Bölüm şarkısı: Rolling İn The Deep
Cenan'ın ağzından:Az önce bana iyi olmamı söyleyen bu adam şimdi kollarımda bayılmıştı, ne yapacağımı bilmiyordum sadece baygın olan vücuduna bakabiliyordum.
"Arif şaka mı yapıyorsun?" Sesi çıkmıyordu asla çıkmıyordu, yaşıyor mu veya öldü mü diye kontrol edecek gücüm yoktu, kendi gözyaşlarımı bile silemiyordum.
Ellerimi bedenine daha sıkı bir şekilde sardım, o benim değer verdiğim bir insandı, değer verdiğim sayılı kişiler vardı ve bu dünyada en çok korktuğum şey onların başına bir şey gelmesiydi.
İnsan değer verdiği bir insanı böyle görmemeliydi, asla böyle görmemeliydi bu cidden insanın kalbini paramparça ediyordu, nefesini kesiyordu, her yeri bulanık gösteriyordu insana, hele bide karşınızda sevdiğiniz bir adam varsa bu tamamen boktan bir durumdu.
Her gün ama her gün onun gözlerini, sesini, herşeyini hissetmek için çaba gösterirken şimdi böyle olması saçmaydı.
Artık tamamen hıçkırıklar içinde ağlıyordum, bağırıyordum, çağırıyordum yardım istiyordum.
"Lan gelin lütfen gelin, Allah rızası için gelin!!" Bağırmak bir işe yarar mıydı?
Arif'i kollarımın arasından yavaşça çekip, yere bırakıp ayağa kalktım ve asansör düğmelerine bastım çalışmıyordu, kapıya yöneldim. "Kimse yok mu lan!" Dedim yine ses yoktu, bu sefer elimle açmaya çalıştım açılmadı, kapıya yumruk atmaya başladım yumruğumun izi çıktı ama canım hiç bir şekilde acımıyordu nedenini bende bilmiyordum.
"Allah kahretsin, Allah kahretsin, Allah kahretsin!"
Durmadım yine asansörün kapısına yöneldim. "Yardım edin! Lan yardım edin." Boğazım yanıyordu daha fazla bağıracak gücüm yoktu yavaşça yere çöktüm ellerimi kafama yaslayıp ağlamaya başladım ki sesler gelmeye başladı. "Sakin olun geldik kapıyı hemen açacağız."
İçimde bir huzursuzluk vardı, geçmeyen bir huzursuzluk. Gelseler bile mutluluk hissedemiyordum.
Kapı açıldı ama ben ayağa bile kalkamadım, Emre benim çökmüş halimi gördüğünde yavaş adımlarıyla bana doğru geliyordu, Arif'i ise bir adam kucağına alıp hızlıca gözlerimin önünden kayboldu, Hacı'da onlarla gitti ama Emre."Cenan." Ağlayacak gibiydi boynuma sarıldı bir anda, ama ben ne yapacağını bilmiyordum sadece oturduğum yerde duruyordum, Emre buna izin vermemişti beni zar zor ayağa kaldırıp asansörün içinden çıkarmıştı.
Vücudumu kontrol ettiğinde kan içinde kalmış ellerimi gördü. "Cenan çabucak hastaneye gitmeliyiz bu ellerinle gezemezsin." Dedi. Telaşla kolumdan tutup beni götürmeye çalıştı ki ben izin vermedim elini kolumdan çekip. "Ben Arif'in yanına gitmeliyim." Dedim ve hızlıca koşmaya başladım Emre'de peşimden koşuyordu yangın merdiveni ne ulaştığımda 15 kat ineceğimi bile bile incinmiş bileğim ile hızlı hızlı inmeye devam ettim Emre bana yetişmişti ama bana dokunmuyordu korkuyor muydu benden? Asla bilmiyordum.
Aşağıya indiğimde Emre'nin elini yine kolumda hissettim bana korku dolu gözlerle bakıyordu. "Cenan böyle yapma." Sinirle elini kolumdan çekip Emre'yi ellerimle ittim. "Siktir git tamam mı!!" Arkama bile bakmadan sitenin önünde duran ilk taksiye binip Hacı'yı aradım.
Hacı: Cenan biz Emre'nin evinin arkasında olan özel hastanedeyiz.
Cenan: Tamam.
Deyip direk yüzüne kapattım ki dirsek aynasından Emre'nin yere düşmüş halini gördüm, bunu ben mi yapmıştım?
Gözlerinden akan yaşları da gördüm ama aldırış etmeden taksiciye nereye gideceğimizi söyledim.
