1,2

93 14 3
                                    

2 hafta boyunca Seungmin'in ameliyattan çıkmasını bekledim. Şimdi ise başarısız geçen ameliyat sonucu Seungmin'in mezarındaydım. Babasının ona vurduğu sopayı uzun zamandır elimde sımsıkı tutuyordum. Daha önce kimse ağladığımı görmemişti ve duymamıştı. Ama bu sefer, Seungmin duysun diye çabalıyor, sesimi ona duyurmak istercesine çığlık atarak ağlıyordum.

"O hak etmedi tamam mı? O ölmeyi hak etmedi. Zorbalanmayı hak etmedi. Konuşamıyor olması onun suçu değildi."

Sıktığım sopayı mezar taşında kırdım ve fırlattım.

"Böyle bir babayı o seçmedi. Yaşamını o seçmedi."


-yazar ağzından-

Mezarlıkta kendi işleri ile uğraşan ruhların hepsi aralarına yeni katılan Seungmin'in ölüm raporlarına bakıyorlardı. Ağlama seslerini duyanlar oluyordu. 

"O duyabiliyor! Siz anlamıyorsunuz!"

Seungmin öylece ruhu ile Jeongin'e bakıyordu. 

"O konuşamamayı kendisi seçmedi! Ona aşık olmayı bende kendim seçmedim tamam mı?"

Seungmin artık hissetmiyordu.

Sadece ona iyi davranan tek insan olan Jeongin'e seslenmeye çalışıyordu. Ama hala konuşamıyordu.

Jeongin yere yığıldı o an. Kendini bıraktı ve öldüğüne inanmak istedi. Seungmin'in yanına gitmeyi diledi sadece.

Günlerce orada ağladı. Başka hiçbir şey yapmadı.

"O duyabiliyor, bende duyuyorum. O kalbi ile konuşuyor."


son.

i hear,  seunginHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin