Mafia Husband | Tk

27

SelammxX Yep yeni bir bölüme daha hoş geldiniz. Taslağı tamamlamam uzun sürdü açıkçası bayağı ağırdan aldım.

Bu bölüm sınırımız, 250 Oy 200 Yorum. Yorumu düşürdüm oyu yükselttim dikkat ederseniz. Oy vermeyenler de vererek okursa hiç bir sıkıntı olmaz :)

Herrr neyse yazım yanlışları varsa kusuruma bakmayın lütfen...

Keyifli okumalar dilerim ♡♡♡

***

"Sakin ol yavrum. Sakinleş güzelim.". Taehyung kadının saçını çektikten sonra Jungkook dahasına izin vermeyip bebeğini apar topar mağazadan çıkarmış ve arabaya bindirmişti. Şu an ise eve doğru gidiyorlardı fakat Taehyung'un az önceki siniri ve öfkesi azalmak bilmemişti. Aksine, kocası daha fazlasına izin vermediği için daha da hırslanıyor ve sinirleniyordu. Jungkook ise hâlâ öfkeden köpüren eşini sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Olamıyorum Jungkook. Edep, haysiyet hiçbiri kalmamış bu kadında. Ya gözümün önünde numarasını eline sıkıştırdı! İnsan bir utanır ya! Ya bu adamın eşi görürse diyede mi endişe etmiyorsun!?". Taehyung sinirle elinin ayası ile arabanın torpido gözünün üzerine vurmuştu. Artık sinirini eşyalardan çıkarmaya başlamıştı bile.

"Hatunum, gülüm, güneşim...Lütfen yavrum. Bak oldu bitti. Sehun'a söyledim mağazanın müdürüyle konuşacak. İşinden de olacak. Hem zaten sen gereken dersi verdin.". Taehyung sinirle bir soluk vermiş ve hırsla geriye doğru yaslanıp elleriyle, yüzünü kavramıştı. Jungkook ise arabayı yavaşça kenara çekip aracı durdurduğu gibi hatununa dönmüş ve zarif elleri dikkatle kavrayıp aşağı indirdikten sonra Taehyung'un ıslak yanaklarına baskılı öpücükler bırakmıştı.

"Niye ağlıyorsun Taehyun'um? Gideyim vurayım mı istiyorsun o kadını ha? İstediğin buysa sıkarım topuklarına.". Taehyung kocasının sözlerini işittiği an minik kafasını onaylamaz bir şekilde sallamış ve kollarını kocasının boynuna dolayıp, ona sıkıca sarılmıştı. Taehyung'un başına neredeyse ilk kez böyle bir olay geldiği için ne yapacağını bilemiyordu. Bu yüzden bütün öfkesini ağlayarak atmaya çalışıyordu. Fakat kocası ona kıyamadığı için buna izin vermek istemiyordu.

"Sinirlerim bozuldu...". Başını Jungkook'un boynuna gömüp, şirin sesiyle mırıldandığı an Jungkook elinin tekini bebeğinin saçlarına çıkarıp, ipeksi tutamlarını okşayıp, Taehyung'unun boynuna baskılı öpücükler bırakmıştı.

"Sinirlerine ölürüm.". Taehyung usulca burnunu çekip, başını kocasının boynundan kaldırmış ve Jungkook'unun yanağına küçük bir öpücük bırakıp ona yeniden sarılmıştı. Taehyung'un şu hayatta korktuğu tek şey kocasını ve oğlunu kaybetmekti. Jungkook'a olan güveni sonsuzdu. Her ne olursa olsun eşinin sadakatinden asla şüphe etmezdi, ki Jungkook da aynı şekilde güzelinden asla şüphe duymazdı ama işte etraftaki insanların korkunç zihniyeti Taehyung'u korkutmaya yetiyordu.

"Beni asla bırakmazsın...dimi Jungkook?". Jungkook işittiği sözler ile bebeğinin zarif kollarını kavrayıp, onu usulca kendinden ayırmış ve güzel yüzü elleri arasına almıştı. "Asla...Sen istemediğin sürece ben seni asla bırakmam.".

"Ben istesem de bırakma...".

***

"Oğlum, bebeğim. Baba gitti mi? Nereye gitti baba?". Taehyung oğlunu yatağa yatırmış, küçük bebeğinin minik göbeğine masaj yaparken bir yandan da Mark ile şakalaşıyordu. Yaklaşık yarım saat önce Jungkook, önemli bir işi olduğu için Taehyung'unu eve bırakmak zorunda kalmıştı. Taehyung da hiç ısrar etmemişti.

"Arayalım mı babayı?". Taehyung bebeğinin dudaklarının kenarına baskılı bir öpücük bıraktığında, Mark ilk kez kıkırdamıştı. Babasının onu böyle öpmesi, Mark'ın çok hoşuna gitmişti.