Titreyen bacaklarıma değdi bu sefer gözlerim. "Abi camı açayım mı?" Taksicinin sesi ile. "Aç abi." Dedim bir 5 dakika sonrasında hastaneye varmıştım hemen cebimde duran 200 TL'yi taksiciye verip üstünü de almadan hastaneye girmiştim. Hacı'yı görür görmezde. "Hacı!" Diye bağırdım beni farkeden Hacı hızlı adımlarıyla yanıma varmıştı. "Cenan bu elinin hali ne?" Sorusuna cevap vermeden. "Arif nerede?" Dedim. "Merak etme uyanık ama doktor test yapacağını söyledi çünkü ilk defa bayılmamış öncesinden defalarca bayılmış ağzından kan gelmiş daha da fazlası Arif istemese de o adam bir şekilde Arif'i ikna etti." Dedi.
Bunların hepsi nasıl bir anda olmuştu aklım almıyordu. "Nerede peki şimdi, beni yanına götür." Dedim. Hacı direk yürümeye başladı, koridorun soluna vardığımızda bir oda gözüktü direk odaya girdim ki o asansörde ki adam yine buradaydı.
Arif adama bakarken gülümsüyordu ama gözleri bana kaydığında yüzünde ki bütün gülümseme silinmişti.
"Cenan bu halin ne?" Şoka uğramıştı sanki. "Arif iyi misin?" Dedim. Yanında oturan adamı görmezden gelerek önünden geçip Arifin ellerini tutarak ağlamaya başladım göz yaşlarımı asla tutamıyordum. "Kardeşim ağlama bak ben iyiyim ama senin bu ellerinin hali ne? Çabucak hadi bende kalkıyorum o ellerini doktora göstereceğiz."Benim doktor görecek halim mi vardı? Arif'in bir sorunu vardı ve ben kendimimi düşünecektim. Asla. Emre'nin sesi geldi yine o hemen peşimden gelmiş miydi? "Cenan çabuk hadi doktorda çağırdım gel benimle." Dedi ama ben bir kez bile dönüp Emre'nin yüzüne bakmadım.
"Arif-" tam konuşmaya devam edecekken bu tanımadığım adam kolumdan tutup hafiften tebessüm ederek. "İzin verirsen hastam ile ilgilenmek isterim." Dedi. Bende elini kolumdan çekip cevap bile vermeden. "Arif buradan çıkar çıkmaz bende kalacaksın kendi evine gitmeyeceksin, senin evinde Hacı kalır benim evimde de sen hem ben işe de gitmem sana iyice bakarım." Gülümseyerek konuşuyordum ama Arif hiç gülümsememişti.
"Cenan ben iyiyim ama bir şartla gelirim yanına, kendine bir baktır böyle olmaz." Arif'in Emre'ye baktığını gördüğümde Emre bana doğru geldi ve tekrardan koluma girip. "Hadi gidelim." Dedi. Bende Arif'e son kez acı içinde gülümseyip odadan zar zor çıktım. Doktorun odasına girdiğimizde doktor parmaklarımın kırıldığını söyleyip hemen alçıya almıştı, incinmiş bileğime ise sargı bezi sarıp krem sürmüştü ve ilaçlar vermişti birde serum takmışlardı bana, serum biter bitmez de Arif'in İşide bitmişti, testler anca 1 haftaya çıkarmış bizde o yüzden direk Emre'nin evine gitmiştik bana geçmeye gücüm bile yoktu, parmaklarımın acısını yavaş yavaş hissediyordum.
Arif ayrı bir odada Hacı ile kalıyordu, Hacı ona bütün gece bakacaktı bana ise Emre.
Emre'nin kalbini kırmıştım ve o yüzden utanıyordum yüzüne bakmaya bile, o ama bana çorba yapmıştı kendi elleriyle içirmişti. "Hangi diziyi izlersin veya canın bir yemek istiyor mu?" Bana hep iyilik yapıyordu ben ise...
"Emre özür dilerim." Yüzünden bir anda gülümseme silinse bile yine gülümsemeye devam etmişti. "Sıkıntı yok Cenan ben unuttum bile." Dedi. Bense sadece acı bir şekilde gülümseyip Emre'ye sarıldım. "Kardeşim bir daha böyle bir şey yapmayacağım, sana söz veriyorum, insan kardeşine asla bağırmamalı hatta kalbini bir kez bile kırmamalı." Sıkıca oda bana sarıldı ki bir anda Arif'in odada olduğu o kapı açıldı gözlerim ona değdi ama onun yüzünde olan gülümseme bir anda silinmişti. "Pardon." Deyip hemen odaya geri girmişti.
Aslında bugün böyle geçmişti belki yanlış anlaşılmalar yanlış duygular yanlış tavırlar bugün herşey benim için yanlıştı bir tek şey hariç Arif'e olan sevgim ona olan sevgim asla yanlış değildi ben onu seviyordum ve hepte sevecektim o sevmese bile sevecektim.
🍷
Bölüm sonu inşallah beğenmişsinizdir.💞
-BAŞKA BİR EVRENDE-
ACI BÜTÜN VÜCUDUMU KENDİNE SARMIŞTI.