GİRİŞ

37 6 3
                                    

-ZEHRA-

       Gözlerimi araladım. Komodinde duran telefonumu elime aldım.
       Saat 06.05. Asya'nın okulunun başlamasına yaklaşık bir saat var. Uyanmış mıdır?
       Yattığım yerden doğruldum ve Ayaz'ı uyandırmamaya dikkat ederek Asya'nın odasına doğru yöneldim.
       Hergün olduğu gibi bu gün de Asya'yı ben uyandırdım. Alarmlara uyanamıyor. Her gün onun alarmına ben uyanır, onu uyandırırım.
       Ayaz'ın işi 08.00'den sonra başlıyor. Benimki ise 07.00-07.15 gibi. Bu yüzden Asya'yı okula ben bırakıyorum.
       Asya elini ve yüzünü yıkarken kıyafetlerini hazırladım. Elini yüzünü yıkayıp yanıma gelince kıyafetlerini eline tutuşturup mutfağa geçtim. Okulda yemesi için iki tane sandviç hazırladım.
       Saat 06.35 iken çıkma vaktimiz geldi. Ama Asya'dan hâlâ bir ses olmadığını fark ettim. Elimdeki sigarayı küllükte söndürüp odasına doğru adımlamaya başladım. Odanın ışığı açıktı. Kapıyı aralayıp odasına girdiğimde formasını giymiş, yatakta uyuya kalmış olduğunu gördüm. Yanına oturup onu uyandırdım. Yerinden zıplayarak uyandığında irkildim ve endişelendim.
       "Sakin kızım! Hadi gecikeceksin. Kalk da seni okula bırakayım." dedim ve benden destek almasını sağladım.
       Esneyerek doğruldu ve ayılmaya çalıştı. Mutfaktan sandviçlerini aldı ve çantasına attı.
       Apartmandan çıktıktan sonra gri arabamıza yöneldim. Asya hâla merdivenden iniyordu.
       "Hadi be Asya'm yine gecikeceksin!" diye seslendim. Adımlarını az da olsa hızlandırdı ve yanıma geldi.
       Arabanın kapısını açtım. Asya arka koltuğa yerleştikten sonra ben de sürücü koltuğuna geçtim.
       Yol boyunca uyumamak için kendini zor tuttuğu belliydi.
       Kıza bir yolculuğun ardından okula vardığımızda arabadan inmeye niyeti yok gibiydi. Bu nedenle arabadan ilk önce ben indim ve Asya'nın kapısını açtım. Okula gitmesi için onu ikna etmem çok uzun sürmedi. Saçlarını okşadım. Yanağına bir öpücük kondurdum ve okuluna gitti. Ben de sürücü koltuğuma geçip işime gitmek için yola koyuldum.

       Asya'yı okulundan almak için tekrardan yola koyuldum. Saate baktığımda 12.30'u gösteriyordu. Bu da Asya'nın okuldan çıkmasına henüz 10 dakika var demektir. Bu saat Ayaz ve benim öğle molamıza denk geliyordu. Ayaz'ı da iş yerinden aldıktan sonra okul yolunu tuttuk.
       Birçok okulun çıkış saati olduğu için yollar epey bir kalabalık olur. Yine çok kalabalıktı. Bu yüzden ara sokakları tercih ettim.
       Arkamda lacivert bir araba vardı. Sürekli anı hızlar ve frenler yapıyordu. Bu saatte sarhoş mu bu?
       Önüme geçmesi için sürekli ona yol veriyordum fakat geçmiyordu. Bazen ortadan kaybolup başka bir sokaktan önüme çıkıyordu. Ayaz'a bir şeyler farkettirmemeye çalışıyordum. Zaten pek de farkında değil gibiydi.
       Biraz ilerledikten sonra yollar daralmaya başladı ve dört yollu bir yere geldik. Buradan düz devam etmem gerekiyordu. Soldan da bir araba geliyordu ve sinyalinden de anlaşılacağı üzere benimle aynı yöne dönecekti. Yol verdim ve ilk o döndü. Yolda başka bir araba gözükmüyordu. Gaza bastım ve ilerlemeye başladık. Sağdan hızla bir araba geliyordu. Gaza daha fazla bastım fakat kurtaramadı. Sağdan gelen araba bize çarptı.
       Döndüğümüzü hissettim. Araba takla atıyordu!
       Kuvvetli bir şekilde durdu araba. Zorlukla doğrulmaya çalışıp başımı sağa çevirdim. Lacivert arabayı gördüm.
       Sürücü koltuğundan biri indi. Yüzünü tam olarak göremedim. Gözlerim bulanıklaşmaya ve kararmaya başlamıştı. Her yerim ağrıyordu. Uyuşmuştum.
       Lacivert arabadan inen kişi bizim arabamıza doğru yaklaştı. Bunu henüz anlayabiliyorum. Kaputun tam karşısında durdu. Yüzüme bakmaya ve sırıtmaya başladı. Hiçbir şey düşünemiyordum. Gözlerim kapanmaya başladı. Nefesim kesilmeye başladı.
       Gördüğüm son şey o çok tanıdık simaydı.

Bu Taraf / *Devam EdiyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin