ruyanın sonu

193 19 18
                                    

Siz bana hic yorum atmıorsunuz napıyım aglıyım mı sımdı

‧̍̊·̊‧̥°̩̥˚̩̩̥͙°̩̥‧̥·̊‧̍̊ ♡ °̩̥˚̩̩̥͙°̩̥ ·͙*̩̩͙˚̩̥̩̥*̩̩̥͙·̩̩̥͙*̩̩̥͙˚̩̥̩̥*̩̩͙‧͙ °̩̥˚̩̩̥͙°̩̥ ♡ ‧̍̊·̊‧̥°̩̥˚̩̩̥͙°̩̥‧̥·̊‧̍̊

Tir tir titriyordu küçük bedeni, kapıya gelen vuruşlar gözlerinden düşen damlaları çoğaltıyordu.

"Aç şu kapıyı Minho. " duyduğu sesle daha da ürperdi.

"Şu an kendi sonunu getiriyorsun, unutma ki seni her türlü bulurum. Aç kapıyı. "

Minho koşarak üst kata çıktı, minik dolabının içine saklandı. Bir süre bekledi, ses gelmedi. Tam çıkacakken gelen kapı sesiyle tekrar yerine geçti, gözlerinden yaşlar süzülüyordu.

"Minho! Hangi cehennemdeysen çık. Ben seni bulursam daha kötü olur. " jisung ilk alt katı gezdi, orada olmadığını fark edince üst kata çıktı. İlk yatak odasına girdi, Minho'nun vücudu içeri giren bedenle kasıldı.

"Hadi, gel sevgilinin kollarına bebeğim. " eğilip yatağın altına baktı, orada yoktu. Tam dolaba bakacakken alt kattan gelen sesle dikkati oraya kesildi. Minho bir yandan kedilerinin varlığına şükür ediyor bir yandan da onlar için endişeleniyordu, hızlıca dolaptan çıkıp yatağın altına girdi.

"Sadece sikik bir kediymiş. " diye fısıldadı jisung tekrar yatak odasına girerken, az önce açamadığı dolabın kapağını açtı. Kimse yoktu. Sinirle kapattı dolap kapağını.

"Nerdesin Minho? Beni sinirlendirmeden gel şuraya, bir şey yapmayacağım. " elinde gördük parlayan metalle nefesini tuttu Minho, bir şey yapmayacağını söylüyordu. O zaman neden elinde bir bıçak vardı?

Zil çalınca jisung koşarak aşağı indi, Minho gelmiş olabilirdi. Fakat kapıda birkaç polis ve eski en yakın arkadaşını beklemiyordu.

"N-ne? "

"Han Jisung, adam yaralamaktan ve tehtid etmekten tutuklusunuz. Elinizdeki bıçağı bırakın ve teslim olun. "

Han jisung zeki biriydi, her şeyi çok kolay fark edebilir çözebilirdi. Fakat Chan onun aksine zekasını kullananlardandı, hiçbir şeyi ona fark ettirmeden onu yakalatmıştı. Jisung için rüyanın sonu burasıydı.

"Hayır, hayır. " şoka uğramıştı, Chan'ın bu kadar Minho'ya değer verdiğini düşünmemişti. Eski dostundan bunu beklemezdi, ama böyle olması gerekiyordu.

"Senin hikayenin sonuna geldik Jisung, merak etme biriciğine iyi bakacağım. Senin aksine ben onun saçlarını okşayacağım, mutlu edeceğim onu. Senin yapamadığın her şeyi yapacağım. "

Jisung öfkeyle parlayan gözlerini Chan'a çevirdi.

"O beni seviyor, bana aşık! Ve seni asla benimki kadar sevmeyecek! "

"Yanılıyorsun Jisung, çünkü Minho bana sırılsıklam aşık. " dedi gözleri evin içinde merdivenin son basamağında duran bedene kayarken, Minho üstündeki kısa şortu aldırmadan büyüğüne doğru koşmaya başladı. Jisung'a bakmadan Chan'a sarıldı.

"Çok korktum. "

"Biliyorum güzelim, biliyorum. " polisler Jisung'u götürürken ikili eve girdi, chan oturma odasına geçip ayaklı lambayı yaktı.

"Biraz süt içmek ister misin? "

Minho başıyla onayladı onu, biraz sakinleşmeliydi. Sarışının kollarında biraz uyusa giderdi tüm yorgunluğu, mutfaktan çıkan bedenle gülümsedi. Önündeki sehpaya bırakılan ılık süt ve kurabiyeleri görünce gözleri parladı adeta. Büyük ihtimalle gece uyuyamayacaktı, süt ona yardımcı olurdu.

"Chan."

"Güzelim? "

"Seni seviyorum. "

"Bende seni seviyorum bebeğim. "

Olaylı bir geceydi fakat ikiside güvendeydi, önemli olan buydu. Jisung'dan kurtulmuşlardı, artık ikiside rahattı ve rahat bir şekilde aşklarını yaşatacaklardı.

.
.
.

Minho gece birden titremeye ve terlemeye başlayınca Chan bir şeyler olduğunu anladı, gece saat dört civarlarıydı. Ve Minho kabus görüyordu, nefret ederdi kabuslardan. Büyük etkiler bırakırdı kabuslar ona, kurtulamazdı onlardan.

Bilinçaltını görmek onu korkuturdu, geçmişe dayalı kişiler veya yerler çok korkuturdu onu.

Chan yavaşça minho'yu sarstı, alnındaki yandaki komidinin üstündeki peçeteyle sildi. Minho dolmuş gözlerini yavaşça aralayınca baş ucunda gençliğinin katili yerine sevdiği adamı görünce rahatladı.

"Efulim? "

"Onu gördüm, çok korkunçtu. S-saçlarımı kesti. "

saçları... Minho'nun en sevdiği belkide vücudundaki tek sevdiği şeylerdi. Onlara zarar gelmesine dayanamazdı.

"Artık saçlarına zarar gelmeyecek bebeğim, çünkü ben burada olacağım ve her zaman ipeksi saçlarını okşayacağım. " Minho gülümsedi, gece lambası sayesinde loş olan ortama bakındı.

"Su istiyorum. " Chan komidinin üstündeki dolu bardaktaki suyu yavaşça Minho'ya içirmeye başladı.

Minho suyunu içinde tekrar uzandı, uyumak istemiyordu.

"Uyumak istemiyorum. "

"Uyumayız bebeğim. "

Minho kumandayı eline aldı, yatak odasındaki televizyondan sevdiği bir programı açtı. Sırtını arkasındaki bedenin göğsüne yasladı, işte şimdi güvendeydi.

✩̣̣̣̣̣ͯ┄•͙✧⃝•͙┄✩ͯ•͙͙✧⃝•͙͙✩ͯ┄•͙✧⃝•͙┄✩̣̣̣̣̣ͯ

Aslında bu fıc mınsungtu sonra sıkerler oyle ıs mı olur dıyıp mınchan yaptım nasılım

Your Drew Stars Around My Scars✯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin