10

402 42 11
                                    

Bu bölümde texting çok olmayacak
İyi okumalarr. (Bölüm uzun olacaktır)

...

Sunghoon'dan

Yanımda mışıl mışıl uyuyan sunoo'ya baktım. Niki'yle yatmak için baya debelenmişti ama heeseung akıl sağlığı için buna izin vermemişti. Tüm üyelerin uyuduğunu bildiğim için yataktan kalkmamıştım. Şimdi ise aklımda ki onca soruyla uzanıyordum.

"Yata yata olmayacak. En iyisi gidip balkona çıkayım."
Sunoo uyanmasın diye dikkatli adımlarla odadan çıktım ve balkona doğru yürümeye başladım.
En-o'clock çekimleri için ve birazda dinlenmek için bir eve gelmiştik.
Ev cidden harikaydı ama tadını bile
çıkaramamıştım. Sanırım depresyondaydım.

Balkona vardığımda yumuşak koltuklardan bir tanesine oturdum. Güneş yeni doğmaya başlamıştı. Saat epey erkendi. Bu saatte kimse sıcak yatağından kalkmazdı.

Uzun bir süre daha gökyüzünü izledim. Gittikçe yakınlaşan adım seslerini duyunca gözümü gökyüzünden ayırıp kapıya baktım.
Jay yüzünü bile yıkamadan gelmiş olacak ki bir gözünü anca açabilmişti.

"Sabahın bu saattinde ne yapıyorsun burada? Senin 50 numara ayağının sesleriyle uyandım." Cevap vermeyip yüzüne bakmaya devam ettim.

Şakacı bir moodda olmadığımı fark edince gelip karşımdaki koltuğa oturdu. Bir şey demeyip kafasını cama çevirdi.

"Sorunun jake. Değil mi?" Nasıl anladığının şaşkınlığıyla ona döndüm.

"Nerden anladın?"

"Basit oldu. Jake bana müneccim nasıl olunur öğretti."

Beni neşelendirmek için yaptığını biliyordum.

"Ondan hoşlandığını ona söylemeyi denedin mi?"

"Hayır. Bunu yapacak cesaretim olduğunu sanmıyorum."

"Onu sevdiğini nereden bilecek? Vahiy inmesini beklediğini söyleme bana."

Esprileri ne kadar saçma olsada beni güldürebiliyordu. Tam cevap verecekken başka birinin sesiyle sustum.

"Demesine gerek kalmadı sanırım."

OLAMAZ. BU JAKE!

"Bana müsade o zamaaannn" jay'in neşeli sesi başından beri onun ayarladığını anlamama yetmişti.

Sanırım kafamı kaldıramayacağım.
Dur. Bana mı yaklaşıyor o? Oha yanımdaki sandalyeye oturdu. Sanırım bayılıcam.

"Kafanı kaldırmayı düşünür müydün?"

Dediği şeyi duymamazlıktan gelip halıyla bakışmaya devam ettim.
Oha halıda fena değilmiş. Hiçte fark etmemiştim oysaki-

Jake'in parmaklarını çenemde hissettim. Kafamı yavaşça kendine çevirdi. Göz göze geldiğimizde kalbim yanmaya başlamıştı. Evet, bu hissi kimse aşık olmadan bilemezdi..

Mükemmel gülümsemesini yüzüne takınıp konuşmaya devam etti.

"Merak etme. Niki gibi hödük değilim. Biranda dudaklarını yemeye başlamayacağım."

Dediği şeyle gülümsedim. Onun yüzüme yaydığı gülümsemeyi seviyordum.

"Güneşi gülüşüne nasıl sığdırdın Jake?"

NEY? NE DEDİM BEN?! BUNU CİDDEN DEDİM Mİ?!?

Gülümseye devam etti. "Peki sen nasıl hayal ettiğim dünya kadar güzelsin?"

ENHYPENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin