Okula girdiğimde direkt gördüğüm salakların yanına gittim.
Beni gördüklerinde soluk yüzleri gitmiş yerine mutlu ifade gelmişti.Tam yanlarına ulaşmıştım ki gözünden yaşlar gelen Changbin'i gördüm...
Salak ağlıyordu amk
"Lan özürlü niye ağlıyon"Dedim ve Changbin'in bacağına tekme atmıştım.
Changbin ağlamayı durdurmuş şok içinde eşofmanın bakıyordu.
Ne olduğunu anlamamıştım.Uzun süre yanlarında olmayınca yeni özelliklerini unuttum sanırım.
Bizimkilere baktığımda gözlerinde 'yandın' ifadesini gördüm.
Yazar desene o zaman.
BİLE BİLE YANDIII YÜREGIIIM SONE SONE SONDUUU YUREGUIIM.
(pozitif enercii)"ULAN ŞEREFSİZ BEN BU ADIDAS ESOFMANIMA KAC LIRA VERDIM BILIYON MU!!!???"Demiş ve bana kızgın diye adlandırdığı fakat tatlı olan yüz ifadesini sunmuştu.
Seungmin Ortamı daha fazla görmemek için;
"Salak bit pazarından 50 liraya almıştı eşofmanı"Demiş ve göz devirmişti.
Changbinde boş durmayıp ona göz devirmiş ve bana bu sefer korkutucu olan bakışlarını göndermişti.
"Jisung koşabildiğin kadar koş.Seni yakalarsam saçlarını yolarım!!!"Demiş
ve beni kovalamaya başlamıştı.Saçlarım benim için çok çok çok özel olduğu için bağırarak koşmaya başlamıştım.
Fakat kendimi bir bedenin üzerinde hissetmem ile şok olmuştum.
Kapının önünden geçerken bir salağın önüne atladığım için kucağına mi düşmüştüm?
Sıçayım bu hayata.
Kimin üzerine düştüğüme bakmak için kafamı kaldırdığımda Minho'nun yüzünü görmeyi beklemiyordum.
Şimdi farkettigim diğer şey ise bir eliyle bileğimi tutup diğer eliyle belimi tutmasıydı.
Hemen kendimi hayat çevirip Minho'nun üstünden kalkmaya çalıştım fakat bedenimi tekrar kendine çekip yere düşmemi sağladı.
"Ne yapıyorsun ulan"Dedim direkt o ise bedenimi kendine bastırmış gözlerimin en içine bakıyordu.
Ne oluyordubu çocuğa?Herkes başımıza üşüştüğünde ne olduğunu kavramış bedenimi iterek ayaklanmış ve koşarak okula girmişti.
"Vay vay vay Jisung?Yeni bir aşk mı doğuyor yoksa?"Dedi Changbin herşey bu köpek yüzündendi.
"Sen sus köpek senin yüzünden herşey zaten."dedim ve ayaklanmaya çalıştım.
Ayağa kalktığımda Changbin'e baktım.Kalbini tutmuştu.
"A-ama benim küçük kalbim kırıldı"Demis ve ellerini uwu kızlarının yaptığı şekil gibi yapmıştı.
Bu Hyunjin'den daha beter olmuştu amk.
--
4. dersin ilk dakikaları sıkılmış başımı Minho'nun sırasını görecek şekilde sıraya yatmıştım.Sınıfa girdiğimde beri çok garip davranıyordu.Sanki birşeyi kafasına takmış gibiydi.
Acaba ben mi birşey yaptım diye düşünmeden edemedim.Belki de haberim olmadan onu kırmışımdır?
Sanırım birisinin ona bakma hissini hissetmesiyle bana döndü Minho.
Asla gözlerini benden çekmiyor veya gözlerini devirmiyordu.
O da başını sıraya koymuş ve bana bakmaya başlamıştı.
O an,ikimizde çok gürültülü olan,fakat aşklarından hiç kimseyi duymayan aşıklara dönmüştük sanki.
En sonunda daha fazla bakmamak için dil çıkartmış ve önüme dönmüştüm.
Hoca içeri girmesiyle ödevleri istedi.
İçimden bir dur be kadın diyemedim ama olsun.
Kitabımın arasındaki ödev kağıdını ararken göremeyince paniklemiştim.
Kim benim ödevimi almıştı?
Sıralara göz gezdiriyordum.Kağıdımda bir tane yıldız vardı.
Eğer birinin kağıdında yıldız görürsem benim olduğunu anlardım.
Birinin bana bakma hissiyle gözlerimi oraya çevirmiş ve bana sırıtarak bakan Minho'ya bakmıştım.
Elimde bir kağıt sallıyordu.Kağıdı incelemem ile o kağıdın benim olduğunu anlamıştım.
Ben ona bakarken o ise kağıdımdaki yıldızı silmiş ve benim tek kanıt olarak bulduğum şeyin kaybolmasını sağlamıştı.
Tam konuşacağım sırada hoca yanıma gelmiş ve elini uzatmıştı.
Bu o Hocanın 'ödev kağıdını ver' demesinin şekliydi.
"Ee hocam ben aslında yapmıştım fakat şeye giderken şey olduğu için şey oldu kağıt yırtıldı"Dedim inanın bana ben bile dediğim şeyin ne kafar saçma olduğunu biliyordum.
"Tamam Jisung bende kağıdı şeye götürürken eksi atmışım vay haline"demiş ve arkamdaki kişiye dönmüştü.
Of Minho of.
Zilin çalmasıyla direkt Minho'ya bakmış ve tuvalete gitmesi için el kol hareketi yapmıştım.
Minho beni anlayınca sırıtmış ve kafasını sallamıştım.
Minho'nun gittiğinden emin olduğumda bende arkasından gitmiştim.
Aslında niye gizli operasyon yapıyordum bilmiyordum.
Tuvaletin önüne geldiğimde içeri girmiş ve beni bekleyen gözlerle karşılaşmıştım.
"Ne o Sincap?Beni mi döveceksin?"Deid minho alayla.Şimdi anası ağlayacak haberi yok salağın.
"Evet bebeğim seni döveceğim"Demiş ve onu yere itmiştim.Minho ne olduğunu kavrayamadan kucağına oturmuş yüzünü yumruklamak başlamıştım.
Minho'yu yumruklarken istemeden zıplıyordum fakat dert etmiyordum.Çünkü altımdaki şey büyük ihtimal Minho'nun telefonu falandı.
Bir iki dakika karşı çıkmaya çalışmış en sonunda kendini bana teslim etmişti Minho.
Hıncımı çıkardığımda kendimi yana atıp nefeslenmeye başladım.Döverken bile yoruluyordum amk.
Soğuk mermere oturmuş ve sırtımı yine duvara yaslamıştım.
Minho'da zorla da olsa kendini benim yanıma atmış soluklanmaya devam etmişti.
Bir kaç dakika sonra Minho konuşmaya başlamıştı.
"Nasıl dövdüysen heryerim acıyor amk"dedi.Sonunda yasadigimi yaşamasına sevinmiştim.
Evet sevinmiştim.
"Bana yaşattığını sana yaşattıysam ne mutlu bana?"Demiş ve Minho"yu incelemeye başlamıştım.
"Ne o?Yakışıklı yüzüme tekrar mı aşık oldun?Ama Yakışıklı ve ateşli olan tek şey yüzüm değil"Demiş ve kıkırdamaya başlamıştı.
Komik bir çocuktu.Eğlenceli ve yakışıklıydı.Bu zamana kadar sevgilisi hiç olmamış,kimden öğrendin diye sormayın bir arkadaş kızıyormuşta.
Bir iki dakika hiç konuşmadan sessizliği dinledik.İkimizdende tek bir çıt bile çıkmıyordu.Tıp oynuyorduk sanki.
Aklıma gelen şeyle kahkaha atmış konuşmaya başlamıştım.
"Çok iyi dövdüm ama Minho,bari bunu inkar etme"Dedim ve gülmeye devam ettim.
Minho birkaç saniye konuşmamış ve aklına gelen şeyle bu sefer o gülmeye başlamıştı.Ne gelmişti aklına da bu kadar gülmüştü?
"Jisung yanlış birşeyin üstüne oturduğun için olabilir mi"Demis ve dudağımın tam kenarına öpücük kondurup tuvaletten çıkmıştı.
Düşüncelerimle beni başbaşa bırakmıştı.
--
E