Ertesi gün
Jisung öğle arasına girmeye az kalmışken dersini yarım yamalak dinliyordu. Elindeki kalemini sürekli döndürürken aklı da bulanıktı. En sonunda zilin çalmasıyla hoca sınıftan çıktı ve ardından herkes ayaklandı.
"Bahçeye iniyoruz, gelmeyi unutma!" Arkadaşları onun bu dalgın hallerini bildikleri için zorlamadan çıktılar dışarı. Jisung da şu durumda derince bir hava alması gerektiğini biliyordu. Bir süre sınıfta oturdu.
Şaka gibiydi ama düşmanı olan kişiyle -sikiştiler- yeniden birlikte olmak istemesinin yani sıra eski duyguları geri belirmişti içinde. Enayi miydi, arsız mıydı yoksa gurursuz muydu hiç bilmiyordu. En son kafası patlayacak gibi olduğunda boş sınıfta ayaklandı ve sürgülü kapıyı çekerek koridora çıktı. Merdivenlere doğru yol aldı.
O sırada ise merdivenlerden üst kata çıkan Minho'yu gördü. Olduğu yerde kaldığında ise Minho onu görmeyerek çoktan gözden kaybolmuştu.
Jisung o an aklında dolanan tüm düşünceleri Minho'yu gördüğü gibi yok etmişti. Etkisi sayesinde arsız tarafını hissetti ve Minho'nun gittiği yoldan yürüyüp üst kata çıktı. Boş koridorda Minho görüş alanına girdiğinde onun bir sınıfa girip, ardından kapıyı çektiğini gördü. Seviştikleri boş sınıftı bu. Peşinden gitti adım adım.
Sınıfın önüne vardığında endişe etmeden çekti kapıyı. İçeride, camın mermerine yan yaslanmış bir şekilde dışarıyı izleyen çocuk gözlerini kapıya dikmişti. Ardından geri çevirmişti manzarasına. Parmakları arasında daha yakamadığı sigarası ve diğer elinde ise demir kaplamalı çakmağı vardı.
Jisung yutkundu. İçeri girip ardından sürgülü kapıyı kapattı. Adım adım yaklaştı Minho'ya. Minho o sırada sigarasını yakmakla meşguldü.
"İçme."
Gözlerini Jisung'a dikti bir anlık. Ardından yakamadığı sigarasını ve çakmağını tek avucuna aldı. Yüzü Jisung'a dönük olacak şekilde yeniden yaslandı mermere.
"Neden?"
"Ağzıma sigara tadı gelsin istemiyorum."
Minho, aşağılar gibi gülmüştü gözlerini devirerek. Ardından avucunun içindekileri cebine tıkıştırdı.
"Yeniden yapacağımızı falan mı düşündün, Doyamadın mı? Düşmanının altında bu kadar mı çok inlemek istiyorsun?"
"Herhalde ben sana yetmeyi başardım. Sen mi yatak konusunda kötüsün de tatmin olamadım ha Minho?" Minho adi sırıtışını yüzünden indirmedi. Ardından yaslandığı yerden doğruldu. Yavaşça Jisung'u omuzlarından kavradı ve sınıfın tam ortasına kadar götürdü.
"Çök."
"Ne?"
"Bir yerden başlamak lazım değil mi? Diz çök." Jisung karşı gelmedi. Ne derse onu yapacaktı.
Gözlerini onun gözlerinden ayırmadan yavaşça diz çöktü. Ellerini dizlerinin üstüne koydu ve oturdu. Minho ise Jisung'un çenesini kavrayarak yere doğru eğildi.
"Güzel suratını menilerimle kaplamak bayağı bir zevkli olacak." Ellerini çocuğun saçına götürdü ve okşadı. Ardından doğrulup pantolonunun düğmelerini açtı.
Jisung bu açıdan çok güzel gözükürken o da güzel şeyler görüyordu karşısında.
Minho, penisini ortaya çıkardıktan sonra Jisung'un saçından tutarak penisini ağzına yaslamasını sağladı. Jisung ise hiçbir şey demeden yumuşaklığı ağzına almayı kabul etti.
Başta küçük dil darbeleri atarken tamamını ağzına almak için ileri atıldı. Birkaç gel git yaptıktan sonra saçlarının geriye doğru çekilmesi ile geri çekilmek zorunda kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Empty Class -minsung Smut
Fanfictionokulda eskilerden kaynaklı birbirlerine düşman olan iki genç, boş sınıfı kendilerini tatmin etmek için kullanıyorlardı. ! bu bir smutshottur. 3.kez yayınlanacaktır ve 20 bölüm olmasına şaşırmayın, girdiğinizde öğrenirsiniz ;) ! semeMin! ukeSung!