0.8˚✧₊⁎ sweeter than fiction 🎆

46 6 21
                                    

.・。.・゜✭・.・✫・゜・。.

- kyouka'nın anlatımından

Sabah beni uyandıran şey çılgınca çalan telefonum oldu. Zaten Mina yüzünden uyuyamamıştım, kimdi bu? Yatakta doğrulup telefonu elime aldığımda ekranda Pembiş'im yazısını gördüm... Beni hiçbir şekilde uyutmayacaksın demek Mina...

Mümkün olan en huysuz suratla telefonu açtım. Mina'nın ise ağzı kulaklarındaydı.

"Mina, beni uykumdan etmenin umarım mantıklı bir sebebi-"

"İNTERNET. TELEVİZYON. HEPSİ SENİ KONUŞUYOR KYOUKA!!!"

"Ha?" Ne demek istiyordu?

"Dünkü performansın eleştirmenler ve seyirciler tarafından o kadar çok beğenilmiş ki... Hakkında bir sürü makale var internette! "Yeni Bir Punk Yıldızı Doğuyor!", "Japonya'nın Gururu", "Bir Gecede Üne Kavuştu" ve çok daha fazlası... Hakkında hayran hesapları bile açılmış!"

Gözlerim duyduklarım üzerine iyice açıldı. "Mina, rüyadayım herhalde değil mi? Böyle bir şey mümkün mü ki?"

"Eh, Lavender Records'un etkisi diyelim. Ve de senin yeteneğin tabii ki!"

"Mina... inanmıyorum. Eşek şakası falan mı?"

"İnanmıyorsan bak!" Mina bana dünkü performanstan bir fotoğrafımın olduğu bir yazı gösterdi.

"Kyouka Jirou: Rock Ruhunun Yeni İsmi!
Japonya'dan gelen Lavender Records sanatçısı Kyouka Jirou, sadece 22 yaşında. Dün gece gerçekleştirilen yılbaşı konser etkinliğinde, bildiğimiz bir diğer Lavender Records ismi olan 23 yaşındaki İtalya kökenli Valentina Letta eşliğinde ilk performansını sergiledi. İzleyicide mükemmel bir izlenim bırakan Jirou, punk sevdalı genç kızlara bir rol modeli oldu. Kendisi daha dün çıkış yaptığından hakkında Lavender Records'tan alabildiğimiz bilgiler çok da fazla değildi. Bir gecede bu kadar üne kavuşmasından dolayı yakında bir sürü röportajda bulunacağını düşünüyoruz. Daha fazlasını okumak için..."


Gözlerime inanamadım. Kendime bir tokat attım. Bu gerçekti... ÜNLÜ OLMUŞTUM.

Sanırım Mina'nın suratına dalmış gitmişim, Mina bir bağırdı az kalsın yataktan düşüyordum...

"Heyyy, ben hala buradayım! Bu günün geleceğini biliyordum Kyouka. Toplanıyoruz. Bugün. Akşam. Senin için bir kutlama düzenleyeceğiz!!"

"Mina, gerçekten gerek yok-"

"Var. Bunu tek ben düşünmüyorum. Kankan, erkek arkadaşın ve Bakusquad."

Yüzüm ister istemez kızardı.
"Ne... MİNA! O benim erkek arkadaşım falan değil. Kaminari'yle aramızda bir şey yok."

"Bunu hala nasıl savunabilirsin? Bana dün anlattıkların, Kirishima'nın ağzından aldıklarım... Siz niye sevgili değilsiniz ki?" Pembe saçlı arkadaşım kaşlarını çatarak bana baktı.

"Yavaş Mina. Daha dün öğrendik birbirimize karşı hislerimizi. Yani o dediğin biraz zaman alacaktır. Ben hala inanamıyorum... Kaminari onca zamandır benden hoşlanıyordu ve ben bunu fark etmedim. Gerçi lisede ona karşı davranışlarımı düşünürsek..."

"Şu an Midoriya'ya benzedin. Yeter bu kadar düşünmek. Güzel giyin tamam mı? Keşke seni denetleyebilsem, tüh. Bak ünlüsün şimdi o yüzden ekstra özen göstermelisin!"

"Herşey tamam da... nasıl toplanacağız? Ben ve Kaminari buradayız. Siz ise taa Japonya'da..."

"Onu da çok sevgili Kaminari'nden öğrenirsin! Öptümmm!!"

Böylece telefon yüzüme kapandı...

Bu nasıl bir sabahtı böyle...? Olan her şeyi oturup bir düşünmem ve iyice kavramam gerekiyordu. Yüzümü yıkamak için tuvalete doğru yöneldim. Aynada kendime bakınca, nedense bambaşka birini gördüm... Ben... Ünlü? Sınıfta en sessizlerden biriydim hep... İlgiye de alışık değilimdir, her ne kadar içten içe hoşuma gitse de. Yüzüme soğuk suyu çarptım ve saçlarımı taradım. Yansımama gülümseyerek, "Her ne olacaksa hazırım." diye düşündüm ve telefonumu almak için odama geri döndüm. Anlat bakalım Kaminari...

Dostlarımı göreceğim için heyecanlıydım ve benim için böyle bir şey yapıyor olmaları çok hoştu ama, nasıl onlarla buluşacaktım? Hem de bu akşam...?

Mina bilerek Kaminari'ye bıraktı. Çünkü biliyor; konuşmamız gerektiğini...

Ama... ben nedense şu an Kaminari'yle konuşmaya çekiniyordum. Dün olanları gözden geçirince... bir rüya gibiydi.

Kaçmak için bir bahane değil; Kaminari'yi göz ardı etmeye çalışacak kadar ciddi bir şeyim yoktu. Ayrıca onunla konuşurken biraz tutukluk yaşayacağıma emindim... Annemleri aramalıydım. Dün çok yorulmuştum anlatamamıştım bile. Şimdi ise ünlüyüm... Yüzlerindeki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyordum.

Aradığım an sadece bir kez çalma sesi duyuldu, karşımda hemen babamın yüzünü gördüm.

"Baba-"

"KYOUKAAA!!! CANIM KIZIM! SENİNLE GURUR DUYUYORUM!! BAŞARACAĞINI BİLİYORDUM."

Baya yüksek burun çekme sesleri geldi... Babamın suratına gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

Annem kendini tutma zahmetine de girmemişti galiba, arkadan kıkırdama seslerini duydum.

"Mika! Güleceğine gel de kızına bir iki söz söyle!" Babam anneme alınmış bir bakış attı, ama annemin umurunda değildi.

Bu an... bana biraz tanıdık geliyordu. İster istemez ekranda annemle babamın yüzlerinin yerine ben ve Kaminari'yi gördüm... Ne saçmalıyordum ben? Böyle şeyleri düşünmek istemedikçe aklıma geliyordu...

"Kyouka, iyi misin kızım? Yüzün kıpkırmızı olmuş." Annem bana biraz endişeli bir şekilde bakıyordu.

Hemen telaşla, "EVET EVET! Bir şeyim yok!!!" diye ellerimi savurmaya başladım, babam bu halime güldü.

"Kyouka, yoksa sevdiğin biri mi var? Sakın ha." Babam beni verme düşüncesine katlanamazdı...

"Ne, yok öyle bir şey!?! Nereden çıkardın?" Öncesinden çok daha fena göründüğüme emindim.

Annem ise, "Yaomomo ve Mina uğramasa hiçbir şey bilmiyor olacaktık... Şu Kaminari, değil mi? Hatırlıyorum da, sen lisedeyken bir keresinde projeniz için bize gelmişti... İyi çocuktu aslında, çok kibardı." şeklinde devam edince ne diyeceğimi bilemedim.

"Anne, bana o gittikten sonra da "damat adayı" şeklinde şaka yapmıştın hatırlarsan, ve ben de onun bir aptal olduğunu gayet açıkça dile getirmiştim!"

"Aptal olmasında ne var canım, baban da aptal ama baban olmasa sen olmazdın. Aptallar genellikle en iyileridir, ben söyleyeyim." Gözünü kırptı.

"Hey, ben aptal falan değilim!" Babam kaşlarını çatmış anneme bakıyordu. İster istemez güldüm.

"Her neyse kızım, baban ve ben seninle gurur duyuyoruz! Ünlü olman umarım sana hep mutluluk getirecek bir şey olur, çünkü gayet üzücü yanları da var... Ah, bu arada; yakında görüşürüz!"

Ha? Yakında?

"MİKA! Niye söylüyo-"

Telefon kapandı. Bu da demek oluyordu ki, sıra Kaminari'yi aramakta. Telefonumda yazışmaları kaydırırken Kaminari'yi arıyordum. Aşağı indim, indim bulamadım. Oysa ki konserden önceki gün yazışmıştık!

Sonradan fark ettim ki, Kaminari en yukarıdakilerden biriymiş çünkü daha bu sabah mesaj atmış; ben görmemişim.

forever winter ~ ❆《kamijirou》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin