6 | like a marionette

66 13 2
                                    

04.15

Seonwoo:
Her şeyini kaybettiğini sanıyordum.

Bi' an için sana üzüldüm.

Fakat görüyorum ki bunalımın çok uzun sürmemiş, çabuk karışmışsın gece hayatına.

Sahildeki halinden eser yok ve dudaklarında geniş bir gülümseme var.

Dediğim gibi, sevdiğim adamın hatrına üzülmüştüm sana.

Riki:
Daha kaç kez bana yazma diyeceğim.

Seonwoo:
Sen söylemiştin.

Riki:
Evet, birçok kez söyledim bunu sana.

Seonwoo:
Beni sevdiğini söylemiştin ve benim de seni sevmemi dilemiştin benden.

Ayrıca hep çok yakınımdaydın, aylarca vazgeçmedin bunu benden istemekten.

Sıkılmadın.

Neyi yanlış yaptım da artık sıkıldın diye düşünmekten geri duramıyorum.

Bu gerçekten utanç verici.

Riki:
Sen bir şeyi yanlış yapmadın, Seonwoo.

Söyledim.

Bitiren bendim çünkü ilk ben bittim.

Seonwoo:
Eğer sen sorduğunda, gitme deseydim; burada ve benimle kal deseydim farklı olur muydu?

Riki:
Kadere inanır mısın?

Seonwoo:
Elbette.

Riki:
O hâlde farklı olmazdı, Seonwoo.

Seonwoo:
Her şey benim suçummuş gibi hissettirmeyi keser misin?

Benim seçimlerime göre davranıp, canımı yakan cevaplar veriyorsun.

Bana soru sorma, sadece cevap istiyorum.

Eğer kadere inanmasaydım da aynı cevabı verecek miydin?

Riki:
Cevabını bilmediğim sorular soruyorsun, Seonwoo.

Bu sonu ben yazmadım, sadece oynuyorum.

ᴅᴀɴᴄᴇ sʟᴏᴡʟʏ • sᴜɴᴋɪHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin