"Yani beni duyuyorsun ama konuşamıyorsun öyle mi?"
Seungmin kafasını olumlu anlamda salladı.
"Nasıl oldu? Doğuştan mı yoksa kaza mıydı?"
Seungmin'in yüzü düşünce yanlış birşey söylediğini düşünen Jeongin özür dilemeye başladı.
"Özür dilerim ben! Çok patavatsızım cevaplamak zorunda değilsin tabii ki! Özür dilerim düşüncesizliğim yüzünden!"
Seungmin yazmaya başladı.
*Babam kafama beyzbol sopası ile vurduğu zaman oldu. Beynimin bir kısmı zarar görmüştü ve bu yüzden dilimi kullanamıyorum yani herhangi bir sesi ağızım ile çıkaramıyorum. Bu yüzden duymadığım için konuşamadığımı düşünüyorlar. Ama ben herşeyi duyuyorum. Söylediklerini. Hepsi çok kırıcı. İnsanlar da öyle.*
Jeongin Seungmin'i kendine çekti ve sıkıca sarıldı. Kafasını göğüsüne bastırdı ve konuşmaya devam etti.
"Kalp atışlarımı duyuyor musun Seungmin?"
Seungmin ağladı. Ağladı ve ağladı. Cevap veremedi. Ama o duyuyordu. O sadece konuşamıyor.
"Evet. Biliyorum. Duyabiliyorsun. Bende senin kalp atışlarını duyuyorum. Sessiz sesini de duyuyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i hear, seungin
FanfictionTAMAMLANDI Seungmin çocukken beyzbol oynamayı severdi. Seungmin hiç çocuk olamadı.