Détester

15*

The weeknd = Party Monster

Jimin den

Jimin: aşkım uyan da kahvaltı edelim

Rosé: Jimin uykum var sen git ye bir şeyler

Jimin: ben dışarıda yeriz diye düşünmüştüm hem ordan da yurda gideriz

Chaeyoung yatakta hızla doğrulup bana baktı

Rosé: gerçekten mi?

Jimin: evet

Rosé: tamam sen çık ben giyip geliyorum

Jimin: tamam

(...)

Jimin: chaeyoung büyük mü olsun yoksa küçük mü?

Rosé: bence büyük olsun ama küçükte olsun

Jimin: iyi peki

Hyun-ri: ben sizi birkaç çocukla görüştüreceğim...ilk başta buraya yeni gelen bir çocuk var buraya hâlâ uyum sağlayamadı ama yaşı biraz büyük

Kafamızı sallayıp beklemeye başladık

(...)

Rosé: Jimin cidden çok tatlıydılar

Jimin: en küçük olanın gözleri çok güzeldi

Rosé: evet yaa yeşil yeşil çok tatlı bakıyordu şimdi biz onların ailesi mi olacağız?

Jimin: evet

Yanımıza Yoona'nın gelmesiyle göz devirdim

Yoona: bakıyorum da çok mutlusunuz

Rosé : mutlu olmamamız için bir sebep var mı?

Yoona: benim meselem seninle değil tatlım kocanla

Rosé: yani? Her türlü işin içinde bende varım

Yoona: her ne ise Jimin babam bir şeyler duyuracakmış senide istedi... yalnızca seni

Jimin: tamam gelirim birazdan

Yoona: tamam

Rosé: madem böyle bir şey söyleyeceksin ne diye jiminin asistanına söylemedin

Yoona: onun işi vardı ayrıca sanane

Jimin: Yoona!

Odadan çıktığı gibi jimine döndüm

Rosé: sinir oluyorum şuna

Jimin: iyi o zaman sende evlendikten sonra şirkete gelmezsin

Rosé: pardon da niye? Kocamın şirketi

Ellerini havaya kaldırıp güldü

Jimin: ben toplantıya giriyorum bebeğim canın sıkılırsa git dolaş ha eğer istemezsen burda da oturabilirsin

Rosé: tamam

Jimin odadan çıktığı gibi içeriye han girdi

Han: yenge nasılsın bugün?

Rosé: iyiyim han sen nasılsın?

Han: ayy çok iyiyim

Rosé: niye ne oldu?

Han: Jimin ilk defa benden bir haftadır papatya çayı istemiyorum

Rosé: aslında çay içmeyi çok severdim...şaşırdım

Han: yenge sen yokken neler oldu bir bilsen

Rosé: ne oldu?

Han: bu Yoona denilen cadaloz karı sizin öpüştüğüzü görmüş ondan sonra işte senin için bu kızın burda ne işi falan var demiş ay tabiki jiminim de demişki sanane istediğimi yaparım çok istiyorsan ayrıl benden falan demiş

Gülümsemeye başladım

Rosé: sen nerden biliyorsun?

Han: bu şirkette herkes benden çekinir bu şirketin göz bebeği benim bilmiyor musun?

Rosé: ah pardon nasıl unuturum...acaba ne konuşuyorlar

Han: şirket işleridir oturupta seni konuşucak halleri yok ya

Rosé: bilmiyorum o kadına zerre güvenmiyorum

Han: jiminim yapmaz

Rosé: ondan yana içim rahat zaten ama o yılan kadın kim bilir iş ayağına benim müstakbel kocama nasıl da sırnaşıyordur

Jimin: müstakbel kocam mi?

Rosé: evet öyle değil misin?

Jimin: evet öyleyim...han sen niye burdasın çıksana dışarı beni müstakbel karımla başbaşa bırak provamız var

Han: ne provası gelinlik denemeye mi gidiceksiniz

Jimin: hayır düğün akşamı için biraz prova yapıcaz çık dışarı

Han: reziller şunu bari şirkette yapmayın olan var olmayan var?

Jimin: dışarı çık

Ben ise sadece gülerek Jimin ve han'ı izliyordum Jimin tabikide dediklerinde ciddi değildi han dışarıya çıktıktan sonra Jimin üzerime gelemeye başladı

Jimin: başlayalım mı?

Rosé: n-neye?

Jimin: provaya

Rosé: sen ciddi miydin?

Jimin: bu konuda ne zaman ciddi olmadığımı gördün

Jimin boynuma yönelirken ben ise gözlerim pörtlemiş bir biçimde ona bakıyordum

ΩΩΩ The end ΩΩΩ
ΩΩΩ The end ΩΩΩ
ΩΩΩ The end ΩΩΩ