yürüdüm.
Ben tam olmayı, tam olan hiçbir şeyi arzulamıyorum.
Yarımın tamdan daha büyük olduğunu biliyorum.
Uzaklığı seviyorum, özlemeyi seviyorum, yaşadığım şehri, bedeni, dünyayı seviyorum.
Sevgiyi yaratan Rabbimi seviyorum
Özlemeyi yaratan Rabbimi seviyorum.
Seviyorum.