uzak dur lütfen

255 28 18
                                    


"Ciddi misin? "

"Yani amacı ne anlayamıyorum. "

"Bilerek üzüyor seni resmen, farkında mısın Minho? Gittikçe çöküyorsun. Ayrılmanız lazım. "

"Ama aşığım ona. "Hyunjin gergin bir şekilde yüzünü ovalamıştı, aptal arkadaşı hala aşık olduğunu söylüyordu.

"bu normal değil Minho, seni aldatıyor ve sen sesini bile çıkarmıyorsun. "

Minho gözlerini yere indirdi, gözleri dolmuştu.

"Tamam ağlama, gel buraya. " hyunjin kollarını arkadaşına açtı ve ona sarılmasına izin verdi. Saçlarını okşuyordu, o sırada Minho'nun saclarının döküldüğünü fark etti.

"Saçına ne oldu? "

"Dökülüyor, kazıyacağım yine. "

"Ama saçlarını çok seviyorsun. "

Minho ağlamaya başlamıştı, küçüklüğünden beri saçlarını hep uzatmak istemişti. Azıcık bile kestirdiğinde üzülürdü, şimdi ise kazıtacağını söylüyordu.

"Ne yaptı saçlarına? "

"Hiçbir şey. "

"Anlat Minho. "Minho duraksadı, bunları kimseye anlatmazdı. Saçlarını  ilk kez kazıttığında herkes şok olmuştu. herkes onların aşklarını konuşuyor, jisung'un onu ne kadar sevdiğinden bahsediyordu. En çok bu Minho'nun canını acıttıyordu.

"Çekiyordu, saçlarımı çekerek koparıyordu. "

Hyunjin sinirle soludu, fakat sakin olmalıydı. Çünkü Minho'nun içini döktüğü tek kişiydi, eğer Minho ondan da korkarsa bir daha asla konuşmazdı.

Kapı zili çalınca ayrıldılar, ikisi de kimin geldiğini biliyordu. Fakat ikiside kapının önünde el yazısıyla yazılmış bir not beklemiyordu.

Minho notu eline aldı ve okumaya başladı.

"Dayan bebeğim, seni kurtaracağım o piçten. Artık saçlarını kazıtmana ve ortalıkla korkuyla gezmene gerek kalmayacak çünkü ben yanında olacağım. "

"Bu piç kim şimdi? "

"Bilmiyorum ama bana yardım edebilecek gibi duruyor. "

Bir kaç saat daha beraber vakit geçirdiler, en sonunda Minho gitmek zorunda kaldı. Hyunjin'in evinden çıkmış, kendi evine doğru yürüyordu. Yürürken birinin daha ayak seslerini duydu. Biri onu takip mi ediyordu? Kesin okuldaki salaklardır diye düşündü. Daha hızlı yürüyordu, peşinden gelen ayaklarda hızlanmıştı.

Koşmaya başladığında ağlıyordu artık, korkundan dizleri titriyor karnı kasılıyordu. En sonunda bacakları onu taşımadı ve düştü, gizemli beden onun bir adım önünde durdu.

"Uzak dur lütfen, bana bir şey yapma."korkuyordu eğer ona bir şey olursa Jisung delirirdi, hayır hayır Minho'nun canı acıdı diye değil. Kendisinden bir başkası Minho'nun canını acıttı diye ve bunun sonucunu da Minho çekerdi.

"Bana bir şey yapma n'olur, sevgilim beni öldürür yoksa. " bunları söylemek ne kadar kötü hissettirsede Minho için gerçekler buydu, tabi ki Jisung onu asla öldürmezdi fakat bundan korkuyordu.

Kendisinden büyük beden onun yanına eğildi, eline bir not ve ilaç tutuşturdu ve gitti.

Minho titreyen elleriyle notu açtı, sakinleşip okumaya başladı.

"Korkuyorsun Minho, ölmekten korkuyorsun. Sevgilim dediğin piç yüzünden korkuyorsun, seninki aşk değil sen sadece alışkınsın. Alışkanlık Minho, sadece alışkanlık. Ona alışmışsın, onun yaptığı her şeye alışmışsın. Sevilmeye bile korkuyorsun artık, şimdi o eve gideceksin değil mi? Yine o piç senin saçlarını çekecek, yine ağlayacaksın. Bu alışkanlığını bırakman için buradayım Minho. Yatmadan önce verdiğim ilacı iç,merak etme sadece ağrı kesici. "

Minho notu katlayıp cebine sıkıştırdı, saate baktı ve koşarak eve gitti. Jisung bu sefer onu cidden öldürecekti.

✧─── ・ 。゚★: *.✦ .* :★. ───✧

Minho eve girdiğinde Jisung, gözleri yaşlı bir şekilde oturuyordu. Onu görünce ayağa kalktı, hızla kollarını sevgilisinin beline sardı.

"Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim. " Minho bu sefer bunlara kanmayacaktı.

"Bunlar artık bir işe yatamıyor Jisung, bırak beni uyuyacağım. "Jisung son kozu olarak yalakalık yapmaya başladı.

"Bende uyuyacağım, beraber uyuyalım." diyerek daha da sardı sevgilisini, fakat Minho bununla paniklemiş ve ellerini jisung'un kollarına atmıştı. Jisung olayı anlamıştı, bu yüzden kollarını hemen gevşetti.

"Duşa gireceğim, bırak beni. "

"Beraber girelim. " jisung minho'yu banyoya götürdü. Minho çekingen bir şekilde sevgilisinin önünde soyunurken, Jisung da banyoyu hazırlıyordu. İkisi de soyunmuş ve küvete girmişti. Jisung sevgilisini kucağına çekti ve yavaş yavaş dökülen saçlarını okşamaya başladı.

"Saçların çok güzel sevgilim. "

"Kazıtacağım." jisung şok olmuş bir şekilde nedenini sordu.

"Ama neden? Sen saçlarını çok seviyorsun. "

"Çekme diye, dökülüyor artık. " jisung bir kez daha gerçeklerle yüzleşti.

"Özür dilerim. "

"Dileme, artık inandırıcı gelmiyor. "

"Sana nasıl kendimi affettiririm? "

"Benden ayrılarak. " dedi Minho, eğer kendi ayrılırsa Jisung onu asla yalnız bırakmazdı.

"Ama seni seviyorum. "

"Seninki sevgi değil, takıntılısın sen. "

Minho kararlıydı, bu gece aldığı mektup ve gördüğü sarışın beden ona güven veriyordu.

İkili duş alıp banyodan çıktı, Minho üşüdüğü için hızlıca yorganın altına girdi. Jisung ise hemen sevgilisinin arkasında yer aldı, göğsünü Minho'nun sırtına yasladı ve tek elini onun karına atıp ovalamaya basladı.

Minho haftalar sonra ilk kez huzurla uyudu. Çünkü aklında sarı saçlı beden vardı...

──────⊹⊱✫⊰⊹──────

İlk olarak şunu söyleyeceğim jisungdan nefret etmeyin kendini kontrol edemiyor bazen bilerek yapıyor zaten Minho da bu yuzden ayrılmak istiyor jisunga nefret kusmayın yorumlarda ve bunun sadece bir kurgu olduğunun bilincinde olun

bir sonraki bolumde gorusuruzzz

Your Drew Stars Around My Scars✯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin