Evet arklar. Bu fic ise biraz diğer fice göre duygusal, adrenalin ve aksiyonlu olacak. Diğer ruhani varlıklar da olacak. Yani bu fic için baya bi beynimi yoracağım. Bunun karşılığını alırım diye düşünüyorum. Umarı seversiniz ve bu gün ki şarkımız-MİDDLE OF THE NİGHT- ELLEY DUHE (speed up). Neyse çok uzattım hani geçelim....
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
O kadar çok koşmuştum ki ayaklarım artık kopacakmış gibi hissediyordum. Nereye mi koşuyorum? Sadece babamdan kaçıp ormana koşuyordu bu ayaklar.
Birden ayağıma takılan taşla yere düşmüştüm. Hemen ayağı kalkıp koşmaya devam etmek istedim ama ayağıma batan sivri bir dal bunu engellemişti.
Arkadan askerler ve babamın sesini duyunca panik yapıp zar zor ayağı kalkarak koşmaya çalıştım. biraz koştuktan -süründükten- sonra bir ağaç ev gördüm.
Kapısını çalacak iken zaten açık olduğunu anlayıp hemen içeri girip kapıyı ağır bir şekilde kapattım. Bir süre sonra at nalı ve insan sesleri gelmeye başladı,
''Elf Jungkook fazla uzaklaşmış olamaz! Hemen bulun onu! o tek Valihat prens! '' diye bağıran kişi babam denen herifti.
Bekledikçe damarlarımdaki kanların donduğunu hissediyor gibiydim sanki.
Sesler bir süre sonra kesilince bir 'oh' nidası çıktı ağzımdan. Ben o saraydan kaçmasaydım eğer orası benim ecelim olacaktı.
O yüzden peşime takılmışlardı. Sebebi ise ormanın kalbi olan Ametist taşını bir büyüyle çatlatmıştım.
Ametist taşı kişinin üzerinde taşıması ile pozitif enerji deposudur, mor rengi ile mutluluk ve huzur veren aynı zamanda şifa etkisi olan bir doğal taştır.
*böyle göründüğünü düşünebilirsiniz
Bende o taşı bilerek büyüyle kırmaya çalıştım. Çünkü Velihat prenstim. Ve bunu istemiyordum. Ben kral olmak istemiyordum.