Yine soğuk aralık gecesi normalde Hogwarstta olması gereken öğrenciler Malfoy malikanesindeydi.Neden mi elbette ki Lordun toplantısı için.Kendince bir amaç belirlemiş herkesi manipüle eden,köle yapan,beyinlerini yıkayan Lord bazılarının da nefretini kapmıştı.Bunlardan biri Aster Juno Malfoydu.Babasının bir zamanlar arkadaşı olan bu lorddan olasıya nefret ediyordu.Bazı konularda haklıydıda kim masumları öldüren birinden nefret etmezdi ki.Hele ki bebekler,zorla ölüm yiyen olanlar,seçim şansı olmayanlar...
Luciusta bunlardan biriydi bir hiç uğruna bağlı kalıyordu lorduna.Hayatından vazgeçip,kız kardeşi ve sevgilisinden,lorda köle olmuştu.Aster'in sinirini bozan bunlardan biriydi.Bir diğer konu ise Lordun ona takıntılı olması.Aster buna asla inanmıyordu kim inanırdı ki.Ask iksiri etkisiyle doğmuş aşkı bilmeyen bir canavar.
Üstelik kızın babası yaşındaydı bu canavar.Abraxasın seslenmesi üzerine kız düşüncelerinden kurtuldu.
"Düzgün kıyafetler giy aşşağıya gel toplantı başlamak üzere"
Aster sadece baş sallamakla yetinmişti.Ne diyebilirdi ki başka.
Ben o canavara ait olmak istemiyorum.
Ben ona köle olmak istemiyorum.Elbette ki diyecek çok şeyi vardı ama nafile.Kim dinlerdi ki Regulus'tan başka.Regulus onun yıllardır en yakınıydı.Herseyiydi arkadaş olarak mı, kardeş olarak mı yoksa başka şekilde mi sevdiğini bilmiyordu.Ama onu kaybetmek istemiyordu.Kim isterdi ki akıllı,ağır başlı,soylu black ailesinin veliahtı Regulus Artculus Black buz prens."Moren" bu buzul taşı anlamına gelen isim Asterin ona taktığı addı.
"Buz gibisinn ama aynı zamanda taş gibisinn reg."
"Ne diyebilirim ki öyleyim heralde."
"Aynı zamanda egoluuu.Sana mükemmel bir isim buldum."Moren"
"O ne demek Kraliçem?"
"Buzul Taşı"
"Vayy sevdim ben güzel."
Bunları düşünürken bile yüzünde bir gülümseme beliriyordu.Lord görse Regulusa neler neler çektirirdi.Ama Regulus önemli bir müttefikti Lorduna hayrandı.Bu yıl ise işaretini alacaktı.Karanlık işaret ölüm yiyen işareti.Aster bunun ne kadar yanlış olduğunu söylese de dinletemedi.Ve bu konu her açıldığında tartışmayla sonlandı.
Aster bu düşüncelerini kenara atıp dolaptan çıkardığı beyaz elbisesini giydi.O zamanın modasına göre oldukça güzel ve sade idi.Asterin zevkine göre tabii.Dizlerinde biten,uzun kollu,ince belli elbisesi tam üstüne oturuyor onu büyüleyici gösteriyordu.Omuzlarında olan saçlarını tarayıp öylece serbest bıraktı.Ince tabanlı babetlerini giyip istemeye istemeye indi merdivenleri.Ne zaman istemişti ki bu merdivenlerden inmeyi hep odasında kalmayı severdi yanlız kalmayı,kafa dinlemeyi,uyumayı...
Salona girdiğinde lord henüz gelmemişti.Kalabalığın arasından babası ve ağabeyinin yanına geçti.Karsıda duran Regulusla göz göze gelip gülümsediler birbirlerine saniyelik olsa bile.Cok geçmeden lord girdi içeriye.Asterin bu durumdan oldukça rahatsız olduğunu gösteren endişeli gözleri mi yoksa titreyen bacaklarından mı bahsedelim?Yoksa lordun onu süzmesinden mi?Onun yasında olan kızların Lorda hayran olmaları bir yana onun gözüne girme çabaları cabasıydı.Lord bunu elbette fark etmisti.Blacklerden Bellatrix Lord için ölüp ölüp bitiyordu Aster ise bunu mide bulandırıcı buluyordu.Bu yüzden Bella ile asla yıldızları barışmazdı.
Lord yine toplantıda büyücülerin beynini yıkayıp onlara bir şeytan misali fısıldamıştı.Onlara görev verip bir gelişme olup olmadığını soruyordu.Bunu üst sınıflarda olan ağabeyi ve arkadaşları cevaplıyordu.Toplantı bitişinde Asteri göndermedi odasına kadar eslik etmesini istedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ SEVMEM
FanfictionEğer istedigin buysa tamam seni sevmem Malfoy duydun mu beni...