Bölüm-2: İlk Gün

15 1 2
                                    

Sonunda okula vardım ve hoş bulduğum ilk sıraya,orta en arka sıraya,oturdum.Hala heyecandan titriyor ve korkuyordum.Daha kimse gelmemişti bile!Hayır,bu sefer sakin olacağım ve herkesin gelmesini sakince bekleyeceğim.
Beklemeye dayanamayıp elime Dosto'nun "Ölüler Evinden Anılar" kitabını alıp okumaya başladım.Herkes de yavaş yavaş geliyordu,onlara bakmadan sakince kitabıma odaklanmaya çalışırken bir anda sıram tıktıklandı.Başımı kaldırıken kim olduğunu merak ediyordum ama kitabı bırakamıyordum çünkü bu yazarın ve kitabın hayranıydım.Benim onu takmamamdan ötürü kızmış olacak ki ciddi ve soğuk bir ses,
?:Pardon ama burası boş ise oturabilir miyim? dedi.
Bir anda irkildim.Tam özür dilemek için suratına bakacakken suratına bakakaldım ve nutkum tutuldu.Çünkü tam benim tipimdi.Ah,hayır kendine gel Ahmet,burası senin sevgili bulabileceğin bir ortam değil!
Bana baktı ve sanki "Noluyor lan?" dermişçesine bakış attı.Yanıma oturmasına izin verdim ve tam sohbet açıcakken bir anda telefonunu çıkartıp oynamaya başladı.Bu yaptığı kaba değil miydi ama? Tamam kabul ediyorum ben bir ineğim ama okulun ilk gününden telefona gömülmezsin.Bari ders çalışmıyorsun sosyalleş ama! Aslında böyle sirinirlenmemin tek sebebi benimle sohbet etmemesiydi.İşin kötüsü,sohbet açmak için tam sesimi çıkartsam daha çok telefona gömülüyor ve "Ya sus şuan kimseyle uğraşmam" diyormuş hissiyatı veriyordu.Ben de çok uğraşmadan kitaba odaklandım ve ilk ders başlamış oldu.Öğretmen geldiği gibi ismini tahtaya yazıp hiçbir şey demeden derse başladı.Keşke tanışsaydık diye düşündüm içimden çünkü bu yanımdaki hiç ismini söylemeye istekli değildi bari tanışmada öğrenirdim.
Tenefüste ise tam konuşucaktım ki yine telefonu eline alıp oynamaya başladı(İlk gün diye telefonları toplamamışlardı). Gerçekten asosyal bir ergen,insan bari en azından selam der.
Böyle böyle öğle arasına kadar telefonla oynayıp çıtını çıkarmadı.
Şükür ki öğle arası geldi.Tam ayağı kalkacakken sonunda kolundan tutup
Ahmet:Şey, merhaba.Kantine mi gidiyorsun,gidiyorsan beraber gidelim mi? diye soruverdim.Tanrım,utançtan öleceğim şimdi!!
?:"Ah,tamam olur ama ben kantinin yolunu bilmiyorum." dedi
Okul gerçekten çok büyük ve karışıktı.Bundan dolayı garip garip yollara sapmak kaçınılmaz oluyordu.En azından giderken konu açayım dedim ve konuşmayı başlatmaya çalıştım.
Ahmet: Merhaba!Aynı sırada oturuyoruz ama hiç tanışmadık,kendimi tanıtmak isterim.Ben Ahmet, sen?
?:*Şaşkın ve anlam verememiş bir şekilde* Ah,merhaba.Ben de Yavuz.
Ahmet: Memnun oldum.
Yavuz:Ben de.
Ahmet:Artık tanıştığımıza göre acaba *kızarmış bir şekilde* sosyal medya hesabını alabilir miyim?
Yavuz: Ha?Yani tamam olur.
Kantinden döndükten sonra garip hissettim nedense.Bana hesabını vermişti ve takipleşiyorduk ama ben ciddi derecede utanmıştım ve kalbim hızlı bir şekilde atıyordu.Ah, lanet olsun senin ne haddine de hemen çocuğun hesabını alıyorsun ki! Ama o öyle bir amaç gütmemiştir yani sonuçta benim gibi gay değil ya, her neyse odaklanmam gerekiyor.
Ara sıra derslerde ona bakmaya çalıştım ama bu sefer o da bana bakıyor ve göz göze geliyor , ben ise kızardığımı görmesin diye kafamı çeviriyordum.Evet ben gerçekten bu çocuktan hoşlanmıştım ve onun da benden hoşlanmasını istiyordum.

DEVAM EDECEK

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 27, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SADECE İKİMİZ (AHVUZ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin