İKİ YANLIŞ BİR DOĞRU

2

   Kafeye gelmiştik Erhan amca yine her zamanki güler yüzuyle bizi karşıladı "hoş geldiniz... Biraz yorgun musunuz? Durun size kahve getireyim.Asena sana tabiki latte, Zeynep sana da latte ve yanına da çilekli  cheesecake ve  Dora'cım sana da tabikii americono" dedi  güler yüzyle. Biz hep biraya geldigimiz için artık en çok ne ictigimizi ve yedigimizi ezberlemisti. Erhan amcayla aramız çok iyiydi.

    Biz genelde her zaman oturdugumuz yerimize geçtik. Asena "yaağ beni nasıl ikna ettiniz ben çok yorgundum"diye yakinirken içeriye 3 kişilik  bir erkek gurubu girdi ve tabiki da Zeynep'in dikkati direkt oraya kaydı.

    Zeynep herkesle flörtleşen şıp sevdi bir kızdı. Şimdi bu erkeklerden birisi ona baksa hemen asık olmaya hazirdi.

    Zeynep'in kolunu dürttüm uyarımı anlamış olacak ki son kez onlara bakıp bize döndü. Tam o sırada Erhan amca geldi ve bizim siparişlerimizi getirdi. Gülümseyerek ona teşekkür ettik. Erhan amca "yine kütüphane cezası mı yoksa?" Diye sorunca hepimiz "malesef" dercesine başımızı salladık

   "Biraz daha dikkatli olun kızlar" diyerek bizi tembih ettikten sonra giderek bizi yanlız bıraktı.

    Zeynep hala arada bir o erkek gurubunu olduğu masaya bakıyordu. Ve biriyle bakistiklarini gördüm sinirle kulağına " dön  önüne belki sapık belki  deli belki tehlikeli" dedimsede umursadi beni tabikide.

Asena zaten uyukluyor hiç bir şeyi anlamıyordu. Ben kahvemi yudumlarken masamıza biri geldi ve oturdu.

Olamaz bu Zeynep'in bakistiği çocuktu. Gerçekten mi ya. Sapık mısır nedir geldi oturdu masamıza. Zeynep e bakarak "ben selim" dedi