Yine kafa dağıtmak için geldiğim günlerden birisindendi işte. Evden kaçtıktan sonra her zaman geldiğim Club X 'e geldim. Yine her zamanki gibi tıklım tıklımdı, iğne atsan yere düşmez denilecek türdendi ama bugün diğer günlere göre daha sakindi bu şekilde bile. Burada uyuşturucudan kadın pazarlamaya kadar her türlü iş dönüyordu 'insanlar neden buraya bu kadar fazla geliyor' diye düşünmeden edemiyordum ama ben de insandım ve gelmeye devam ediyordum o yüzden bunu düşünmemeye karar verdim.
Kendim ve bugün kendini berbat hisseden psikolojim için insanlardan biraz daha uzak bir köşeyi seçtim ve bugün bana yoldaş olacak içeceğimi seçtim. O gelene kadar gözlerim tüm köşe bucakta birbiriyle yiyişen insanları görmek zorunda kaldı viskim gelince anlık bir kararla kalkmaya karar verdim ve kalktım. Piste, insanların içine doğru yürüdüm çünküüü neden olmasın? Yanlarından geçtiğim adamlara o zehirleyici gülüşümü sunarak yanaklarımın yanındaki gamzemi onlara bahşediyordum eminim ki evde hizmetçi teyze beni böyle görse bana bir daha asla acımaz ve kaçmamam için kapı bacayı iki kere daha kitlerdi. Neyse zaten göremezdi.
İçimden 'Eğlenceye devam Dora bugün ortalığı aleve vereceğiz. ' dememe kalmadan genç garsonmenle çarpıştık. Gerçi ben de ona çarpmış olabilirdim. Acaba onlara ne deniyordu? Onlara sürekli 'pişt yakışıklı' diye seslenmiştim bu zamana kadar onlarda dönüp bakmıştı, bakmasalarmış. Aman bana ne ya! 'Kendine gel Doraaa yine çok konuşuyorsun' diye kendime kızdım bu sırada benim deyimimle garsonmen de fırsattan istifade ortadan kaybolmuştu bile. Onun yüzünden üstüm batmıştı masama geri dönme kararı aldım ve arkama dönerken yine biriyle çarpıştım! Aaaa yeter ama artık ciddi anlamda önüme bakmam gerekiyordu. Evrenin bugün bana oynama kararı vardı. Evrene söverken karşımdaki direk "Önüne baksana küçük" deyince sinir kat sayım ikiye katlandı. O adamın bana küçük diye seslenmesiyle suratına viskimi dökme arasında sadece saniyeler vardı.
O iri yarı dev sarhoş olmaya yaklaşmış bünyemi korkutmaya yetecek bir yavaşlıkla gözlerime bakınca bir adım gerilediğimi hissettim. Eyvah bu sefer boklu değneyin temiz ucundan tutmamıştım muhtemelen. O da durur mu?? Elimdeki kristal desenli bardak sertçe alıp yere fırlatınca bardak tuzla buz oldu, birkaç insan bize baktılar ve işlerine pardon yiyişmelerine kaldıkları yerden devam ettiler. Pff harika. Devin arkasından ona benzemeyen onunla yakın boylarda bir adam benim için geldi. Zannettim ama o devin yanından ona bir peçete verdi ve kulağına bir şeyler fısıldadı. Neegghh bugün sanırım evren bana oynuyordu artık buna inanıyordum. İkisi beraber oradan öylece gittiler.
Masama vardım ve sonundaaa birine çarpmadan bugün başarabildiğim ilk iş. Melül melül bakan gözlerle çevremi incelerken ve ne kadar yalnız kaldığımı düşündüm. Bu sırada tam yakışıklı olarak adlandırdığım bir cisim bana doğru yaklaştı tam sarhoştum. 'Yanına oturdum' dedi hayır demedim elbette ki bir meteor gelmiş git der miyim hiç ayıp olurdu sonra yani, kibarlıktan hep bunlarda(!) Konuşmaya başlayalım bakalım Dora...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Varmış Bir Yokmuş
Teen Fictionİnsan çıkmaza girdiğini yaşamadan bilemezmiş. Neydi bu başıma son 1 ayda gelen şeyler böyle, akıl sır erdiremiyordum! Kapıya sanki alacaklı biri varmış gibi vurulma sesiyle düşüncelerime ara vermek zorunda kaldım yine ve YİNEE...