1. Bölüm

4 0 0
                                    

Evleniyordu.

    Ona olan aşkımı hiçe sayıp ayrılığımızın ikinci haftasında evleniyordu.

    Ben iki hafta boyunca depresyonun dibini yaşarken o benimle birlikteyken bile başka bir kadınla düğün planları yapıyormuş.

    Üzülmemeliyim belki. Belki beni aldatan bu adamdan kurtulduğum için sevinmeliyim ama... Onu sevdim. Onu öyle çok sevdim ki benden giderken bile yağmur yağarsa ıslanıp hasta olmasın diye eline şemsiye verdim.
  
   Titreyen ellerimle gözlerimi kurulayıp son kez arkamda bıraktığım hayallerime baktım. Yanlızca baktım bu sefer, ağlayamadım. Ardından sarsak adımlarla düğün salonundan çıktım. Yavaş yavaş bir taksi bulma umuduyla yürümeye başladım.

   Yoldan arabalar geçiyordu. Araba farları gözümü alıyor, başımı ağrıtıyordu. Tam o an bir ses duydum. ''Hanımefendi bakar mısınız? Bunu düşürdünüz!''

    Bana mı sesleniyor diye dönüp baktım. Evet, bana sesleniyordu. Kimdi bu? Benden ne istiyordu? Aklımdaki soruları duymuş gibi ''çantanızı düğün salonunun çıkışında düşürmüşsünüz. Size vermek için seslendim fakat duymadınız. Peşinizden gelmek zorunda kaldım. Buyrun lütfen, çantanız''

    Çantam mı? Onu düşürdüğümü fark etmemiştim bile. Bu beyefendi olmasaydı fark etmezdim de. Kendisine cevap vermediğim aklıma gelince ''çok teşekkür ederim beyefendi. Fark etmemişim. Sizi de buraya kadar yordum. Kusura bakmayın'' her ne kadar paramparça olsam da hiç bir insanı öylesine bir nedenden dolayı incitemezdim.

   Karşımdaki beyefendi nazik bir şekilde gülümsedi ve ''önemi yok, zahmet olmadı merak etmeyin. Bu arada ben sizi tanıyorum ama sanırım siz beni tanıyamadınız.'' Beni tanıyor muydu? Ben neden onunla tanıştığımızı hatırlamıyorum?

   ''Çıkaramadım kusura bakmayın. Kimdiniz acaba?'' Dedim. '' ben babanızın arkadaşının oğluyum. Adım Çakır. Çakır Korkmaz.'' Çakır Korkmaz. Bu soyisim çok tanıdıktı. Tabi ya, Cemil amcanın oğlu olmalıydı. ''Cemil Korkmaz'ın oğlu musunuz?''diye sordum. Kocaman gülümsedi ve ''evet öyleyim.''

     Zoraki bir şekilde gülümsedim ve '' Tanıştığımıza memnun oldum Çakır bey. Ben de Demet. Müsadenizle gitmem gerekiyor.'' Beni kafasıyla onayladı. '' Tabiki, müsade sizin.'' Bende baş selamı verip yanından ayrıldım.

   Dizilerde hep tam zamanında geçen şu taksiler neden gerçekte geçmezdi ki. Şimdi ara bul kolaysa. Etrafa bakınırken Çakır beyin hala orada durduğunu ve beni izlediğini gördüm. Ona baktığımı görünce '' isterseniz sizi evinize bırakabilirim.'' Dedi.

   Hiç fena olmazdı çünkü hala çok kötü hissediyordum. Peki bu adam güvenilir miydi? Bunu da düşünmem gerekiyordu çünkü neredeyse hiç tanımadığım bir adamın arabasına binmem pek akıllıca değildi. Yine de babasını tanımanın verdiği ufacık güvenle '' aslında hiç fena olmaz ama size zahmet olmak da istemem''. ''Zahmet olmazsınız, aksine babanız çok sevdiğim bir büyüğümdür. Onun kızını akşamın bu saatinde taksilerle uğraştırmak istemem. Buyrun arabama geçelim.''

  ''Teşekkür ederim.'' Diyip peşine takıldım ve arabasının yanına geldik. Benin için yolcu kapısını açtı ve binmemi bekledi. Elbiseme dikkat ederek bindim ve kapıyı kapatmasını izledim. Kapımı kapattıktan sonra sürücü koltuğuna oturdu.

    Emniyet kemerlerimizi taktık ve yolculuğumuz başladı. Evin konumunu açıp ona verdim. Konuma baka baka ilerlemeye başladık. İlk sohbeti açan o oldu.''Babamı tanıyıp beni tanımamanız biraz tuhaf aslında. Genelde babamın yanında şirketteyimdir. Oraya gelmişseniz mutlaka beni görmüşsünüzdür.'' '' Ben önemli olmadıkça şirkete uğramam ama geldiğimde de sizi görmüşsem bile hatırlamıyorum.'' Dedim. Sohbetimiz buraya kadar sürdü. Geri kalan yolculuğumuz arabada yükselen şarkı ile devam etti.

Aşk dediğin belkide budur
Hep acıtır arkandan vurur
Belkide bu son sefer olur
Kalbim durur dertler son bulur

Sanma üç günlük bu hislerim
Ben burda hergün seni beklerim
Gel beni kendinden mahrum etme ne olur
Bu hayat sen yoksan zehir olur

Duy beni duy ne olur
Dön bana dön ne olur
Aşk dediğin elbet bir yol bulur

(...)

Majeste-Aşk dediğin

Bu şarkı... sanki içimdeki hislere tercüman olmuştu. Doğu, sevdiğim adamın ismi. O benim aşkımdı. Ben ona âşıktım. Sevgim, hislerim üç günlük değildi. Ben onu her zaman beklerim. Yarın birgün eşinden ayrılıp bana gelse onu her hali ile kabul ederim. Yeterki bana dönsün, yeterki beni duysun bütün dertlerim son bulsun.

   Düşüncelere dalmışken araba yavaşladı ve sonunda durdu. Gelmiştik. Çınar beye dönüp '' bıraktığınız için teşekkür ederim Çınar bey. İyi akşamlar. '' dedim. O da '' rica ederim Demet hanım. İyi akşamlar.'' Diye karşılık verdi. Arkamı dönüp iki katlı müstakil evimize ilerledim. Ben kapıyı açıp içeri girene kadar oradan ayrılmadı.

  Kapıyı kapatmadan son kez el salladım. Aynı şekilde karşılık verdi ve gaza basıp uzaklaşmaya başladı. Kapıyı kapatıp içeriye geçtim. Evdekiler yatmıştı anlaşılan. Ses çıkarmadan yukarı kattaki odama çıktım ve üzerimi değiştirmeye başladım. Pijama takımlarımdan birini giyinip ihtiyaçlarımı giderdikten sonra yatağa girdim.

  Gözümün önünde onun hayali vardı. Aklımdan çıkmıyordu. Kendimi zorladım uyumak için. Gece boyu bir sağa bir sola döneceğimi sanarken biraz sonra uykunun tatlı kollarına doğru koşmuştum.

Yine ve yine benn. Bu ara ne oluyor bilmiyorum ama sürekli aklıma farklı kurgular geliyor. Ne yapıcam ben ya. Bir kurgunun devamını getirmek aşırı zor geliyor bana ama başlaması çok zevkli. Zorlaya zorlaya yazıcam artık bir şeyler. Gelmişken ☆👈 şuna basın ve yorum yapın barii. Öpüldünüzz😘

Düştüğüm Yerde Sen Varsın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin