Girdiğim otelin avlusuna hayran bir şekilde bakarak, gösterişli büyük Noel ağacının yanından geçtim. Yılın en sevdiğim dönemindeyik. Ve küçüklüğümden beri tek hayalini kurduğum şey yarın gerçek olmak üzereydi. Mutluydum. Avlunun her yanı rengarenk ışıklarla süslenmiş minik çanlarla doluydu. Önümdeki bohem tarzı restoranta girdiğimde ne olursa olsun bu mutluluğumu bozmalarına izin vermeyecektim. Bu gece son geceydi. Tek bir gece daha dayanacak ve sonra tüm bu sorunlardan kurtulacaktım.
"Buradayız Katty!"
Kardeşim Nina ve yakın arkadaşım Bianca'nın yanında geldiğimde gülümsedim.
"İyi misin tatlım?"
Bianca ile üniversite ikide oda arkadaşı olmuştuk benim asosyal kişiliğime karşın o oldukça cana yakın ve asi ruhlu bir kızdı. Sürekli bir yerlerde partilere katılır ve beni de zorla yanında sürüklerdi. Bir süreden sonra onun rutinine alışıp onunla sürekli tanımadığım kişilerin partilerine gitmekten zevk alır olmuştum. Çünkü o partilerde bulundukça Bianca ile yeni eğlenceli kişiliğimi keşfetmiştim. Bir sonraki yıl kardeşim Nina da bize katılmış bizimle aynı üniversiteye ve odaya dahil olmuştu.
Bianca kolumu okşarken eğilip yanağından öptüm.
"Muhteşemim. Bu gece benim en mutlu gecem."
"Yarın demek istemiştin sanırım. Henry bunu duymasın."
Nina uyarı dolu imalı konuşurken kardeşime bakıp gülümsedim.
Nina!
Kardeşim dediğime bakmayın. Kendisi ile öz kardeş değiliz. Ben altı yaşında iken annem maalesef kanser olup öldüğünde babam ile ikimiz kaldık. Annemi severdim fakat henüz çok küçük olduğum için zamanla ona dair anılarım azaldı. Sanırım bu babam için daha da büyük oranda olmuştu çünkü annemin ölümünden iki yıl sonra yeniden evlendi. Ve Nina ile sekiz yaşımda kardeş oldum.
Onu ilk gördüğümde asla kabul etmemiş ve bir gece ayazında bahçemizdeki büyük ağaca tırmanıp kendimi aşağı atmakla babamı tehdit etmiştim. Fakat o günden sonra ne babam tehditime aldırmış ne de Nina ve annesinden iyilik görmüştüm. Tanrı aşkına sekiz yaşındaydım!
Sabaha kadar o ağacın tepesinde durmuş ve soğuktan kaskatı olmuş şekilde geri inmiştim. Sonrasında bir hafta ateşler içinde kalıp yatağa mahkum olmuştum. İşte o zaman Henry hayatıma girdi.
Aslına Henry ile sınıf arkadaşıydık fakat okula gidemediğim o hafta hergün eve ders notlarını getirip bana yardımcı olmuştu. Ve hergün nefis kekler getirmişti.
Aklıma gelen anılar ile birkez daha gülümsedim.
"Yarın benim yeniden doğuşum. "
Nina kafasını sallayıp sahte gülümsemesini sunarken Bianca elime şarap kadehi tutuşturup kendi elindeki kadeh ile tokuşturdu.
"Gelinimize."
Çalan müzik oldukça sakin olsa da gecenin ilerleyen saatlerinde oldukça canlandı. Üç kız sürekli kadeh kaldırdık. Her kadehin konusu farklı olurken bir süreden sonra konuları unutur olmuştuk.
"Hadi kızım bu gece senin gecen!"
"Ah sanırım bu geceyi artık bitireceğim."
Görüşüm bir gelip bir giderken kızları artık ikişer üçer görür olmuştum. Kafamı sallayıp onlara arkamı döndüğümde biri koluma destek oldu.
"Dur sana yardım edeyim."
Nina yumuşak şekilde beni tuttuğunda ona yeniden gerek olmadığını söyledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düş-Es
General FictionTüm yaşamı boyunca hayal ettiği tek şey acımasızca elinden alındığında kendinin başka yönlerini tanıyan bir kadın!