Bölüm 11

215 3 13
                                    

"Y/n'nin ağzından"

Ne kadar zamandır uyuduğumu hatırlamıyorum.Tek hatırladığım para karşılığı Yoğun bakımda koma halinde olan Chan'la kaldığımdı.Onun kolunda uyuyakalmıştım.Doğruldum ve ona baktım.Ellerimi ıslak saçlarına götürdüm.Ateşi vardı.Tam o sırada odaya gelen hemşireye döndüm.

-Ateşi var

+Hastamız hala hayati tehlike taşıyor hanımefendi.Vücudu savaşıyor. Normal. Bu arada Hastaya fazla temas etmeyiniz. Enfeksiyon kapmasını istemeyiz

Sadece Chan'a bakmaya devam ettim. Pencere olmayan bölmede Chan ile baş başaydık.Hemşire rutin kontol ve ilaçlardan sonra çıktı.Uzun süre ona baktım konuşmadan.Ani duygu yüklenmesi ile kafamı eğdim.

-Beni bırakma Chan.Bırakma

Tekrardan yaşlar dökülüyordu gözümden.O kadar çok ağlamıştım ki.Hala ağlayabildiğim için şaşkındım.

-Sen benim güvendiğim sığınabildiğim limanımsın.Hani sen gülüyorsun da gamzen çıkıyor ya.Ben o gamzeyi tekrar görebilmek için neler vermezdim biliyor musun Chan?Gözlerine tekrar bakabilmek için neler vermezdim.

Ona daha çok yaklaştım.Kokusunu içime çekmeye çalışsam da aldığım kokular serum ve kandan başka bir şey değildi.Başımı boynuna yerleştirdim ve yanına uzandım.Kollarımı bedenine sardım.Yarı ölü bir adamın yanında uzanmak normal olmayabilirdi.Ama huzurlu hissettiğim tek pozisyondu. Sargılardan kalan tek açıklığı boyun boşluğu ve yüzüydü.Vücudunun her tarafında sargılar vardı.

-Hani dizilerde konuşurlar ya.Beni duyuyorsan diyerek başlayan cümleler olur.Chan beni duymuyorsun farkındayım.Ama burdayım. Seninleyim. Seninleyiz.

Elini elime aldım ve kurumuş iç kısmını öptüm.Daha sonra kolunu belime doladım ve sargılı yerlerine çok fazla baskı yapmamaya çalışarak ona sarıldım.Boynuna öpücükler kondurdum ve ona fısıldayarak dualar etttim.

-Enkazın altında kalmana gerek yok Chan.O enkazdan seni kurtarıcam.

Tenine akan gözyaşlarıma hakim olmaya çalıştım.

-Seni hala özlüyorum Chan.

Ona doğru fısıldadığım melodimi seslendirdim....

"Dursun bu dünya.Derken bir anda.Var oldu renkler bitti tüm dertler.Hangi cennetten söyle gönderildin bana sen.Ben...

Hangi kabustan uyandım ruhum hala sessiz yorgun kırgın ben sadece sonunu beklerken.Beni alıp göğe çıkardın. Herkesten öyle uzakken.Artık en yakınımda sen.Hiç bir şeyden korkmazken şimdi seni kaybetmekten deli gibi korkan ben."

Doğruldum.Ona baktım.Elimin diğeri ile yüzünü okşadım.Dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım.Yüzüne akan gözyaşlarımı sildim ve uyuyormuş gibi görünen adama baktım.

-Sakın beni bırakma sevgilim
.
.
.

"Chan'ın ağzından"

Gözlerimi açtığımda korkuyla sıçradım.Bir evdeydim.Çok geçmeden evin kendi evimiz olduğunu anladım.Etrafıma baktım.Sonra kendime.Hiç bir şeyim yoktu.Doğruldum ve odadan dışarı çıktım.Aşağı kata indiğimde çocuklar gruplara ayrılmışlardı.Video oyunları oynuyor ya da mutfakta takılıyorlardı.

+Oh hyung nerede kaldın.Seninki senden önce uyandı

-Benimki?

Y/n'yi mi kastediyorlardı.Onu özlemiştim.Olayları çözemesem de Y/n'nin "Benimki" olması güzel hissetirmişti.

-Nerde

+Banyodaydı.Hızlı geçen gecenizin yorgunluğunu atmakla meşguldür sanırım

Kıkırtılar.Neyi kastediyorlardı.Onlara bir şey anlatmadan üst kat banyoya ilerledim.Kapıyı tıkırdattım.Kapı açıldı ve bir el beni içeri çekti.Kapıya yasladı ve dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı.

𝓖𝓮𝓻𝓬̧𝓮𝓰̆𝓲𝓶 / Bang ChanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin