1. Bölüm

8 0 0
                                    

13 Şubat 2021


Londra Royal Brompton Hastanesi

Siddetli bir ağrıyla gözlerimi sonuna kadar açtığımda, yanaklarıma doğru inen gözyaşlarım hiç alışık olmadığım kadar farklı, kafam olabildiğince karışık, duygularım baş edilemeyecek kadar asi, düşüncelerim yapayalnız


kalmış ve çepeçevre kuşatılmış, bilincim yarı aydınlık, zihnim


ise sürekli geçmişimle doluydu. O an şaşırmış bir vaziyette


etrafıma peş peşe boş bakışlar attığımda, üstümdeki beyaz


örtünün altında kalan bedenim çırılçıplaktı ve çevremde yalnızca tuhaf makineler, vücudumun belli yerlerinde çeşit çeşit


cihazlar vardı. Bir de hemen karşımda duran ayaklı masanın


üstü dosyalarla tıka basa dolmuş taşmıştı.
Bütün bunlar olup biterken birçok olasılık arasında buraya neden ve ne zaman geldiğimi düşünüyor, belleğimin ulaşılmaz bir noktasında


neler yaşadığımı hatırlamaya çalışıyor, sonra da zihnimin en


gerilerinde olağanüstü bir hazırlık içine giriyordum. Sonra ağzımın içi ya da boğazım kurumuş olacak ki art arda üç kere yutkundum. Ardınca nefesim cılız, kalp atışım hızlı, göğsü-


mün ortası ise derin bir acıyla kaplandı. Derken kalçam ve


sırtımın sızım sızım sızladığını ve buram buram yandığını


fark ettiğimde uzun bir süredir burada olduğumu anladım.


Artık beynim aklıma, aklım fikrime temas etmeye başlamıştı. Diğer taraftan göz kapaklarımı mühürleyen gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim. Kestane renkli saçlarımı hafifçe arkaya doğru attım. Gözyaşlarıyla ıslanan elimi tekrardan yatağın


üzerine koydum ve çıplak vücudumun her yerini incelemeye


başladım. Bununla beraber ellerim ve ayaklarım şişmiş, vücudumun bazı yerleri morarmış, tenim ise sapsarı kesilmişti. Birdenbire sırt üstü uzanmış olduğum yatağın kenarından tutup kendimi toparladım ve hafifçe doğruldum. Gözlerimi sağa


sola doğru çevirdiğimde dış kapının yarı açık olduğunu fark ettim. Cılız nefesimle sesimi kimseye duyuramayacağımı biliyordum ama şansımı denemek istedim ve olabildiğince sesli bir şekilde "Hey! Bana yardım edecek kimse yok mu?'' diye bağırdım.


O esnada yarı açık kapının önünde bembeyaz giyinmiş iki hemşire birden belirdi. İçlerinden biri afallamış bir halde yanıma yaklaşıp gözlerini gözlerime dikti ve uzunca bir süre gülümsedi.


"Tanrı'ya şükür sonunda uyanabildiniz Bayan Edina.''dedi


sonra.
O vakit içgüdüsel olarak soluk tenli hemşirenin kolunu hafifçe kavradım.


"İçinizden biri bana ne olduğunu anlatacak mı?'' dedim.


Soluk tenli hemşirenin hemen arkasında duran diğer hemşire iki kolunu göğsünün üzerinde birleştirip pek de güçlü olmayan bir sesle mırıldandı.


''Şu an için endişelenecek bir şey yok Bayan Edina.'' dedi ve üst dudağını dişleriyle aşağıya doğru indirip yatağın ucuna sakince yanaştı.


O bunu söylerken suskun ve ruha işleyen bakışlarımı yere indirip zar zor yutkundum. Hatta zihnimde şimşekler, fırtınalar, yıldırımlar kopmaya başladı. Bütün bunların yanı sıra içimden hıçkıra hıçkıra ağlamak, bağırıp çağırmak geldi. Ne var ki bir türlü ağlamayı beceremeyince keskin bir his dalgası içerisinde içimi çeke çeke doğruldum ve ''Niye kimse bana bir şey anlatmıyor, neden ben hiçbir şey hatırlamıyorum,'' diye gergin bir ses tonuyla tısladım.


''Bakın Bayan Edina'' dedi yatağın ucunda duran hemşire iki elinin parmaklarını iç içe geçirirken. ''Çok tehlikeli bir ameliyattan çıktınız ve yeni yeni kendinize geliyorsunuz. Bu süreçte hiçbir şeyi hatırlamamanız ve şaşkın olmanız çok normal.'

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 28, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ağlatı Yıllarında Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin