bölüm iki; anılar

273 41 60
                                    

seni seviyorum.

☆彡

"Seni seviyorum Cenan, ne bir arkadaş olarak ne de kardeş seninle benim aramda aşk var ve ben bunu görebiliyorum. Çok başkasın Cenan, benim için çok başkasın."

Arif keskin bir nefes aldı ve yarı hıçkırarak nefesini verdi, yan yatmış yüzünü Cenan'ın boynuyla omzunun birleşim noktasına saklamıştı. Bir kolunu Cenan'ın beline doladı. Gözlerini sıkıca kapatmıştı, yine de serbest kalan gözyaşları için kendinden nefret ediyordu. Hâlâ titriyordu, neredeyse şiddetle titriyordu ve bu şeyden bir şekilde saklanabileceğini umarak Cenan'a iyice yaklaşmaya çalıştı; belki Cenan onu yeterince yakınında tutarsa kanser onu bulamazdı.

"Arif, ben ne diyeceğimi bilmiyorum üzgünüm ama benim için kardeşten öte değilsin."

Arif'in gözlerinden süzülmeye başlayan yaşları gören Cenan ne yapacağını şaşırmış bir halde etrafına baktı. Az önce neler söylemişti öyle? Göz göre göre canından çok sevdiği biricik dostunun kalbini kırmıştı.

Sonra bir boşluğa düşüyormuş gibi hissetti ve kendini bırakarak gözlerini kapattı tekrar açtığında bir odada olduğunu fark etti etraf karanlıktı ayaklarına değen ıslaklığın ne olduğunu bilmiyordu. Bir anda omzuna değen elle irkildi ve tüm ışıklar yandı nasıl olduğunu bilmesede adının Emre olduğundan oldukça emin olduğu bir adam oldukça tanıdık bir simayla tam karşısında duruyordu.

"Sen." Dedi tanıdık gelen adam. "Hepsi senin suçun Cenan. Arif'i sen öldürdün ona önce yavaş yavaş umudu aşıladın kardeş ayağına hep yakınında tuttun hep... onu sarıp sarmaladın, ilgi gösterdin, ona bir arkadaştan, bir kardeşten fazlasıymış gibi hissettirdin sonra siktiri çekip gittin onu ortada bıraktın ona umudu verdikten sonra ona hayal ettiklerinin gerçek olabileceğini gösterdikten sonra nasıl olurda böyle bir pislik yaparsın?!"

Emre bu noktada Cenan'ın yakasına yapışmış üzerine tüm gerçekleri kusuyordu adeta. Cenan neler olup bittiğine bir türlü anlam veremiyor zihni sanki ona oyunlar oynuyordu. Neydi bu Arif denilen çocukla arasında geçenler? Birisi için bu kadar önemli miydi gerçekten?

Emre, Cenan'ın yüzüne hızlı ve sert bir yumruk geçirdiğinde Cenan gözlerini kapamıştı nedense bu yumruğu hak ettiğini düşünüyordu. Emre bir yumruk daha geçirirken öfkeyle bağırdı "Senin suçun, senin! Kardeşimi senin yüzünden kaybettim! Sen sadece senin için değerli zannettin ama yanıldın o herkes için değerli biriydi!"

Cenan kabullenmişti artık belli ki çok kötü şeyler yapmıştı bu çocuğa ve arkadaşına. Tüm suçları kabullenirken ağzında hissettiği tatla iyice kendinden geçmeye başlamıştı. Emre onu bayılana kadar dövmeye devam ederken bir yandan da bağırarak her şeyin Cenan'ın suçu olduğunu söylemeye devam ediyordu.

Cenan tekrar gözlerini açtığında bu defa farklı bir odadaydı. Odanın ilerisinde beyaz bir küvet gördü. Küvetten kanlar boşalıyordu. Oraya doğru yürüdü ve yaklaştıkça içinde biri olduğunu fark etti. Yüzü önüne düşmüş yatıyordu. İki eli küvetten dışarı doğru sarkmış ellerinde birçok kesik mevcuttu. Cenan oraya vardığında eli istemsizce küvette yatan çocuğun yüzüne gitmişti. Narin yüzü yavaşça kaldırırken birkaç dakika sonra şoklar içinde çığlık atacağından habersizdi...

"Arif!" Cenan gördüğü kabus yüzünden Arif'in adını çığlık atarak aniden uyanırken neler olduğunu şaşırmış vaziyetteydi. Ellerini kafasına götürüp sıkıca tuttu. O sırada kendine gelmeye çalışırken komodinin üzerinde duran telefonu birkaç kez çalmıştı, hâlâ yapması gereken çok iş vardı ama kendinde kendini ayağa kaldıracak enerjiyi bulamıyordu.

Televizyon önünde oynamaya devam etti, Cenan ona da pek dikkat etmedi. Orada öylece yatıyor, şaşkın gözlerle tavanı izliyordu.

Neyin yanlış olduğunu çözemiyordu. Tek bildiği aylar olduğu ve bu ezici duygunun bir türlü azalmadığıydı. Bunun yerine daha da güçlenerek bu duyguyu bastırma becerisini kaybetmesine sebep olmuştu.

Cenan böyle hissetmekten yorulmuştu. Aslına bakarsanız bir şeyler hissetmekten tamamen yorulmuştu. Sadece yorgundu.

Sonra beyninde adeta bir şimşek çaktı ve dün geceyi hatırladı.

"İyi misiniz?" Arif şaşkınlık ve tedirginlikle dolu yüz ifadesiyle sorarken Cenan ondan daha da şaşkın bir durumdaydı.

"İ-iyiyim." diyebilmişti sadece. Sesi oldukça kısık çıkmıştı karşısındaki çocuğun duyup duymadığından bile emin değildi. Ancak Arif duymuştu. Hafifçe gülümserken Cenan'ın sırtına elini koydu ve sıvazladı. "Aslına bakarsanız pekte iyi görünmüyorsunuz buyurun içeri geçelim size bir bardak su ikram edeyim, iyi gelir."

Cenan anında bu teklifi geri çevirirken bir adım geri attı ve Arif'in eli havada kalmıştı. "Üzgünüm gitmem gerekiyor." Dedi ve hızla koşarak oradan uzaklaştı. Ne kadar gittiğini bilmiyordu ancak kendini bir parka attığında önünde duran marketi gördü ve hemen girip iki şişe içki aldı. Parka geri dönüp içkisini açtı ve bir yudum aldıktan sonra sigara paketinden bir dal alıp dudaklarının arasına sıkıştırdı.

Sigarasını yaktıktan sonra derin bir nefes çekip geri verirken sigaranın dumanı İstanbul'un soğuk havasıyla dans ediyordu. Cenan orada ne kadar süre öyle kaldığını bilmiyordu.

Dün geceki ani ayrılışından sonra Barış'ın şimdiye kadar onu kontrol edeceğini biliyordu - özellikle de Cenan'ın tiyatro salonuna dönmediğini fark ettikten sonra - ama telesekreter ona Barış'ın vasat bir aile dramına yakalandığını ve o gece gelemeyeceğini söylemişti. Barış'ın yankılanan sesi onu yarın okulda göreceğini söylüyor ve çılgınca bir şey yapmaması konusunda uyarıyordu. Sanki Cenan'ın şu anda bir şey yapacak enerjisi varmış gibi...

Cenan, gıcırtılı ve yalnız atmosferin hayatını simgelediğini kesinlikle hissedebiliyordu. Yıpranmış, yalnız ve kendisi dışında onunla ilgilenecek kimsesi yoktu.

Sonra aklına çakan bir diğer görüntü dizisiyle yüzünü buruşturdu. Son günlerde ona neler oluyordu böyle?

Cenan odasında oturmuş son iki yıldır yapmış olduğu tek şey olan içkisini yudumlamaya devam ediyordu. Bu iki yıl içinde en yakınını kaybetmişti başta yıkılmış sonra Emre sayesinde toparlanmıştı ancak bu kısa süreli bir toparlanma olmuş maalesef Arif'e verdiği sözü tutamamıştı. Bir kadınla tanışmış sevmemesine rağmen siması ona Arif'i hatırlattığı için onunla evlenmiş ve bir yıl sonra kadın Cenan'ın alkole olan bağımlılığını fark edip yardım etmek istemiş ancak Cenan müsade etmeyince ortaya çıkan sıkıntılar iyice büyümüş ve kadın sonunda ondan boşanmıştı. İşte burada Cenan yine yalnızdı. Arif'e olan özlemine karşı koyamıyordu. İçkisinden bir yudum daha alırken bir anda kalbinde hissettiği ağırlıkla elini kalbine atmıştı. Nefesi kesilmiş bir vaziyette oturduğu yerden düşmüş ayağa kalkmaya çalışırken sendeleyip tekrar yere kapaklanmıştı. Ve maalesef beklediğini kabul etmesede o an gelmişti Cenan, sonunda Arif'e kavuşmuştu.

Cenan yüzünü ellerinin içine alarak bir süre öylece durdu. Hatırlıyordu... gözünden birkaç damla yaş süzüldü. Her şeyi hatırlıyordu. Önceki hayatını nasıl reenkarne olduğunu neler yaşadığını hepsini...

Midesi guruldadı ama o bunu görmezden gelip gözlerini kapatıp kendini uykunun tatlı kollarına teslim etmeye çalıştı, tüm bunları yeniden unutmak istiyordu. Hayatı boyunca eksikliğini hissettiği anılar sonunda onu tekrar bulmuştu ama Cenan onların yükü altında ezilmişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

deja vu , arcenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin