"İyi misin hyung?"
Karşımda bana endişeli gözlerle bakan Jimin'e gülümsemiş ve evet anlamında başımı sallamıştım o ise hala sıkı bir şekilde ellerimi tutup bana endişe ile bakıyordu. "Hadi Jimin-ah bana bebekmişim gibi davranma ve bana yiyecek bir şeyler alda gel." dediğimde brikaç saniye beni süzmüş ve odadan çıkmıştı.
Derin bir nefes alıp zihnimde dönen sözleri geri plana atmaya çalışmıştım ama sadece çalışmıştım çünkü asla başarılı olamamıştım Taehyung'un dediği sözler zihnimin içinde tıpkı bir virüs gibi yayılıyordu ve ben başka hiçbir şey yapamıyordum ayrıca Taehyung'un sanki o hiç zarar vermemiş gibi davranması canımı daha çok sıkıyordu Yeonjun'un yüzünü getirdiği hal aklıma gelince kendimi daha kötü hissetmiştim o çocuktan da uzak durmalıydım çevremde olan herkesin bir şekilde zarar görmesinden nefret ediyordum.
Zihnimde dönen sesleri kesen odanın kapısının tıklanması olmuştu içeriye giren beden ile vücudumda ki kan akışı hızlanırken vücudum titremeye başlamıştı. "Hyung gelebilir miyim?" cevap verememış ve sadece başımı aşağı yukarı salllamıştım. Elindeki tatlı ile odaya girdiğinde yanıma yaklaşmış ve Jimin'in kalktığı koltuğa oturmuştu gözlerindeki sinirli ifadesi kaybolmuş yerini ifadesizlik almıştı.
"Senin için en sevdiğin pastaneden aldım."
Deyip elindeki tatlıları kucağıma koymıuştu. Teşşekür edip yanımdaki komodinin üzerine koymuştum şuanda midemin alacağı en ufak bir şey bile yoktu.
1,2,3
Sessizlik...
1,2,3
Sessizlik...
Geleli belki bir saat olmuştu yada daha fazla olmuş bile olabilirdi ama asla konuşmamış ve olduğu yerden asla hareket etmemişti tek yaptığı elindeki kitabı okuyormuş gibi yapmaktı okumuş gibi yapıyordu çünkü kitabı gözümün önünde ters bir şekilde tutuyordu Jimin den hala ses yoktu onu buraya onun saldığıda belliydi bende ne diyeceğimi bilmediğim için susma hakkımı kullanmıştım.
Arada odaya hemşireler girip çıkmıştı onun haricinde başka kimse gelmemişti koluma takılı olan seruma baktığımda bitmek üzere olduğunu görmüştüm daha fazla sessiz oturmamak için boğazımı temizlemiştim ama yine dikkatini çekememiştim.
"Kitabı ters okumaktan zevk aldığını bilmiyordum."
Dediğim şey ile elindeki kitabı hızla kendine çevirmişti daha sonra ise kitabı kenara koymuştu. Konuşmaya niyeti yok gibiydi bu seferde eline telefonunu almıştı ondan bir özür bekliyordum veya bir özür bile olmasa bir söz bekliyordum ama o bunu yapmıyordu sinirle midem kasılırken kolumdaki serumu bir hışımla çıkarmıştım.
"Hyung ne yapıyorsun?"
O hızla ayağa kalktığında ona cevap vermek yerine ayakkabılarımı giymeye çalışıyordum ama sinirden titreyen ellerim sayesinde giyemiyordum. O sırada elimin üzerinde hissettiğim eller ile içime bir sıcaklık yayılmıştı ama elimi yinede bir hışımla ondan çekmiş ve sinirle onun korku dolu gözlerine dönmüştüm.
"Sessizliğini koru Taehyung ve lütfen ne beni durdurmaya çalış nede başka bir şey yapmaya geldiğinden beri senden tek bir kelime bekledim ama zahmet edip benimle konuşmadın bile elindeki sikim sonik kitabı tersten okuyormuş gibi yapıp benimle muhattap olmak istemediğini bellli ettin şimdi lütfen senden tek istediğimi yap ve beni durdurmaya kalkama."
O ayakta öylece dururken tekrar ayakkabılarıma yönelmiştim titriyordum ve bir yandan akmaya hazırlanan göz yaşlarımı silmeye çalışıyordum onun karşısında bu kadar küçük ve çaresiz görünmekten ilk burada nefret etmiştim. Ben hala ayakabılarımı giyemezken önüme Taehyung çökmüş ve büyük elleri ile elimi kavrayıp ayakkabıyı kendi eline almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sır // TaeJin
FanfictionJin grubun en büyüğü olmanın verdiği sorumlulukla her zaman duygularını saklamıştı özellikle Taehyung'a karşı. ... Arada minjoon vardır.